Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Sevgili ev hanımları, beyler, mesele mühim; mesele, aile saadetinizi ilgilendirecek derecede kapsamlı ve tehdit edici. Hayır hayır, bütün dünya ekonomilerini sarsan bankacılık krizinden söz etmiyorum. Konumuz elektrikli ev âletleri; daha doğrusu elektrikli saç maşası, mutfak robotu, yoğurt makinesi, kahve pişirici gibi mutfağa ve hanımların işine yarar ev âletlerinden ziyade delici, kesici, zımbalayıcı, zımparalayıcı, vurucu, vidalayıcı türden ev âletleri...

Beş altı sene öncesine kadar dünya henüz küçük bir köyden ibaret değildi: Çift akülü darbeli matkap gibi âletler henüz, "her eve lâzım" reyonlarında teşhir edilmiyordu; bu gibi "alafortanfonik", karmaşık, güçlü, fiyakalı ve çok marifetli elektrikli âletleri ancak mobilyacı, su tesisatçısı, marangoz, sıvacı, elektrikçi gibi uzman ustaların çantasında görüyor, "cık, cık, cık; bak şu işe, gâvurlar ne makine yapıyor azizim" diye uzaktan takdirlerimizi belirtmekle yetiniyorduk.

Pahalı makinelerdi çünkü; bazılarımızın aklından "Şu âletler ucuzlasa da birer tane tedarik edip bir kenara koysak, bakarsın lâzım olur!" demek geçmiyordu. Herbirinin cafcaflı özel çanta takımları, çanta içinde bir sürü avadanlığı, yardımcı âlet kitleri bulunuyordu ve biz bu âletlerin marifetine ve karmaşık teknolojisine saygı duyuyorduk.

Hatırlayacaksınız, aynı derecede saygı gösterdiğimiz başka âletler de vardı; meselâ tansiyon ölçme âleti bunlardan biridir; kezâ kan şekerini ölçen âletlere, hatta çook eskiden çok şık bir nikel kutu içinde satılan camdan mâmul enjeksiyon şırıngalarına da saygı duyuyorduk; çünkü bu âletler bizim nazarımızda uzmanlığı, hatta bilimi temsil ediyorlardı. Polisin belindeki tabanca, itfaiye erinin çelik miğferi, hukukçuların kütüphanesindeki mevzuat ciltleri neyse, bu âletler de kullanıcılarına derin uzmanlık sahibi olduklarına dair karizmatik bir karîne hediye ediyordu.

Aa, günün birinde baktık, bir kibrit fiyatına üç-beş plastik enjektör satın alınabiliyor (kullanmak yürek ister, ayrı mesele!), tansiyon âleti derseniz orta halli bir saat fiyatına düşmüş; ev hanımları vara yoğa birbirlerinin tansiyonunu ölçüp durmaktalar. Şeker ölçtürmek için hastanelere, olmadı eczanelere taşınma külfeti kalkmış ortadan.

Bu makineleri hangi aklıevvel ucuzlatmanın yolunu bulduysa, insanlığa büyük bir iyilik ve kötülük etmiş bulunuyor; iyilik mâlum; kötülük ise herkese her şeyi yapabilirim hissini telkin etmesinde...

Geçen hafta sonu gazetenin içinden fiyakalı bir mecmua düştü. Hani bir kısım dinci olmayan gazeteler hafta sonlarında üzerine sosyete ve magazin haberleri bulaşmış renkli, yani et renginin bütün tonlarını havî, cicili bicili ekler veriyordu ya, onlardan biri zannettim; değilmiş. Hırdavat türü şeyler satan ve adı lâzım olmayan bir büyük market, ev araçlarında indirim yapmış, kampanyayı tanıtıyor.

Bilirsiniz, ben böyle şeyleri severim; hemen atılıp incelemeye başladım. Harika âletlerdi ve normal şartlar altında benim bu cihazların hepsinden birer tane edinip evde bir yerlerde bulundurmam gerekiyordu.

İnsaf ile söyleyin: Hangi eve şöyle şarj edilebilir, avuca sığan, lambâlı ve akülü bir vidalama âleti lâzım değildir ki... Sadece vidalama ile iş biter mi; yanına bir de darbeli matkap seti lâzım, çünkü kılavuz deliği açmadan bir yere vida göndermeye kalkışırsanız gitmez; üstelik bu darbeli matkapların, "darbesiz" ayarı da var. Hem betonu delebiliyorsunuz, hem ahşabı. Metal delmek için uç takımını değiştirmeniz yeterli.

