Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Cümle aynen şöyle; dikkatle okuyoruz:

"Atatürk devrimlerine dayalı cumhuriyet evlatlarının dört gözle beklediği müjdeyi Strasbourg'dan yine bizim Zeynel Lüle verdi:

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Temyiz düzeyindeki Büyük Daire'si, Refah Partisi'nin 16 Ocak 1998 tarihinde Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmasını haklı bulmuş."

Oktay Ekşi'nin dünkü yazısının ilk iki paragrafı elifi elifine böyle. Şimdi analize geçiyoruz.

1" "Atatürk devrimlerine dayalı cumhuriyet evlatları" şeklinde bir tamlamayla karşı karşıyayız; "Atatürk devrimleri" özel isimdir, dolayısıyla "devrimleri" ibaresinin büyük harfle başlaması gerekirdi; Fransız İhtilâli, Sanayi Devrimi gibi...

2" Tamlamadaki "mystification" ve yüceltme arzusu son derece bâriz vurgular taşıdığı için "cumhuriyet evlatları" kelimelerinin de büyük harfle başlatılması daha münasip düşerdi.

3" "Atatürk devrimlerine dayalı cumhuriyet evlatlarının dört gözle beklediği" ibâresi, kasdedilen mânâ itibariyle vuzuha muhtaçtır; yazar, çok hayâtî, önemli ve kritik bir beklenti halini tasvir ediyor. Beklenti halinin "dört gözle" şeklinde nitelenmesi, Atatürk devrimlerine dayalı cumhuriyet evlatlarının, bu beklenti esnasında başka bir işle meşgul olmadıklarını ve dikkatlerinin bütün fakültelerini bu habere mıhlayarak sair işleri göz ardı ettikleri hissini uyandırıyor.

4" "Atatürk devrimlerine dayalı cumhuriyet evlatlarının dört gözle beklediği müjde" ne olabilir? Yazar, usta tahkiyecilerde sıkça rastlanan bir gerilim yaratma kalıbına müracaat ederek okuyucuyu meraklandırıyor ve makalesinin derûnuna doğru sürüklüyor. Müjde? Biraz sabredersek, bu mühim kitlenin dört gözle beklediği müjdenin ne idüğünü elbette öğrenebileceğiz ama o birkaç saniye içinde, söz konusu "müjde"nin muhteviyatını kendi hayalhânemiz imkânları çerçevesinde doldurarak heyecanlanmak ne kadar güzel!

5" Evet, "müjde"nin mahreci belli oldu; müjde Strasbourg'dan geliyor ve yazar, haberin bir "müjde" niteliği taşıdığını, ifadelerinden taşan bir gurur ve sürûr ile duyuruyor. Yazar, ajans bültenlerinin rutini içinde akan, birbirine benzer biçimde kaleme alınmış haber unsurlarından "hayatî ehemmiyeti haiz" noktaları seçip çerçeveleyen ve onu hak ettiği vurguyla tezyin eden bir görevi yerine getirmektedir. Medyûn"ı şükrânız!

6" Mefhumun muhalifinden hareketle istihrac ettiğimiz mânâ şudur ki, eğer Strasbourg'dan gelen haber, vürûdunu hasretle beklediğimiz vasıflarla tecelli etmeseydi, "Atatürk devrimlerine dayalı cumhuriyet evlatları" büyük bir ye's ve nevmîdi içinde kalacaklardı. Şimdi merakımız çok daha katmerlenmiş haldedir ve Strasbourg dolaylarından gelen müjdenin ne idüğünü, şiddetle öğrenmek arzusu içinde bulunuyoruz. Bir cümleyle bu derecede etkili bir merak psikolojisi uyandırmak kolay değildir: Tesbit ile devam ediyoruz.

7" "Bizim Zeynel Lüle" ibâresi, sıradan okuyucular için mâlum ve mâruf değildir; "bizim" zamirindeki vurgu, acaba, "Atatürk devrimlerine dayalı cumhuriyet evlatları" ile ilgili bir atıf mıdır, yoksa Türkiye'nin tamamını mı kapsamaktadır? Yazının siyak u sebâkından anlıyoruz ki, "bizim" vurgusu ile gazetenin muhabiri kasdedilmektedir.

8" Yazarın ilk paragrafı, iki nokta üst üste işareti ile sona eriyor; paragrafın ":" ile bitirilmesi, hâl"i hazırda mevcut imlâ kaideleri arasında yer almıyor; ne var ki bu küçük kusurdan hareketle yazarın "paragraf" ve ":" kavramları hakkında yeni ufuklara doğru pervâz ederek imlâda vürûdu muhtemel bir devrim tahakkukuna hâdim olabileceği vehmiyle bu hususu imâsız geçiyoruz.

9" Şükürler olsun ki artık ikinci paragraftayız; yazar bu paragrafta, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi", "Temyiz" ve "Refah Partisi" ibârelerini, bilgisayar jargonunda "bold" diye tâbir edilen siyah harflerle vurgulamak suretiyle okuyucuların dikkatini bu kavramlar üzerine yönlendiriyor; bu vurgulardan hareketle peşinen, "okuyucu, bunlar sıradan kavramlar değil, bold dizdirmekteki kasdım ehemmiyetli noktaların güme gitmesini önlemektir" mânâsı çıkarmak doğru olmaz; sükût ile geçiyoruz.

10" Yazar, ikinci paragrafın ilk cümlesindeki temyiz kelimesini hem bold, hem ilk harfini büyük t ile yazmak suretiyle iki yeni açılım denemesinde daha bulunuyor; "temyiz düzeyi" derken temyiz kelimesinin özel isim karakteri taşımadığını bilmemesi mümkün olmadığına göre bu yeniliğin "yora"sı nedir; yoksa analizimizin 9. şıkkındaki son cümlesinde yer alan ihtiyat ifâdesini askıya mı almamız gerekmektedir; hayretle devam ediyoruz.

11" Yerimiz bittiği için analize bir son vermemiz gerekiyor; artık gerili kalmamıza mahal yoktur. Mezkûr mahkeme, RP'nin kapatılma kararının temyizi neticesinde ilk kararın "haklı" olduğuna karar vermiştir; "haklı" kelimesi yine, "aloo, uyumayalım, bu çok önemli bir şey!" vezninden bold karakter ile dizilmiş bulunuyor.

12" Yazının başlığı "Laikliği Avrupa Koruyor" şeklindedir. "Müjde" Strasbourg dolaylarından tecelli etmiştir ve eminiz ki sayın yazar, bu müjdeli haberle, en azından "Atatürk devrimlerine dayalı cumhuriyet evlatları" kadar olmasa da bir miktar gururlanmamızı anlayışla karşılayacaktır.