Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Takriben iki seneden beri haftalık aralıklarla işgal ettiğim bu sütuna veda ediyorum ve belki de ilk defa neler düşündüğümü ifadeye çalışırken kelimelere eziyet edip etmediğimden dolayı endişeye kapılıyorum. Nejat Muallimoğlu'nun "Politikada Nükte" isimli kitabında rastladığım bir anekdot bu ahvalimi pek güzel tasvir ediyor: Meslek hayatı parlak başarılarla dolu meşhur bir hakim günün birinde emekliye ayrılır ve vaktini, üst raflarına ancak merdivenle çıkılabilen muhteşem kütüphanesinde geçirmeye başlar. Bir gün merdivenle üst raflardan kitap indirmeye çalışırken dengesini kaybedip yere düşer ve raflardaki o ağır hukuk kitapları da üzerine devrilir. Hakim, düştüğü yerde ağrıyan yerlerini ovuşturup kahırla gülümseyerek şöyle söylenir;

  • Bana müstahaktır; yıllarca ben kanunları çiğnedim, şimdi de onlar beni çiğneyerek intikam alıyorlar!

Evvela samimiyetle belirtmek gerekir ki bu zaruri ayrılığın ardında hiçbir nahoş gerekçe bulunmuyor; Zaman Gazetesi ve camiası içinde muhatap olduğum kişilerden bugüne kadar dostluk, anlayış, hüsnüniyet ve muhabbet gördüm; yazar-gazete ilişkisini zedeleyebilecek hiçbir tatsızlıkla karşılaşmadım. Bu bakımdan Zaman ailesine şükran borcum var ve bu borcu alenen itiraf etmekten zevk duyuyorum; ben "Zaman"dan razı oldum. Buna mukabil ben de Zaman'a karşı vecibelerimi yerine getirmekte büyük bir kusur göstermediğim zannındayım; muradım odur ki "Zaman" da benden razı olur.

Yaklaşık çeyrek asırdan beri yazıp çiziyorum; bu müddet zarfında "okuyucu" denilen o mevhum kitle, benim için ilk defa Zaman yazıları münasebetiyle bir mefhum haline geldi ve kuvveden fiile geçti; okuyuculardan çok güzel mektuplar aldım ve adres yazmayı unutanlar hariç olmak üzere hepsine iki satırla da olsun "elyazısı ile" cevap vermekte titizlik gösterdim. Bu tecrübe benim için çok kıymetli ve öğretici idi; "Zaman ailesi" kavramı içinde okuyucuların da bulunduğu açıktır; ama şuracıkta okuyuculardan da razı olduğumu tam bir itminan ile beyan etmek istiyorum. Bazı kereler okuyuculardan bir kısmını üzecek şeyler yazmış olabilirim; ama öyle sanıyorum ki bu ihtilaf, okuyucu ile yazar arasındaki samimiyet ve anlayış mesafesini kesintiye uğratacak bir görüntü arz etmedi; bir içtihat farklılığı olarak kalabildi. Yazarın okuyucuları tanıması bakımından okuyucu mektuplarının ne kadar öğretici olduğunu bu vesile ile öğrendim; her hafta herkese bir şeyler öğreten ve hiç bilinmeyen şeylerden bahseden bir yazar tipi aslında mevcut değildir; ama bu zehaba kapılan oldukça fazla sayıda yazarın varlığından söz edebiliriz; bu hataya düşmemek yolundaki dikkatlerimi okuyucu mektupları tertipledi; Zaman'daki yazı tecrübemden çok şeyler kazandım ve bana mektup yazmış olsun olmasın bu sütunu ciddiyet atfederek takip eden her okuyucunun üzerimde hakkı vardır.

Okuyucunun niçin ayrıldığımı bilmek istemesi hakkıdır; bir başka gazetede daha yoğun bir programla yazmak niyetiyle bu karara vardım. Zaman Gazetesi'nin yöneticileri çok samimi bir lisanla üzüntülerini belirttiler; ben de bu sahih ve dürüst münasebeti bir noktada kesintiye uğratan tarafı teşkil ettiğim için cidden müteessirim.

Güzel bir veda yazısı yazabileceğimi sanıyordum; ama yanıldığımı görüyorum; hiçbir veda güzel olmuyor. Başta bu sütunun okuyucuları olmak üzere Zaman Gazetesi çalışanlarına, yöneticilerine ve ezcümle Zaman camiasına şükran ve minnetlerimi sunarak hatm-i kelam ediyorum; ben onların cümlesinden razı oldum; dilerim ki onlar da haklarını helal ederler.

Huda hafız!