Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Mahalli seçimlerin siyasi boyutu ihmâl edilemez ama işin "beledi ve medeni" kısmı görmezden gelinince mahalli seçimler devâsâ bir kamuoyu anketine dönüşüveriyor. Aslında sade vatandaş için mahalli seçimler, genel seçimlerden daha önemli ve tayin edici bir rol oynuyor.

Adaylar üç aşağı beş yukarı belli oldu, şimdi sıra belediye meclislerinde. Kamuoyunun dikkati hep belediye başkan adaylarına kilitlidir, halbuki mahalli seçimin rûhunu mahallî meclisler tayin eder ve biz bu kurulların nasıl ve kimlerden teşekkül ettiğine pek az aldırış ederiz. Başkanlar seçimin vitrinidir; meclisler ise müessesenin ta kendisi. Sözün kısası artık, başkanlar kadar belediye meclis üyelerinin kimliğine ve vasıflarına dikkat etmek günündeyiz.

Mimarlar, mühendisler, şehir plancıları, haritacılar, topoğraflar ve müteahhitlerin mahalli seçimlerle, biz sıradan vatandaşlardan daha ziyade ilgilendiği ve daha aktif bir şekilde iştirak ettikleri açık; çünkü mahalli seçimlerle teşkil edilen kurullar, bu kabil meslek gruplarının ticari kapasitesini belirlemekte etkili oluyor. Bir noktaya kadar tabii karşılamak zorundayız; kanunun aradığı şartları haiz herkes seçimlere katılabilir ama işin "ama"sı var...

Yıllarca bu kurullarda görev yapmış insanlardan aldığım bilgilere göre bir şehrin fiziki gelişiminde, imar ve ihyasında belediye meclisleri -idari yargı kararı açık olmak şartıyla- nihai karar mevkiinde olduğu için zamanla belirli meslek gruplarının ağırlığı ile şekillenmeye başlamışlar. Belirli meslek gruplarından kasdım, yukarda sıraladığım meslekler. Yeni imar alanları açmak, inşaat ve ikamet ruhsatı vermek, imar faaliyetlerini denetlemek bu kurulun yetkisinde bulunduğu için nihai tahlilde şehirlerimizde kötü ve kalitesiz yapılaşmanın, çirkin şehirleşmenin vebalini mühim nisbette yine bu kurullarda aramak gereği ortaya çıkıyor.

Binlerce örnekten birini ele almak istiyorum: Vatan gazetesinin haberine göre Mersin Mezitli Belediyesi, bir şirkete bölgenin "jeolojik-tektonik zemin etüd raporu"nu hazırlaması için sipariş vermiş. Hazırlanan rapor Afet İşleri Genel Müdürlüğü tarafından onaylanarak açıklanmış; rapora göre mıntıkanın zemini, 2 bin hektarlık kısmında çakıl, kum ve kilden oluşan alüvyondan ibaret olduğu için sahile yakın yerdeki bütün binaların gözden geçirilmesine işaret edilmiş. Geçen yılın mayıs ayında belediyeye ulaşan rapor, haziranda belediye meclisinin gündemine alınmış ve ne olsa beğenirsiniz? 13 kişilik belediye meclisi, raporu 4'e karşı 13 oyla reddetmiş. Gazete, raporu hazırlattığı halde uygulamaya yanaşmayan meclis kararında "rant" hesaplarının yattığını ileri sürüyor.

Meselenin siyasi tarafı, su götürür ciheti yok; bilimse bilim; raporsa rapor ama çıkan karar nedense hep "rant" lehinde!

Ve her seçimden sonra, hangi parti seçimi kazanmışsa, o partiye mensup "bir kısım" meslek erbabının "şimdi sıra bizde" düşüncesiyle meclisi o istikamette icraata zorladığını, hatta seçimi kaybeden diğer partilere mensup müteahhit vesairenin "burda bize ekmek kalmadı" endişesiyle başka yerlere göçtüğünü söylüyorlar.

Şehirlerimizin suratından belli değil mi zaten; kendi kendine çöken binaları geçiniz, Allah'ın arzında yer kalmamış gibi en azından sekiz on katlı çirkin ve yaşanmaz kooperatif bloklarına bakınız asıl. Birkaç damla yağmur düştüğü zaman kaskatı kesilen metropollere bakınız; bu kompozisyonun teknik ve siyasi sorumluluğunu üstlenen kurullara hangi evsafta adamlar seçmek gerektiğini belki o zaman daha iyi fehmedebiliriz.

Belediye meclisi listelerini bir de bu gözle gözden geçiriniz lütfen!