Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Her bayramin iki cehresi var; ikincisi huzun.

Cocuklar bayramin ilk cehresini tanirlar; evin gundelik ahengine cekilen siradisilik biraz da aile buyuklerinin feragat ve gayretinin eseridir. Her zamandan daha itinali utulenen gundelik pantolon, arife eyyaminda tamir ettirilip boyanan pabuc, belki isporta tezgahindan "en son ikraminiz bu mu?" pazarligiyla satin alinmis bir kazak, bir cift yeni corap, bayramin ebeveyn eliyle cocuklara ulastirdigi kucuk bahsislerdir. Huzun, yokluk, hasret, endise, gonul darligi ve dert bir bayram sabahinda cocuklarin gonlune ilismek icin, ebeveynin cesedini cignemek zorundadir.

Bayramin ikinci cehresi aslinda hayatin mutad akisidir; bayram namaziyla birlikte biz hayatin mesakkatini bayram dekorunun ardina itmeye, siliklestirmeye veya tahammul edilebilir hale getirmeye muvazzaf kiliniriz. Hayatin mesakkatleri bayram hurmetine yakamizi birakip, bizi uc gunlugune olsun cocuksu nes'elere iade etmezler, bayram o suurdur ki erdigi andan itibaren biz onlara karsi bakis acimizi degistirmeye sevk ediliriz. "Hadiseleri degistirebilmeye takatiniz yoksa onlara bakis acinizi degistiriniz" nasihati bayramlarda kuvveden fiile gecer ve aslinda biz bayram nes'esini biraz da kendi irademizle insa ederiz; dini bayramlarin bir hikmeti de bu olsa gerektir. Bayram esnasinda edindigimiz guleryuz, misafirperverlik, ikram, comertlik, sefkat ve anlayis pratigini senenin diger gunlerine yaymak ve uygulamak gibi bir vazifemiz de vardir.

Bayramin ikinci cehresinden cikarilacak vazife "bayram yapmak"tan ziyade "bayram yaptirmak" olsa gerektir ve her bayramda biz buyukler, sartlar ne olursa olsun bayramlarin bayram gibi olmasi icin her gunden farkli davranmaya mecburuz. Guzel bir hayat yasamak elbette bir lutf-i ilahidir; ama hayati guzellestirmek ve bu guzelligi baskalarina bolusturmek en zorlu kulluk gorevlerinden biridir. Hayati guzellestirmek, elbette hayata karsi mukavemet etmekten cok farkli bir mucahede tarzidir; hayata karsi mukavemet etmeye kalkismak manasiz; cunku onu denetleyecek mekanizmalardan mahrumuz. Aslinda yasadigimizi, surdurdugumuzu ve tasarruf ettigimizi sandigimiz hayat bile bize ait degil; onun uzerinde mulkiyet kurmaya kalkismak budalalik; ne var ki -kismen de olsa- onu guzellestirebilme, en azindan onun guzelliklerini fark edip yesertebilme ve cogaltabilme ehliyetimiz var; ladini nokta-i nazardan bu gayret eblehce bir mutluluk oyunu, bir devekusu iyimserligi gibi gorunebilir; ama inananlar icin hayati guzellestirme gayreti, odulu Cenab-i Hak tarafindan takdir olunacak bir faaliyettir. Iyilik de aynen oyle degil midir; karsiligini hemcinslerimizden bekledigimiz iyilik aslinda dunyevi bir yatirimdir; iyilik odur ki karsiligi sadece ve sadece "O"ndan beklenince guzellesiyor.

Bayramin guzellik ve nes'esini cogaltmaya takat yetiremeyenlerimiz var; her bayramin ilk vazifesi, kendi takatimizdan tasarruf ettigimiz hayati guzellestirme enerjisini onlarla bolusmektir. Malum ki bu bayramin nes'esi her haneye ayni suhuletle inmeyecektir: Bayrami gurbette, yoklugun ve mahrumiyetin kavurucu ayazinda, hastalik nevbetinde, hapishane kogusunda, burda tafsili mumkun olmayan bin turlu derd u mihnette karsilayanlarimiz icin bayrami bayrama benzer hale getirmekle de mukellefiz; bunu yapabiliriz.

Ey okuyucu, bayramin kutlu olsun; sizin sahsinizda bir bayram nes'esine, bir sicak merhabaya, kalplerden dudaklara yukselmis bir tebessume muhtac butun gariplerin, asker evlatlarimizin, yolcularin, hastalarin, mahpuslarin, caresizlerin, dertlilerin, asiklarin, muhtaclarin, bikeslerin de bayramini tebrik etmeme musaade ediniz. Hepimiz bu guzel gunde birbirimiz icin dua edelim: Hemen Mevla cumlemize bu guzel ve bereketli gunler hurmetine iman ve akil bayligi ihsan buyursun insaallah!