Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

İfratla tefrit arasında bunalmak işte böyle bir şey olmalı; geçen pazar günü muhtelif vilayetlerde yapılan başörtüsü gösterilerinden birinde, "Başörtüsü zulmü 75 yaşında" diye bir pankart görülmüş. Meseleyi küçümsüyor değilim; kırtasiye dükkanlarında satılan bir tabaka kartona ispirtolu kalemle yazılmış bir ibare bu; matbaada çoğaltılmış olsa başka göstericilerin elinde de olması gerekirdi; belli ki münferit bir hadise, belki bir kışkırtmadan ibaret; nitekim o kadar gösteri esnasında "cumhuriyet"e doğrudan veya dolaylı olarak dahleden başka bir pankarta raslanmamış olduğu anlaşılıyor. Bazı gazetelerin illa ki bu pankart üzerinde ısrarla durmaları da doğrusu bu ihtimali destekler gibi görünüyor; ama tekrar etmekte fayda var; ben bu pankarttaki nefret ifadesini küçümsemek yanlısı değilim.

Bu sütunlarda birkaç defa cumhuriyet'in 75. yılını kutlama gösterilerine dair düşündüklerimi ifade ettim; ben bu kutlama tarzının zihniyet itibariyle "geri" bir üslup taşıdığını düşünüyorum; en azından "naiv" ve çocukça. Başta Cogito olmak üzere Türk Yurdu, Türkiye Günlüğü gibi birkaç dergi haricinde Cumhuriyet projesinin ve fikrinin ilmi bir bakış açısıyla değerlendirildiği neşriyata henüz tesadüf etmedik. Devlet 75. yılı kutlama projesine büyük meblağlar ayırmış, büyük destek vermiş olsa da ortaya konulan eserler henüz "kalite" derecesine ulaşmadı. 75. yıl için hazırlanan rozete bilmem dikkat ettiniz mi? Neredeyse beş santim eninde, tasarlanmasında hiç de estetik kaygılar taşımadığı aşikar kocaman bir rozet; ceket yakasındaki duruşu da sakil. Halbuki bu ülkede grafik tasarımı denilen sanat şubesinde dünya çapında kıymet ifade eden sanatkarlar var; daha iyisi elbette yapılabilirdi; ama olmadı. Başka ne var? Tv ve gazetelere verilen abartılı ifadelerle ciddiyetten uzaklaştırılmış reklam metinleri, hepsini birbirine vursan bir "Sakarya Marşı" etmeyecek kötü marş denemeleri, bürokrasi nezdinde "al gülüm-ver gülüm" vezninde teati edilen resmi kutlama ve törenler. Cumhurbaşkanı bile "tatsızlığın" farkında; "daha şaşaalı ve halkın da iştirak ettiği coşkulu törenler" istiyor valilerinden.

Sadede gelelim; her TC vatandaşı devletinin, düzeninin ve dirliğinin güzelliği ve metaneti ile iftihar eder; hele mesele "devlet"e inhisar edince, bir başka türlü hassasiyet gösterir; hiç şüphesiz bu vatandaş cumhuriyetiyle nizalı değil; ama galiba 75. yıl vesilesiyle "cumhuriyet"in kapsamına ustalıkla tıkıştırılan mütehakkim tavırları da yadırgıyor ve durup dururken Cumhuriyet'e ne kadar sadık ve vefadar olduğunu ispat etmeyi manasız buluyor; ne ilgisi var diyebilirsiniz; Anadolu'da neredeyse yarım asrı geçmiş yüzbinlerce evli çift vardır ki, zamane gençleri gibi birbirlerine hayatta bir gün bile "ilan-ı aşk" eylemeyi gereksiz bulmuşlardır; sevgisiz evlilik değildir bunlar; sahih, metin ve şüphesiz "aşk"ı da mündemiç beraberliklerdir.

"Başörtüsü zulmü 75 yaşında" pankartı meselenin bir başka tefrit boyutunu teşkil ediyor; bu ibare doğru değil, çünkü hıncın, öfkenin, bastırılmışlığın ifadesi bu. "Cumhuriyet olmasaydı hala kağnıya mahkum olurduk." saçmalığı ile "başörtüsü zulmü 75 yaşında" saçmalığının kalitesizlik kumaşı aynı; ikisi de naiv bir mantığın eseri, ikisi de ilmi olmaktan uzak ve ikisi de hilaf-ı hakikat!

Cumhuriyet bizim "gururumuz" olamadı henüz; ama bizim "onurumuz"; keşke Cumhuriyetimizin 75. yılındaki performansıyla gururlanabilseydik; ama bu gönül kırıklığı ona hakarette bulunmayı tazammun etmiyor; çünkü "cumhuriyet" devlet tarzımız olarak ve hakimiyeti "millet"e tevdi eden bir siyasi yapılanma olarak, milletçe ortaya koyabildiğimiz en yüksek siyasi organizasyonun pratiği olarak bizim izzetimizden, haysiyetimizden bir cüzdür. Onu tenkid etmek, ona saygısız davranmayı gerektirmez, ona saygı duymak da tenkit haklarımızdan vazgeçtiğimiz anlamına gelmez.

Akl-ı selim başka bir yerde ve biz hep orada durmaya gayret ediyoruz; ifratçı tabasbusdan da ırağız, tefritçi hamakatten de!