Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Zaman icinde butun gostergelerin eskiye gore mutlaka daha iyi, guzel, verimli ve yuksek bir kaliteye dogru seyrettigini ongoren iyimser bakis acisi (yani "ilerlemecilik"), insanligin gordugu en mutlu ruyalardan biriydi. On dokuzuncu yuzyil Avrupa'sinin ilmi ve siyasi mahfillerini kendine esir eden bu ruyanin, yirminci yuzyilda ancak "sirtimizin acikta kaldigi" tarzinda yorumlanmasi dogrusu buyuk bir hayal kirikligi idi. Komurlu utuye gore buharli ve elektrikli utunun, at arabasina gore otomobilin, abakus yerine dijital hesap makinesinin sundugu inkar edilmez konfor "ilerleme" taraftarlarinda hala, ruyanin devam ettigi kanaatini yasatsa da artik hepimiz bir asir once "rahmetlinin vadesi yetti" cumlesiyle aciklanan olum raporuyla, enfarktusun kirk sekiz varyantindan biriyle izah edilen cagdas olumler arasinda nisbi olarak esasli bir ilerlemenin olmadigini biliyoruz.

"Guzel gunler gorecegiz cocuklar..." misrainin telkin ettigi umid, dunyanin en eski beklentilerinden biri, belki de baslicasi. Antik dunyayi dehsetiyle titreten veba felaketinin kurban sayisi, cevre kirlenmesi ve trafik terorune yenik dusen felaketzede sayisindan asla yuksek degildi. Cagdas tarih felsefesi metinlerinin kalite itibariyle hala Hazreti Isa'nin dogumundan on iki asir once yaziya gecen Beni Israil kissalarinin ayak topuguna yetisememesi, ilerlemecilerin butun keyfini buz gibi sogutan ironik bir nukte degil mi? Sakyamuni (Gauthama Buddha)nin hikayesi takriben 2600 yasinda; Konfucyus ve Lao Tze 2500, Brahmanizm ise baslangici belirsiz olmakla birlikte tahminen 4 bin senedir insanlarin son derece ciddiye aldigi ogretiler olarak modern niteliklerini koruyorlar. Milad oncesinin karanlik zamanlarindan suzulup gelen ilkel ask siirlerinin hala yurek hoplatacak kadar taze itirlar nesretmesine ne demeli? Dunyanin en kidemli medeniyetine asirlarca tas tasiyarak omur curuten eski Misirli Lumpen proleterlerin kirbac molasi esnasinda bir an soluklanarak birbirine, "yahu farkinda misiniz ahlak ne kadar bozuldu; colugumuz, cocugumuz ne olacak?" diye sizlanmalari ise coktandir tarihi belgeler arasindaki yerini almis bulunuyor. On besinci asirda Kur'an, her neslin nasibine ve talebine gore beyan ettigi mana kivrimlariyla hala insanligin gundeminde yer tutarak mucizesini gosteriyor ve yuz milyonlarca insan icin "Efendimizin cizdigi karakter portresi, milyonlarca defa taklide ve tekrara can atilan bir numune teskil ediyor. Buna mukabil son asirda kaydedilen ilmi ve teknolojik mesafe paradigma ve model degisiklikleri ile kendini tekzib ede dursun daha munis ve barisci bir dunya icin bir degerler silsilesi ortaya koymaktaki ehliyetsizligini defalarca ibraz etti.

Bundan tahminen elli bin yil once yasadigi varsayilan "Pekin adami" ile simdiki insan neslinin kafatasi hacmi arasindaki birkac santimetrekupluk kapasite artisina gelince, onu pekala teknolojik platformda kazandigimiz dudak ucuklatici icatlara tahsis edebiliriz; geriye, yine tahminen 50 bin yildan beri standart agirligini koruyan 1100 gramlik beyaz renkli organik kutle kaliyor.

Elli bin yilda birkac santimetrekupe tekabul eden bir zihni kapasite artisi icin boburlenip durmak ne kadar manidardir bilinmez.