Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Konuşmaması gerekenler konuştuğunda, konuşması gerekenler konuşmadığı için konuşmak ihtiyacını hisseden Hasan Celal Güzel bugün Ayaş Cezaevi'nde mukim.

Geçenlerde, esasen bildiğim; ama manasını şimdi fark ettiğim şahane bir atasözü duydum ve akıl defterime kaydettim. Diyor ki: ölürsen yer beğensin, kalırsan el beğensin! Bir baba evladına, şu sözün mazmununu ve hakikatini miras olarak bıraksa yeter de artar bile.Hasan Celal Güzel Ayaş Cezaevi'nde yalnız değil; demokrasiye, hukukun üstünlüğüne, hukuk devletine ve hakkın yerde kalmayacağına inanan herkesin bir parçası, bugün Ayaş Cezaevi'nde mukimdir.'El' beğendi Hasan ağabey!

YURTTAŞLIK BİLGİSİ YETMİYOR!

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası; Birinci Kısım; Madde 9, aynen: 'Yargı yetkisi, Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.' diyor.

'İade-i Mücrimin' sözleşmesi icabınca da olsa 'egemen' Türk devletinin 'yargı yetkisi'nin bir kısmını olsun kullanmaktan kendini alıkoyması ne anlama geliyor bir türlü çıkaramadım. Yurttaşlık Bilgisi dersinden öğrendiklerimiz, böyle çetrefil hukuk inceliklerini anlamaya yetmiyor. Bağımsız Türk mahkemelerinin yetki alanını idari kararla daraltan, aynı durumdaki bir başka zanlı ile mukayese edildiğinde adaletsizliği apaçık bir fiili durum ortaya çıkmasına sebep olan bu nükteyi 'egemen devlet' anlayışının neresine yerleştireceğiz?

İYİ HABER!

'Kıyak emeklilik' tasarısı bu defa direkten dönmeden kanunlaşacağa benziyor; zamanlama mükemmel, kapsama alanı çok iyi düşünülmüş, esbab-ı mucibesi nefis. 'Makam tazminatı' ona müstahak olduğu için tasarıdan istifade edecek olan bir bürokrattan edindiğimiz habere göre Hazine'ye pek öyle aman aman bir külfeti de dokunmayacakmış.

Ne kadar mutlu olduğumu anlatamam; biz de 'Kıyak emeklilik'in kötü bir şey olduğunu sanıyorduk. Bundan önceki sekiz denemede şu 'akıllar' düşünülüp de necip milletimize güzelce anlatılmış olsaydı, bugüne kadar bu problemi en az sekiz defa halletmiş olmaz mıydık?

Feda olsun: Bu millete ne zaman 'esbab-ı mucibeleri' böyle adam gibi anlattınız da biz 'hayır efendim, istemezükçülerden olduk?

Bu iyi haber, hiç değilse bundan sonra mebuslarımız ve yüksek mülki, askeri ve adli makamlarımız mağdur olmayacaklar!

BAKİ DEĞİL ABDÜLBAKİ!

Futbolda kaybetmek ihanet oldu; tavlada, satrançta, piştide kaybetmek niçin ihanet değil? Futbol bir 'oyun'. Kazanan takımlar da netice itibariyle Türkiye liginde oynayan takımlar. Fenerbahçe, Pendikspor mağlubiyeti ertesinde gösterdiği aşırı hassasiyeti, MTK Budapeşte karşısında gösterseydi bu hale gelir miydi? Beşiktaş Hapoel Hayfa karşısında kaybettiğinde kendisi ile hesaplaşmaya kalkışsaydı bu infiali yaşar mıydı?

Kendisini 'Fenerbahçeli' olarak tanıtan bir kadim futbol yazarı, 'Futbolcular geçici fakat Fenerbahçe bakidir' diyor televizyon sohbetinde; algı bozukluğunu fark edebiliyor musunuz? 'Bekaa' sıfatını taşıyan bir futbol kulübü Pendik'e nasıl yeniliyor öyleyse?

BAĞIMSIZ FIKRA

Arslanın canı sıkılmış bir gün 'Kiminle, nasıl eğlensem?' diye düşünüp dururken tilki imdadına yetişmiş, 'Haşmetmeab, çağırın tavşanı, 'Nerede senin şapkan?' diye sorun. Şapkası yoksa niçin yok, varsa niye var diye sıkıştırın; alın size eğlence!'

Arslan, 'Bak bu iyi akıl' diye denileni yapmış ve tavşanı bir güzel hırpalamış; ama ertesi gün yine can sıkıntısı. Aynı numarayı tekrarlamak da arslanlığa yakışmıyor! Tilki yine yetişmiş: 'Haşmetmeab kolayı var; çağırın tavşanı, bir sigara isteyin. Sigarası yoksa zaten döversiniz, varsa daha iyi, filtreli ikram ederse niçin filtresiz yok, filtresiz tutarsa, niye filtreli taşımıyorsun diye dayak atar eğlenirsiniz.'

Arslan hemen çağırmış tavşanı, demiş ki, 'Sigaran var mı?'

Tavşan hemen arka cebinden tabakayı çıkarmış,

-Buyrun kral hazretleri, filtreli mi istersiniz, filtresiz mi?

Arslanın kafası karışmış, ne diyeceğini şaşırmış, çaresizlik içinde gürlemiş:

-Bak şu edepsize, nerede be senin şapkan?'

.......

İşbu fıkra hiçbir surette birtakım siyasi, sportif ve diplomatik gelişmelere atfolunarak yorumlanmamalıdır; ama hayalhanenize nasıl ambargo koyabilirim ki?