Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Amerika Birleşik Devletleri'nden bir "Roma" çıkmaz. "Taç giyen baş akıllanır" derler ama süper güç olmak "imparatorluk töresi"nde uygun davranışlar öğretmiyor. Gazete sayfalarına akseden fotoğraflar, standart Amerikalı şuuraltının ifrâzatıdır.

Sûreta Atlantik ötesinde dünyanın en medeni ve hür kamu düzenini kurup yaşatmanın verniği, en küçük başıboşluk fırsatında pul pul dökülüveriyor.

II. Dünya Savaşı'ndan, "üzerinde güneş batmayan imparatorluk" unvanını kaybederek çıkan Britanya Krallığı bile, vaktiyle efendilik tasladığı ülkelerin halkına böyle aşağılık bir seviyede hükümranlık etmemişti; "Asılacaksan İngiliz sicimiyle asıl" sözünün ardında, İngiliz sanayi ürünlerine duyulan güvene ilaveten biraz da saygı vardı. Kesesinde "Aydınlanma" edebiyatından başka atacak barutu olmayan saftirik "aydın"larımızın kulağı çınlasın; görüyorsunuz, bilginin hükümranı olmak, bilgi çağının insanlarını canavarlaşmaktan alıkoyamıyor. Karanlığın tabiatı bir zeytinyağı damlası gibi en küçük fırsatta suyun üstüne çıkıveriyor.

İşkence namına işlenen alçaklıkları bile bile, isteye isteye, hesaplı bir soğukkanlılıkla yaptıklarını düşünüyorum şimdi. Gazete sayfalarına dökülen fotoğrafları, "açık toplumun faziletleri" edebiyatıyla yorumlayabilir miyiz? "Aşkolsun adamlara, şöyleler böyleler ama pisliklerini de halının altına süpürmüyorlar" filozofisiyle bu hadiseden yine de Amerikan erdemine pay ayıracak mıyız? Hayır, iyimserliğin lüzumu yok; başta Iraklılar olmak üzere, bölge halkını ve İslâm toplumlarını ne olursa olsun intikam almaya kilitlenmiş bir nefret saplantısına mıhlayıp, mukabil saldırıları bahane ederek daha yaygın devlet terörüne girişmek için ustalıklı bir tahrik kampanyası yürüttüklerini ihtimâller listesinin ilk sırasına yazabiliriz. Bu usûlü bölgede İsrail yıllardan beri uyguluyor ve Filistinliler'in intikam duygularını kışkırtarak kendisine mukabil şiddet için meşruluk alanları açıyor. Kurulduğu günden bu yana İsrail, bir kere olsun işgal ettiği ülkenin halkına "âdil, centilmen ve hakperest" davranmayı seçmedi! Âdl ile, hilm ile şefkat ile inandırıcı bir "selâm" ile yaklaşmayı denemediler bile. İsrail'in kendine düşman bir coğrafyada tutunmak için bulabildiği en kanlı, en şiddetli usûlü, Amerikalı "kanka"larına tavsiye etmiş olmaları mümkün ve muhtemeldir.

Olanları, "üç beş kendini bilmezin sapıklığı" olarak görüp, dilenen özürleri kabul etmek için elde hangi iyimser sebepler var ki? Amerika Irak'ı, "kötü narkotikçi polis" kumpaslarıyla işgal etti ve ülkeyi Saddam rejimini mumla aratan bir kaosa sürükledi. "Beceriksizlik" denilecek; işgalin ilk günlerinde Conilere soğuk su ikram edecek, Saddam'ın devrilen heykelini terlikle dövecek kadar uyumlu davranan insanları bir senede sokak gerillası haline getirmenin beceriksizlikle ilgisi yok bana göre; olsa olsa uzun vadeli bir hesapla ilgisi vardır. Irak nüfusunun asli unsurlarını tez günde kendine düşman edip, kuzeyde Peşmergelere imtiyazlı bir eyalet bahşişinde bulunmalarını da aynı hesaba yazmak gerekiyor. Amerika'nın bu bölgede bu derece çirkin ve abes bir gerekçeyle "işgalci" pozisyonunda bulunmasının nihai hedefi, bana göre İsrail'in bölge güvenliği stratejileri ile yakından ilgilidir. Gelişmeler sizce bunu göstermiyor mu?