Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

DTP adına bağımsız seçilen vekillere yeni yasama döneminde samimiyetle başarılar dilerim. Terörü durdurmak, meseleleri daha soğukkanlı ele almak ve bölgede gitgide daha önem kazanan Amerikan faktörünü iyot gibi açıkta bırakmak için şartsız, önyargısız yeni bir başlangıca ihtiyaç var. İşte bu sayfa açılmıştır; halkın oyuna talib olarak Türkiye'nin Meclis'ine katılmaları, DTP'nin, oyunu meşru zemin ve kurallar içinde kabullendikleri mânâsında bir iyiniyet hamlesi olarak değerlendirilmeli.

DTP bu ülkenin gerçeği; onları uzaydan inmiş veya Meclis'e teröristlerin propaganda kolu gibi sızmış olduklarını düşünmek "milli irâde" dediğimiz kavrama peşinen saygısızlıktır. Meclis'te hüsnükabulle karşılanmaları, siyasi ve beşeri nezaketsizliğe uğratılmamaları gerekir. DTP vekillerinin nasıl bir hâlet-i ruhiye ile Meclis'e girdikleri hususunda biraz empati gerekiyor; onları, vekaletini aldıkları insanlarla, terör örgütünün talimatları arasında sıkıştırılmış bir heyet gibi değerlendirmek lazım. Hakikaten zor bir durumdur bu.

"Beraat-i zimmet asıldır" kaidesince her vekil gibi DTP'lilerin de Meclis'e Anayasa prensiplerine sadakat sözüyle geldikleri unutulmamalı; tabii bu gerçeği DTP'lilerin de daima hatırlamaları, siyasi centilmenliğin esasıdır. Anayasa'ya göre her vekil, bütün Türkiye'yi temsil etmekle görevlidir; bölge temsilcisi gibi tavır takınmak, DTP'yi toplum nazarında hızla marjinalleştirir ve sözlerinin kıymetini azaltır. DTP'nin şansı "bölge partisi" veya "etnik siyaset temsilcisi" rolünden hızla uzaklaşarak diğerleri gibi Türkiye'nin partisi psikolojisini bürünmesidir. Bu yol tercih edilirse açıktır ki, Türkiye, -moda tabirle- büyük bir sinerji ortaya koyar.

Bunu yapabilirler mi? "Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir" sözüne kulak asacak isek DTP'lilerin Meclis'te her an beklenilmeyen bir tavır göstererek bölge siyaseti yürütmeyi tercih edeceklerini tahmin edebiliriz; üstelik bu tutum -bazılarının hesabına göre- kendilerine öteden beri sempatiyle bakan Batılı kamuoyunun dikkat ve desteğini celbedecek ve çatışma meraklısı aşırıların gönlünü hoş tutacaktır: Basit, belki verimli ama çok tehlikeli bir yol; üstelik bu yolun bir yere çıkmadığı kerrât ile görüldü. Müşkül ve göğüslenmesi güç olanı, DTP'nin büyük resmin çerçevesine girerek politik mücadele sürdürmesi olacaktır ve temenni edilen budur; böyle bir tutum iç kamuoyunda DTP'ye duyulan güvensizliği hızla silecek ve Türkiye'nin iç huzuruna büyük bir katkı sağlayacaktır. Bu arada PKK unsurlarını kullanarak Türkiye'ye karşı siyasi ve psikolojik üstünlük kurmak isteyen ülke ve çevrelerin nasıl avadanlıksız kalacağını düşünmek bile güzel görünüyor.

DTP önemli bir yol ayrımının ucunda duruyor şu an; o yol ayrımında DTP'ye yardımcı olmak, güven vermek ve büyük çerçevenin içine katılmalarını sağlamak için usul ve nezaket hatası yapmamak gerekiyor. DTP'nin Meclis'te grupla temsil edilmesi büyük bir avantajdır; bu avantaj pek kolayca heba edilebilir ama değerlendirmek emek ve siyaset gerektirir. Zorluk iki noktada düğümlenecek; evvela DTP'nin terörü dışlayıp ayıplayarak tamamen sivil ve demokratik bir mücadele yolunu seçmesi, ikincisi ise DTP'nin bundan önceki alışıldık kavgacı ve uzlaşmaz tutumundan beslenen şahin çevrelerin hayal kırıklığını izâle etmek.

DTP'den, çok açık ve berrak bir tavır bekleriz; "uzlaşmacı, işbirlikçi, vs." gibi suçlamalara aldırış etmeden Türkiye'nin tarihinde yeni bir sayfa açarak iç barışın çimentosu olmak; dış politikada Türkiye'nin elini güçlendirmek, kaynak israfına son vermek. Bunu yapabilirlerse Cumhuriyet'e en büyük katkıyı gerçekleştirmiş olurlar. O zaman bugün büyük mesele gibi görünen pek çok pürüzün nasıl hızla ortadan kalktığını -biraz da- hayretle görürüz. Haydi, gelin şu büyük ve güzel resimde birlikte gülümseyelim yahu!..