Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Yandaşlarını zengin etmek var. Türkiye’nin çılgın projelere değil, düşünen, üreten adamlara ihtiyacı var.” sözleriyle hafifsedi. Ben CHP liderinin yerinde olsaydım, projeyi ayaküstü, hazırcevaplılık zekâsına dayalı haset yüklü cümlelerle kötülemek yerine, CHP’yi öne çıkaran bir çıkış yapar ve derdim ki “Şu an hepimiz, 90 seneden beri CHP’nin en çılgın projesi içinde yaşıyoruz, zira CHP’nin en büyük ve en parlak fikri Türkiye Cumhuriyeti’dir.”

Bu hüküm doğrudur. Türkiye Cumhuriyeti, CHP’nin ve elbette ondan önce M. Kemal Paşa’nın projesidir.

CHP, “Halk Fırkası” adıyla 9 Eylül 1923 tarihinde kuruldu; bir tüzel kişilik olarak Cumhuriyetimizden 50 gün daha kıdemlidir. Kaldı ki CHP’nin, Türkiye’yi parlamentolu monarşiden tek partili, otokrat bir cumhurî idareye dönüştürmesi bile büyük bir siyasi hamleydi. CHP’nin ikinci büyük total projesi, Cumhuriyet’le yönetilecek toplumun tasarlanması ve bu istikamette gerçekleştirilen “inkılaplar” oldu. Atatürk inkılâplarının bana göre en belirgin özelliği toplumun “sekülarize” edilmesidir; inkılâplar, toplumun yaygın İslâm kültürü ile bağlarını keserek onun dinî etkiden arınmasını amaçlıyordu ve buyurgan karakterdeydi.

CHP’nin en çılgın projesi toplumu yeniden biçimlendirmekti; bu amacı gerçekleştirmek için CHP yöneticileri, çeyrek asır boyunca Türk toplumunun önüne serbest seçim sandığını koymaya cesaret edemediler veya daha kibar bir dille, “Bunun için toplumun henüz hazır olmadığı”nı düşündüklerini gizlemediler.

Bu proje başarılı oldu mu, tartışalım:

-CHP’liler öteden beri “Çağdaşlaşmayı ve Batılılaşmayı CHP’ye ve Atatürk’e borçlu olduğumuz” cümlesini tekrarlamayı severler fakat doğru değildir. Her iki hedef, son iki Osmanlı asrında, özellikle saray öncülüğünde desteklenen bir devlet politikası idi. Tanzimat ve Meşrutiyet dönemlerinde özellikle hukuk nizamını laikleştirici önemli reformların yapıldığını da hatırlamalıyız. Cumhuriyet inkılâpları, başkaca seçeneğe yer bırakmayacak derecede laikliği devlet politikası kılmak ve toplumu İslam kültüründen uzaklaştırmak bakımından bu çizgiyi, farklı ama zecrî bir yönde devam ettirmiştir.

CHP’nin toplumu sekülarize etmek, bunun için devletin cebrî otoritesini seferber etmek siyasetinin, bürokrat kesimi üzerinde başarılı olduğunu söyleyebiliriz; buna mukabil toplumun büyük kısmı, İslâm kültürünün güçlü hatıralarına sâdık kaldı ve tepkisini imam-hatip okulları fikrini destekleyerek gösterdi. Türkiye bugün modern görünüşlü bir ülkedir fakat bu özelliğini CHP’ye değil üretim modellerinin değişmesi, refahın orta sınıflara doğru yaygınlaşmaya başlaması, haberleşme teknolojisinin artışı ve köyün tasfiyesi gibi daha büyük ölçekli tesirlerde aramak isabetli olacaktır.

Bir başka ifadeyle modernleşmeyi veya Batılılaşmayı CHP politikalarına borçlu değiliz; bunlar, zamanın tabii ahengi içinde zaten uğramak zorunda kaldığımız merhalelerdi (Yani teknoloji, haberleşme, üretim modellerinde yenilikler). CHP, az önce ifade ettiğim gibi yönetim tarzı ve toplumsal kültürün İslâmi özden sekülerliğe dönüştürülmesinde belirleyici ve sorumlu rol oynamıştır.

CHP, tek parti yılları içinde üstesinden gelemediği şeyleri yoksullukla, eğitimsizlikle ve sermaye kıtlığı ile izahı tercih etti fakat ilk serbest seçimlerden itibaren bir türlü seçim kazanamayışını kendine bile anlatamıyor. Bu başarısızlığın sebebi, kendini hâlâ kurucu irâdenin devamı zannederek toplumu biçimlendirici tek parti zihniyetini devam ettirmesidir. CHP, ilk çılgın projesinden sonra yenilerini geliştirmek yerine, seçim mağlubiyetlerini toplumun geriliği, cahilliğiyle nitelemeyi kolay buldu. İnkılâpçılığı, kuruluş günlerindeki program maddelerinden ibaret saydı ve galiba en fenası, biçimlendirmeye kalkıştığı toplumu tanımaya hiç yanaşmadı.

CHP, günümüzde demode bir tek parti hatırası gibi duruyor ve galiba bu görüntüsünden hiç de şikâyetçi değildir. İşte bu yüzden CHP’nin bugünlerde topluma sunabileceği en etkili, en çılgın proje, artık “Eski CHP” ile ilgisinin kalmadığını ve tek parti döneminin kötü hatıraları ile yüzleşmeye hazır olduğunu ilan etmesi olacaktır.