Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Meydan Larousse"un alaturka hakkındaki hükmünü okuyalım önce: "Geçen yüzyılın sonları ile bu yüzyılın başlarında çok yanlış olarak Türk musikisine de bizde "alaturka" denmiştir. Türklerin kendi musikileri için "Türk tarzında" anlamında bir terim kullanmalarının acayipliği ortadadır."

Yılmaz Öztuna ise Türk Musiki Ansiklopedisi"nin alaturka maddesinde İtalyanların kullandıkları bu tabirin milli musikiye isim olarak bir asırdan fazla yaşamasını garip buluyor.

Larousse"u ciddiye alır ve her lugât ihtilâfında müracaat ederim; çoğu insan diğerleri gibi ansiklopedi zanneder ama Türkçe"nin en büyük açıklamalı sözlüklerinden biridir. Türk musikisini isimlendirmek için alaturka tabirinin kullanılmasını Larousse, daha 60"lı yılların sonunda acayip diye niteliyordu; aynı yıllarda yayınlanan musiki ansiklopedisinde Öztuna"nın, hadiseye benzer tarzda "garip" teşhisi koyması dikkat çekici. Aradan kırk sene geçtikten sonra ise TRT, bir yarışma münasebeti ile alaturka kavramını yeniden parlatmaya kalkışıyor.

"Alla Turca", İtalyanca bir tâbir. II. Mahmud"un Mehterhane"yi dağıtıp yerine batı usulünde icrâ-yı âhenk eyleyen Muzıka-i Hümayun"u kurmasıyla -mecbûren ve mahkûmen- İtalya"dan davet ettiği müzik hocalarının yaygınlaştırdığı bir isim; kısaca "Türk işi, Türk tarzı" anlamına geliyor ama dilimizdeki yaygın karşılığı müsbet değil menfidir. Köhnemiş Şark"a ait olduğu telmih edilen eski tarz âdetler, zaaflar, kötü gelenekler, hatta tembellik bile alaturka ile nitelenir. Birisine "ne alaturka adam bu" derseniz gururlanmaz, kızar. Bir müessese hakkında (mesela TRT için) "ne alaturka bir kurum bu" denilirse o kurumun lagarlığı, gevşekliği, vurdumduymazlığı ve köhnemişliği imâ edilmiş olur. Yani aklı başında bir Türk, alaturkalığı bile isteye kabullenmez. Türk musikisinin adı Türk musikisidir. Ülkenin ismi nasıl "Turquie" veya "Turkey" değil de Türkiye ise, devletin adı nasıl "The Republic of Turkey" değil de anayasada sarahaten vurgulandığı gibi Türkiye Cumhuriyeti ise, müziğimizin adı da böyledir.

İşin şaşılacak tarafı yıllardan beri bu hassasiyete isimlendirme planında en ziyade sahip çıkan kurumun "alaturka" kavramı üzerine dayanan bir müzik yarışması başlattığını âlâ-yı vâlâ ile duyurması oldu; fikir çok güzel, niyet fevkalâde ama isimlendirme yanlış ve talihsiz. TRT"nin kültür tarihimizde müstesnâ bir yeri var; onun musikimize hizmeti, Frenkçe tâbiri ile "ekol" çapındadır ve müzikte TRT markası hemen "ciddiyet ve erkân" gibi kavramları çağrıştırır. Özel televizyonlardan biri alaturka ismini tercih etseydi zikre bile lâyık bulunmazdı ama TRT musikimizin son kalesidir; o kalenin "alaturka" gibi buram buram aşağılık kompleksi kokuları yayan bir isimlendirme hatasına kapılmasından ötürü çok üzüldüm.

TRT"yi dolaylı vergilerimizle ayakta tutuyoruz ve bu kurum gereğinin üç-beş kat fazlası personel çalıştırıyor; bu pahalı tercihin sebebi, TRT"nin izlenme oranları denilen piyasa hokkabazlığının yıkıcı tesirlerine maruz kalmadan haberleşmede, kültürde, eğitimde ve eğlencede yüksek kalite çizgisini ısrar ve inatla müdafaa etmesidir. Nitekim Türk musikisi konusunda genç kabiliyetlere yarışma ve şöhret imkânı sunması, onun aslî fonksiyonlarına uygun bir tercih ama isimlendirme çok önemli; isimlendirme "ilk ilik" hükmünde.

İsim koymak dua gibidir.

Şeylere isim vermek devletlerin hükümranlık hakkına benzer ve farklı olmak hakkının en alenî tezâhürüdür. Bize dair şeylere "biz" isim vermeliyiz; isim vermekteki titizlik ve ısrarımız, evrende bize dair bir yer edinme irâdemizi âşikâr eder. Bu sebeplerle yanlıştan vazgeçilmesini ümid ediyorum.