Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Önceki gün Adapazarı'nın Beşköprü Mahallesi'nde, Gazi Osman Paşa Caddesi civarlarında ilginç bir gelişme yaşanmış.

7 yaşından 20'sine kadar mahallenin bütün kızları en güzel elbiselerini giymişler; mahallenin hanımları da Allah ne verdiyse yemekler, tatlılar, salatalar yapıp bir yerde toplanmışlar; yiyip içtikten sonra müzik setine oyun havaları CD'si koyup bir güzel oynamış, gülüp eğlenmişler.

Bize ne diyeceksiniz; demeyiniz! Mevzu anonim, konu sosyal içerikli, hatta siyasal...

Konu, Abdullah Gül'ün Çankaya'ya çıkması imiş; bu haberi veren emin kaynak öyle yazmış mektubunda; sonuna da "halkın gönlü böyle diyor" diye ilave etmiş.

Buna siyaset biliminde bal gibi siyasî eylem denir; "siyasallaşma" dedikleri şey, işte bu veya buna benzer bir şey olmalı. Yine o havaliden aldığım bir başka mektupta bazı kimselerin tepsilerle güllaç yaptırıp dağıttıklarını da duydum: Mitingsiz, afişsiz, nutuksuz, organizasyonsuz ve üstelik sivil dedikçe sivil tezahürler bunlar. Toprağın onlarca, belki yüzlerce metre altında birikip yatağını arayan sular gibi hareketlenen derin işaretler; bu işaretleri tanımayan, o işaretlerin diliyle konuşamayan, taklide kalkıştığında yüzüne gözüne bulaştıran siyasî oluşumların melâli buradadır.

Bizim buralarda ahali sevincini bu kadar âşikâr etmeyi bilmez; kederi de neş'esi de hafîdir; durgun suların altında dualar, temennîler, hayal kırıklıkları ve içli hislenişlerle seyreder ve belli bir temkin süresini bekledikten sonra tecelli edip siyasi iktidarı belirler. Türkiye'nin yüzlerce rengi var.

Ee, halkın resepsiyonu da böyle oluyor işte!


DTP'nin Meclis'te temsilini hayra işaret diye yorumlamış, hüsnükabulle karşılamıştık; hâlâ aynı iyimserliği muhafaza etmek isteriz. Milletin tasvibiyle vekil seçilen DTP'lileri ayrıksayan ve öteleyen davranışları ise bu çerçevede hoş karşılamak mümkün değil. Ne yazık ki bazı DTP sözcüleri, üzerlerine aldıkları vekâletin mânâsını lâyıkıyla kavramış görünmemeyi keskin siyaset zannediyorlar. DTP bazı konularda kaskatı ve bükülmez davranmayı parti siyasetinin "olmazsa olmaz"ı sayıyor ve kendini silahlı PKK unsurlarının Meclis'teki uzantısı olarak kabul ediyor; bu lüzumsuz katılığın önemli oranda İmralı'da cezasını çekmekte olan kişiden kaynaklandığını tahmin etmek zor değil; temel hata burada.

DTP, Türkiye'nin Güneydoğu meselesini sâkinleştirmekte tek başına önemli bir figür fakat bu görevi yerine getirmeleri için kendilerini bütün Türkiye'nin vekili ve temsilcisi gibi görmeleri şart; halbuki DTP'liler en tatlı dilli barış mesajlarında bile, kendilerini savaşan ve halen cephede bekleyen bir gücün mütâreke (ateşkes) heyeti gibi sunmaktan zevk alıyorlar veya samimiyetle böyle düşünüyorlar. DTP'nin devlet ve kamuoyu nezdinde ciddiye alınması için, devleti, kamu düzenini ve Türkiye'nin dirliğini en az CHP, AKP ve hatta MHP kadar sahiplenmesi gerekiyor; mütareke heyeti gibi davranmak DTP'ye kısa vadede dar çevrelerden aferin kazandırabilir fakat temel misyonunu ve siyaset alanını daraltır. Meselâ bugünlerde DTP, toplumun büyük çoğunluğunu alnından kaşıyacak çıkışlar yapmak yerine mutedil ve merkeze yakın bir lisanı tercih etse kamuoyunda daha büyük sempatiyle karşılanır. Bu kadarını bilmedikleri düşünülemez; o zaman sertlik politikasının bile isteye tercih edildiğini düşünüyor insan.

DTP kendini kenara çekerek marjinalleşmek yerine merkeze yerleşerek mesajının ciddiye alınmasını sağlamak hedefine yürümelidir; bu fırsatın harcanmaması lazım.