Çok mu fesadım?

Kaç Avrupa Birliği vatandaşının şahsi bilgisayarında, ülkesinin genelkurmay başkanlığına ait resmi site, "her gün göz atılacak siteler" listesinde işaretlenip bookmark edilmiştir bilinmez; bizim genelkurmay sitesi, böyle günlerde tıklanma ölçümlerinde başa güreşiyor.

Eski adı tsk.mil.tr idi, şimdi mil uzantısı kaldırılmış (İngilizce military'nin kısaltması idi), şimdi sadece tsk.tr.

Güzel bir dikkattir; "site" ile uğraşan webmaster'ları tebrik ederim.

Webmaster'lar diyorum çünkü bu siteye kimin hangi bildiriyi koyduğu bazen derin tartışmalara konu olmuştu; mesela 27 Nisan bildirisi böyleydi. Hayli zaman sahipsiz kaldı; netice dönemin genelkurmay başkanı Org. Büyükanıt altı ay kadar önce, "ben yazdım" demişti de hani, herkes inanır gibi yapmıştı. Üslup pek andırmıyordu ama yine de inanır gibi yapmıştık.

Nerden hatırladım; Genelkurmay dün yine bir açıklama yayınladı. Diyor ki önceki gün Erzincan'da bir askerî intikal yapıldı ve bu bazı dedikodulara sebep oldu; bundan mânâ çıkarmayın; 3. Ordu'nun bazı birlikleri kış tatbikatına hazırlanıyor.

Tam böyle demiyor aslında resmî bildiri, "...kış tatbikatına hazırlık eğitimi kapsamında yapılan rutin bir faaliyetidir" diyor. "Rutin bir faaliyetidir" ibaresi yanlış, daha doğrusu bozuk; "rutin bir faaliyettir" denilse vaziyeti kurtaracaktı. Olmamış, sanki aradan bir kelime düşmüş gibi duruyor; meselâ, "rutin bir (tatbikat) faaliyetidir" veya "rutin bir (hükümeti tehdit) faaliyetidir" veya "rutin bir (demokrasiye balans ayarı) faaliyetidir". Belki asıl metin böyle bir şeydi; emir-komuta zinciri içinde bildiriyi inceleyen âmir o ibâreyi çıkarmak lüzumu hissetti fakat faaliyetidir kelimesini "faaliyettir" şeklinde düzeltmeyi unuttu!

Çok mu fesadım? Haklısınız, basit ve mâsum bir unutkanlıktan bu kadar mânâ çıkarmak gerekmez, fakat hak veriniz, bir askerî birliğin bu kadar nemateli bir günde sokağa dökülüp cumhur-cemaat silahlı araçlarıyla yürüyüş eylemesi tabii değildi. Hatta bazı gazeteler, 3. Ordu Komutanı'nın aynı gün "İrtica ile Mücadele Eylem Planı" dolayısıyla mahkemeye ifade vermeye davet edilmiş olmasını pek mânidar bir tesadüf olarak yorumladılar; olacak iş değil yani...

Bir başka tesadüf ise 3. Ordu karargâhının Erzincan'da bulunması.

Neyse ki, aklımıza gelen o "bedhâh ihtimâl"in bir vesveseden ibaret olduğu, aslında "rutin bir faaliyetidir"den başka türlü anlaşılmaması gerektiğini en yetkili mercî ve web sitesinden öğrenmiş bulunuyoruz.

Aksi takdirde şöyle düşünecektik: Diyecektik ki, "Ne oluyor arkadaş, 'rutin bir faaliyetidir' diye çıkardığınız araçlar halkın vergileriyle satın alınmış araçlar; o araçların üstündeki silahlar, donanımlar milletin parasıyla alınıp askere emânet edilmiş silah ve donanımlar. Araçlara bindirdiğiniz subay, erbaş ve erler milletin evladı. Siz kimin aracı, silahı, evladı ile soruşturma geçen komutanınıza destek çıkmak için yollara dökülüyorsunuz! Bu hakkı nereden alıyorsunuz? Milletin parası ve imkânı ile Erzincanlılar üzerinden milleti tehdide kalkışan sorumlu hakkında ne gibi bir işlem yapmayı düşünüyorsunuz?.."

Diyecektik... fakat böyle bir şeyi aklımızdan geçirmiyoruz. Genelkurmay'ın meşhur sitesinden yapılan iki satırlık açıklama ile vaziyet tavazzuh etmiş bulunuyor.

İknâ olduk mu? Pek sayılmaz, fakat bu da bir şeydir...

İknâ olmadık çünkü, çünkü hayliden beri orduya mensup birtakım kişilerin karıştığı hadiseler, düzenlediği evraklar, aleyhlerindeki suç isnadları mânidar bir yoğunluk göstermeye başlamıştır. Eskiler böyle durumlara "Şüyû'u vukû'undan beter" derlerdi; mânâsı şöyle; "Dedikodusu, gerçekte olup bitmesinden daha kötü!"

Bugünlerde Cenâb-ı Hak, İlker Paşa'ya yardım etsin!


Kaynak (Arşiv)