Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Değerli partili grup arkadaşlarım, çok vahim bir gelişme karşısındayız: İçinizde kalbi, şekeri, tansiyonu, kolesterol problemi arkadaşlarımız olabilir, belki bu yüzden böyle "pat" diye açıklamak doğru olmayacak fakat memleket meselesidir, söylemek zorundayım.

Yine de dil altı kullanan arkadaşlarımız hazırlıklı olsunlar; dayanamayacak olanlar kulise çıkıp gezinsinler, derin nefes alsınlar; evet, hazır mıyız efendim? Güzel...

Arkadaşlar, maalesef bazı çevreler 1982 yılında bir kısım darbeci paşalarımızın yaptırdığı gül gibi anayasamızı değiştirmek istiyorlar!

Korkunç fakat gerçek, acı ama hakikat, inanılmaz fakat doğru!..

Hemen belirteyim arkadaşlar; biz bu anayasamızı yolda bulmadık, öyle önüne gelene değiştirtecek de değiliz. Bu anayasayı değiştirenin de alnını karışlarız ayrıca; lütfen yani, bozdurmasınlar bize efendiliğimizi, bizi Ninjalığa mecbur etmesinler...

Bir defa siz kimsiniz behey şaşkınlar; bir anayasa nasıl yapılır biliyor musunuz? Durup dururken yapılmaz anayasa; ne zaman yapılır? Bir kurtuluş savaşı kazanmışsınız, ülkeyi zalimlerin elinden kurtaran şanlı bir devrim, bir silahlı darbe yapmışsınız, millet tek yumruk, tek bilek olmuş, eski meclis üyelerini dövmekten beter edip insan içine çıkamaz hale getirdikten sonra laik çevrelerin temiz bağrından arslanlar gibi bir kurucu meclis çıkarmışsınız, eyvallah! At da yakışır size, meydan da; yaparsınız bir anayasa. İçine ne de isterseniz yazarsanız. Helâldir, vâciptir, müstehaptır, menduptur, makbuldür fakat ortada ciddi bir şey yokken birkaç yandaş, liboş, dinci gazeteci yazar takımı istedi diye anayasaya dokunulmaz efendiler. Anayasalar "iyi saatte olsunlar" metinleridir, kurcalanmaya gelmez, çarpar adamı...

Tamam bize göre hava hoş, icabında olur ama gerekli şartları taşıyor musunuz, görelim bir kere: Tırnaklarınız temiz mi, dişlerinizi her gün kanatırcasına beş kere fırçalıyor musunuz, mahallede muhitte iyi tanınan biri misiniz, sâbıkanız, vergi borcunuz var mı, dedeleriniz Milli Mücadele'de nerede ne yapmış, merdiven çıkarken ıslık çalabiliyor musunuz, eşiniz, kızınız başörtülü mü, hangi gazeteyi okur, hangi ilim-irfan menba'larından feyiz alırsınız bilinmesi lâzım.

Tamam, diyelim, aranan şartların hepsini haiz bulunmaktasınız; yine olmaz; niçin olmaz, çünkü bu anayasa tâdilleri tâze et gibidir efendiler! Hayvanı kestin, temizledin, haydi yallah mangala olmaz! Et dinlenecek, gevşeyecek, kendini toparlayacak, aradan zaman geçecek, yumuşayacak. Bir günde turşu kurulur mu grup arkadaşlarım, değeri vekiller? Olmaz! Öyleyse anayasa tadilatı da bu meclisin işi değildir. Gel bir yanımıza, mutabakat ara, gönlümüzü hoş et, ağzınla kuş, burnunla sinek tut, kalburla kırk dereden ıslanmamış su getir; biz de bu vatanın evladıyız, oturur bakarız, inceleriz. İcabında sirkesi az olmuş, sarmısağı fazla kaçmış deriz, bir karara verir, ağzını güzelce bağlar anbara kaldırırız; bizden sonraki dönem milletvekilleri meclise gelir, bakar, der ki "A bu münasiptir" eyvallah, lakin anayasa değiştirmek bizim, daha doğrusu bu meclisin harcı değildir baylar bayanlar; bakınız burada bir hadise aklıma geldi, arzedeyim, vaktiye vilayetin birinde herifin biri af buyrunuz umumhane açmak için vilayete istidâ veriyor. Vali bakıyor dilekçeye, iş fenâ. Dilekçenin kenarına şöyle yazıyor: "Benden sonra bu vilayete tayin olunacak zagonu geniş valiye havale!" Aslında burada daha oturaklı bir tâbir var ama yeri değildir. Ha, ne diyordum, bizler, neticede Amerikalıların deyişiyle "Topal ördek" sayılırız efendiler. Biz kiim, anayasa tadilatı kim? Bizden sonra gelecek olan o zagonu geniş meclis isterse, buyursun değiştirsin efendim. Zorluk çıkaran mı var?