Haydi itiraf edin ve "Ah bir elektrikli dekupaj testerem olsaydı, şimdi ne güzel tamirat yapardım!" diye ahlanıp vahlandığınız günleri hatırlayın; o da lâzım canım. Dekupaj, yani düz olmayan çizgide testere işlerini yapabilen bir âletiniz varsa, düz kesim işleri için bir el planyasının gerekliliğini hatırlatmaya hâcet kalmamış demektir. Daha enli ahşapları kesmek için artık harika bir âlet var; ormancıların kullandığı benzin motoruyla çalışan testerelerin şimdi elektrikli minyatürünü de yaptılar, çok ucuz. Alın bir tarafa saklayın; mutlaka lâzım olacaktır. Bu arada testere dişlerinin ahşapta bıraktığı izleri silip, dümdüz etmek için elektrikli rende ve zımpara cihazı da edinmelisiniz, para bile değil. Kıytırık bir arıza için eve çağırdığınız ustaya verdiğiniz bahşişin iki katı kadar bir şey. Kendi ellerinizle hallettiğiniz iki ârızada makinelere verdiğiniz parayı kazanıyor, üçüncüde kâra geçiyorsunuz.

Câzip, vallahi câzip!

Sırada taşlama makineleri var; "yoo bu kadarı fazla" demeyiniz. Vaktiyle şarkıcı Mustafa Keser bile bu taşlama makinelerinden bir tane edinmişti de "Niçin aldınız, kullanıyor musunuz?" sualine Sayın Keser, "Bir gün lâzım olur, onun için aldım, mağazada kampanyası vardı, dayanamadım." demişti hani... O sözün üstünden yıllar geçti, mutlaka bu değerli sanatkârımız bugüne kadar o taşlama âletini bir yerde denemiş olsa gerektir.

Haa, kova içinde harç karma makinesi gibi kullanılabilen güçlü araçlarda da indirim var, boya püskürtücü tabancalarda da. Boya tabancasına bâhusus dikkatinizi çekmek isterim. Ufak tefek mobilya çizikleri için o lenduhâ misali ev aletlerini kımıldatmaya gerek yok, siz rahatlıkla halledebilirsiniz!

Bütün bunlar nasıl mümkün oluyor? Sekiz-on sene evvel, satın alabilmek için küçük esnaflarımızın elverişli banka kredisi derdine düştükleri bu akıllı ve becerikli araçlar, nasıl oldu da bizim mütevazı aile bütçelerimiz için kahrı çekilebilir seviyelere kadar gerileyebildiler? Cevabı üretimdeki artış, Çin sanayii ve yeni müşteri kitlesi gibi üç kilit kavramda yatıyor.

Belli ki, bu güzel âletleri kullanan profesyonel tüketicilerin iştahı azaldı, piyasa doygunlaştı ama koca makineler sırtüstü yatıp ense yapmakta. O zaman üretici firmalar üretimi artırıp kaliteyi düşürerek, "her eve lâzım, sudan ucuz bunlar" kampanyaları açarak hepimizi birer elektrikli dekupaj testeresi veya bahçe çimi kesme makinesi edinmek için kışkırtmaya başlıyorlar. Yahu durun bakalım, bahçemiz bile yok, ne çimi...

Sizi bilmem; ben ve benim gibiler bu hususta kışkırtılmak için hazırız ve hâlimizden memnunuz; bütün mesele "kadınlar"ın direncini kırabilmek. Buradan üretici ve pazarlayıcı firmalara bir çağrıda bulunmak istiyorum; azizim, eve bir taşlama makinesi sokabilmemiz için bu yararlı gerecin mutfak işlerinde veya güzellik sektöründe ne gibi fayda ve avantajlar sağlayacağı konusunda aydınlatıcı reklam kampanyaları yapmanız gerekiyor; meselâ:

"Harç karma âleti ile aynı zamanda erişte hamuru yoğururken, elektrikli dekupajla, biraz fazla pişmiş böreklerinizi servise hazırlayabilirsiniz; büyük kolaylık vb..."

Kim ne derse desin; ben bu âletleri seviyorum ve günün birinde dolar milyoneri olursam yapacağım ilk iş, bu hakikaten lüzumsuz ve tehlikeli âletlerden en az birer tane edinip koca bir atelyenin raflarına, duvarlarına sıralamak olacaktır.

Bu arada isteyen, taşlama makinesini bayat ekmeklerden galeta unu elde etmek için kullanabilir; tabii önceden izin almak şartıyla!