Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

"Firtina cocuklari" veya bir neslin servet beyani

Nesildaslarin arasinda "ulkucu" oldugu icin sasirtici bir sekilde zengin oluverenine bugune kadar rastlamadim; hatta iclerinde maaile yaz tatiline gidebilecek derecede variyeti yerinde olani bile nadirdir. Merhabalastigim eski dostlarin buyuk kismi orta dereceli memur statusunde bugun; pek azi esnafliga soyunabildi ve evine ekmek goturecek kadar para kazanabiliyor. Eminim ki bu satirlari okuduklarinda, bir neslin vasati servet beyani sayilabilecek su satirlari yazdigim icin pek de memnun olmayacaklardir.

Turkiye'nin 1970'le 80 arasindaki on yilina damgasini basan o kesif ideolojik kamplasmada yuz binlerce genc, kendisini, onunde bulabildigi birkac ust kimlikle tanitmak zorunda kaldi: Ulkucu, Devrimci, Akinci vb. Elbette kitlevi bir nitelik kazanan bu kimlik arayisinda, her gruptan kanun disina dusenler oldu. Benim icin yadirgatici olan bu "firtina cocuklari" neslinden sadece ulkuculerin, tirnak isareti icinde vurgulanarak aleni bir istihza ile gunah kecisi muamelesine reva gorulmesidir; acaba 12 Eylul oncesinde kalmasi gereken eski kan davalarinda hala damagi kana doymayanlarin intikam hevesleri mi su yuzune cikiyor diye soruyorum kendime. Netice itibariyle yanlis yanlistir ve yanlisin mudafaasi olmaz; ama kimler adina hangi sartlarda "zora getirildikleri" ayan-beyan asikar bulunan bir neslin, uc-bes ornekten yola cikilarak mahkum edilmesine, horlanmasina, istiskale muhatap kalmasina itirazim var. Yanlis is goreni, sadece tasidigi siyasi kimlik sebebiyle savunmak sacma; uc-bes kisiden hareketle yuz binlerce insani rencide etmege kakismak da ayni cinsten bir abes. Cetelesme egilimini sadece ulkuculere mahsus bir kacinilmaz akibet gibi gostermege kalkisanlarin gercek niyetlerini, "eski" kimlikleri ucundan-kenarindan ortaya koyuyor, mesele bu degil. Cetelesme vakiasinin tabiatina dikkat edildigi zaman, menfaatlerini kanun disi yollarla cogaltmaya kalkisanlarin siyasi acidan nirengisizligi tercih ettikleri gozden kacmiyor. Hirsizligin, soygunun, yolsuzlugun ideolojik saplantisi yok; nicin olsun ki? Iktidar, guc ve hepsinden daha tarif edici olmak uzere "para" hirsinin bizatihi herhangi bir "etik"in kendisini sinirlandirmaya kalkismasi, "is"in tabiatina aykiri.

"Ulkucu" sifati ile "mafya" kavramini yan yana getirmeye israrla itina edenlerin hesabi baska olmali; geriye donuk bir aklanma arzusu olabilir bu pekala. Turkiye'nin cok kiymetli on yilini kana ve atese bulayanlarin, binlerce ocak sondurenlerin ve ati arpaya dusman edenlerin tarih kayitlarina gecirilecek bir "suclu" imal etme gayreti var gibi isin icinde: "Bunlar bugun boyle, dun daha beterdiler ve biz iste boyle kiyici fasistlere karsi arslanlar gibi carpistik." diyebilme arzusu mu? Belki aradan gecen onca seneye ragmen bir turlu teskin edilmemis, sogutulmamis eski neferlerin "kirli yag lekeleri" gibi su ustune cikmasi...

Turkiye'yi Beyoglu salaslarindan, Ikitelli'nin sirca satolarindan ibaret zannedenlerin belki hic bilemeyecegi, belki bilerek gormezden geldigi bir hakikat var; "cete" ithami ile lanetlensin diye yaftalanan bu kitlenin ezici cogunlugu hala magdur; ama durust insanlardan mutesekkil. Beseri zaaflardan herkesin payina dusen miktar haric tutulursa bu insanlar guvenilirlikleri, fedakarliklari ve vakarlari ile taniniyorlar; kimseden tesekkur beklemiyorlar, gecmislerinden oturu utanc da duymuyorlar ve hemen hepsi hayatinin muhasebesini yapmakla mesgul bugun; kimi kirgin, kimi mukesser, kimi taze siyasi heyecanlarin cok uzaklarinda. Cogunun evlatlarina, "Bizim hatalarimizi tekrarlamasaniz." temennisinde bulunarak evlerine helal ekmek goturmekten ve tasidiklari emaneti "sahibine" adam gibi teslim etmekten baska endiseleri yok.

Bu kitleyi bilerek veya bilmeyerek istiskale ugratmanin manasi ne; onlar devletin cati katinda degil, bodrum odalarinda, bahce duvarlarinda, baremin ucuncu, dorduncu siralarinda maiset derdindeler.

Gurultu ve yanik kokusu catidan geliyor; hala hissetmiyor musunuz?