Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

"Canım Türkiyem" demek geldi içimden haberi okuyunca; duymadınız mı, 2002 yılında hazırlanan İç Güvenlik Strateji Belgesi, Sauna operasyonu kapsamında yapılan araştırmada çete liderinde yakalanmış.

Şimdi bazılarınız, "eyvaah gördünüz mü başımıza geleni, Saunacının eline geçen sırlar çoktan yabancı servislerin kulağına değmiştir!" diye telâşa kapılabilirler.

Herkes sâkin olsun; bir şey olmaz!

Bir şey olmayacağını tahminde rahat davranmam, vaktiyle şu veya bu yolla sözü edilen belgeyi okumuşluğumdan kaynaklanmıyor; üstelik buna benzer gizli belgeler görmüş de değilim.

Rahatım ve bu çok gizli evrakın, alâkasız bir şahsın cebinden çıkmış olmasıyla milli güvenliğimizin riske girmeyeceğini biliyorum. Çünkü bizde güvenlik konusunda konulmuş yasaklar, ekseriyeti itibarıyla rahmetli Mareşal Fevzi Çakmak zamanından kalma, tek parti devrinin ve iki dünya harbi arasında kalan yılların strateji ve taktik anlayışını aksettiren vehhâm bir endişenin ürünüdür. Rahmetli Çakmak'ın bazı sahil vilayetlerine demiryolu veya liman yapılmasına "güvenlik gerekçesiyle" karşı çıktığından bahsederler. Mareşal'in endişesi şu: Düşman bu noktaya çıkarma yapacak olursa bizim yolları ve limanları kullanarak harim-i ismetimize kadar nüfûz edemesin vb...

Vaktiyle hanımla Erzincan'a gidiyoruz otomobille. Kızıldağ'daki çeşmenin başında durup su içelim dedik. Peşinen belirtmeliyim ki çeşmeden su içilmesine müdahale edilmiyor ama o çeşmenin önünde hatıra fotoğrafı çektirmek yasak, çünkü arka planda uzakça bir yerde Jandarma Karakolu var. Telaşla yanımıza kadar koşup gelen nazik jandarma onbaşısı, vakıa bize cebinde devletin "Gizli Anayasa"sı çıkmış çete reisi muamelesi yapmadıysa da ona yakın bir sertlikte fotoğraf çekmememizi ihtar etmişti, oradan hatırlıyorum (lakin şu noktayı belirtmem insaf eseridir; o günlerde civarda yol kesen eşkıyalar da cirit atıyordu!).

Gelelim şu devletin gizli anayasasına; bu bir gazeteci tabiri, aslı Milli Güvenlik Kurulu Siyaset Belgesi. Niçin gizli? Çünkü devletin ileri gelenleri o belgede devletin dostu kim düşmanı kim, onu belirtiyorlar. Hangi mıntıkalara yığınak yapmak lazım, hangi askerî birlikleri hangi tip silahlarla desteklemek gerekiyor, gelecekte askere alma kanununda nasıl değişiklikler yapılması planlanıyor, bu gibi şeyler olmalı.

"İyi ama gazete okuyan herkes bunları üç aşağı beş yukarı bilir zaten" demeyiniz. Her devletin böyle gizlemeye ihtiyaç duyduğu bir siyaset belgesi vardır. Nitekim hep duyarız, yeni bakan atananlara MGK mensubu bir şahıs bu belgeyi imza karşılığında teslim eder, okuduktan sonra bakanlık kasasında saklı tutmasını istermiş.

E, peki bu kadar önemli bir belge "Sauna operasyonu" kapsamında nasıl olup da bir çete zanlısının yazıhanesinden çıkabiliyor? Bu sorunun cevabını merak etmiyorum; güvenlik zincirinin bir halkasının zayıflatıldığı açık. Yakında gazetenin biri, "Gazetemizle birlikte Milli Güvenlik Kurulu Siyaset Belgesi sadece 2 YTL'ye bütün bâyilerde" diye anonsa başlarsa da şaşmam.

Onun için "canım Türkiyem" deyip geçmek en iyisi.


Dün Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nden, "filan kişinin Merkez Bankası başkanlığına atanmasını öngören bir Bakanlar Kurulu taslağı bizde mevcut değildir" yollu bir açıklama yapıldı. Hükümet ise, "kararname taslağını gönderdik, lakin Cumhurbaşkanı'nın tembihi gereği, kesinleşene kadar isim açıklamıyoruz" mukabelesinde bulundu.

Meselenin gerçek mahiyetini bilemem ama anladığım kadarıyla, "bizde filancanın kararnamesi yoktur" demek, "elimizde bir kararname taslağı var ama, sözü edilen kişiye ait değil" şeklinde de yorumlanabilir. Nereden baksanız garip, devlet geleneklerini hafiften tahriş eden sıradışı bir vaziyet var ortalıkta.

Bakalım "sözlü tembih"i kim ıskalamış, birkaç güne anlarız!