Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Yirminci yüzyıla sinema damgasını vurdu; sonraki milenyum ise internetle açıldı. Önümüzdeki asrın nasıl şekilleneceğini tahmin etmek imkânsız ama bir tahminde bulunmak zor değil: XXI. yüzyıla, insan topluluklarının zihnini yönetecek endüstri ismini verecek. İnternet değil çok daha başka nitelikler taşıyan bir medya, George Orwell'in kâbusa benzeyen kehâneti adım adım gerçekleşiyor. Harry Potter'i okumadım, okumaya da niyetim yok; keza "Yüzüklerin Efendisi" de okuma listemde yer almıyor. Tarihi ve fantastik edebiyattan hoşlanırım; Batı edebiyatına da karşı değilim ama Amerikan rüya endüstrisinin altını kırmızı kalemle çizerek dünya piyasasına sürdüğü tüketim metaına karşı alerjim var. Eğer canım rüya görmek çekerse kendi rüyalarımı görmek ve seyretmek isterim; "Judeo"Hıristiyan" kültür ve inanç iklimine dair rüyaları değil!

"Rüya görmek" kavramı üzerinde duralım. Bu, bildiğimiz rüyadan farklı bir şey. Kişinin veya bir toplumun düşünce kalıplarını değiştirmek, ona yeni davranışlar öğretmek ve adeta yeni bir insan veya toplum inşa etmek için gereken bütün zihni altyapıyı hazırlamak, bir medeniyet dairesinden çıkıp bir başka medeniyetin kültür kalıplarına girmek diye tarif edilebilir belki. Sinema filmleri, televizyon dizileri, reklam kuşakları, video klipler, bilgisayar oyunları, romanlar ve bütün bu "kültür ürünleri"nin bombardımanı neticesinde kazanılan düşünce, davranış ve "tabii ki" tüketim alışkanlıkları neticesinde insan artık kendi rüyasını değil, başkalarının rüyasını görmeye ve yaşamaya başlıyor. Bugün "globalleşme" dediğimiz vakıa, sanıldığının aksine IMF kredileri veya hükümetler arası anlaşmalarla değil global medya ürünleri aracılığı ile gerçekleşiyor. Bizim gibi ülkelerin ve toplumların kendi rüyalarını görme hakları kalmadı. Rüyadan kopuş, mitolojiden de kopuştur. Eğer farkındaysanız yeni kuşaklar bize ait olan mitolojiden değil, Judeo Hıristiyan, yani Yahudi ve Hıristiyan dünyasının mitolojisinden beslenerek problem algılamayı öğreniyorlar. Global medya "ki en büyük dağıtım şirketini Hollywood sineması teşkil ediyor" bütün dünyaya kendi mitolojisinden ilham alan hayal ürünleri satıyor. Karşılığında ödediğimiz te'lif hakkının para cinsinden önemi yok ama anlam cinsinden büyük kayıptayız. Bir yerli mücevherat şirketi, Ayşe'lere, Hasan'lara, Mehmet'lere satmak için "Yüzüklerin Efendisi" filmindeki yüzüğün aynısını imal etmeyi düşünebiliyor mesela. Yediden yetmişe her yaş grubundan insan bir "Potter histerisi"ne kapılmış vaziyette. Noel yortusunu lâdini bir örfe bağlayarak milletçe tes'id etmeye çoktan alıştık. Yakında Cadılar Bayramı, Şükran Günü kutlamaları ve hatta Paskalya ve Hamursuz geleneklerini benimsersek şaşırmayacağım. Kimin rüyasını görürseniz onların örfüne tabi olursunuz; bu kadar basit! Judeo Hıristiyan dünyasının rüyalarını idare eden temel kaynağın ismini öğrenmek ister misiniz: Bu kaynak Kitab"ı Mukaddes'tir. Hollywood sinemasının ürettiği senaryoların çok mühim bir kısmında Kitab"ı Mukaddes mahreçli esatir, hadise, karakter ve tahkiye ve bunların türevleri yer alıyor. Pazar gazetelerinden bir haber okuyorum: "Türk Harry Potter dosyası; Her üç kişiden biri büyüye inanıyor". Ara sıra su üstüne çıkan satanizm saçmalıklarının kimler arasında nasıl revaç bulduğunu bir kere daha hatırlayınız lütfen; bazı şeylerin nasıl anlam kazandığını hayretle fark edeceksiniz.

Avrupa bile bu global rüya dayatmasının mağdurudur; kaldı ki Avrupa dahi zihnen aynı esatirden beslenmesine rağmen onlar bile şikayetçi. Fransa'da Hollywood ürünlerine yüksek vergi uygulaması getirildiğinde zamanın ABD başkanı bizzat devreye girerek Fransız direnişini kırmıştı; mesele o kadar önemli. Vahametin bize akseden kısmı hakkında söylenecek çok şey var ama muhatap bulmak imkânsız. Daha birkaç ay önce Milli Eğitim Bakanı'nın klasik edebiyatımıza takındığı hasmâne tutumu henüz unutmadık.

Ben, "Cilâlı İbo Harry Potter'ı döver"cilerin yanındayım.