Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Eskiden alay yollu "mevzuat hazretleri" derlerdi! Mevzuat denilen kurallar ve prosedürler mecmuasının, işin gereğinden ziyade bürokrasiyi halk nazarında önemli göstermek için icat edilmiş bir "Deli Dumrul Köprüsü" olduğu gerçeği, herkes tarafından üzerinde ittifak edilen bir bedahettir. Mevzuattan herkes yakınırken bugüne kadar mevzuatı, işin icabına eşitlemek için bir şeyler yapmaya kalkışan sadece rahmetli Özal oldu. Özal'dan sonra mevzuatın yeniden bir "çile süreci" haline getirilmesi için bürokrasimizin elinden geleni ardına koymadığına hepimiz şahidiz; malum "restorasyon dönemi"nde Özal'ın bütün hamleleri gibi mevzuatı sadeleştirmek yolundaki teşebbüsleri de akamete uğramış görünüyor.

Bir müddettir arabamı değiştirmek ve adıma tescil ettirmek için gerekli işlem basamaklarını yerine getirmekle uğraşıyorum; bu esnada itiraf edeyim ki, yardım ve "torpil" gördüğüm de oldu; ama buna rağmen defalarca çileden çıkma raddelerine geldim. Araba dediğiniz dört tekerlek üzerinde seyyar bir makine; elbette buzdolabı, çamaşır makinesi gibi diğer "motorlu menkul"lerden bir farkı olması gerekir. Ne var ki devir işlemleri esnasında tabi kaldığım fuzuli "git-gel"lerden, doldurulması için ihtisas bilgisi gerektiren "esoterik" beyannamelerden, iki adımda bir veznelere koşup parça bölük harç, vergi, ayakbastı parası ödemekten bunaldım. Bu esnada ödediğim çuval dolusu verginin, görülen hizmetle mütenasip olup olmadığını sual etmiyorum; ama bu derecede insafsızca abartılmış vergileri ödemek zorunda bırakılan mükelleflerin hiç değilse sadeleştirilmiş işlem basamakları ile ödüllendirilmesi gerekmez miydi?

Hele işin bir de "Şoförler Cemiyeti" safahatı var ki, varlık sebebini anlayabilene aşk olsun! Bu cemiyet, profesyonel sürücülerin mesleki dayanışmaları için kurulmuş bir dernek; ama kanunun hangi boşluklarından sızabilmişse kendine çok sağlam bir aracılık mevzii edinmiş; bu cemiyete iki üç tabaka kağıttan mamul boş form için 10, iki alüminyum plaka ve baskısı için 9 milyon haraç ödemeden trafik tescil belgesi almanız mümkün olmuyor. Buna karşılık bu derneğin, kendi arabasını özel maksatla kullanan sürücü için bir hizmette bulunduğunu bugüne kadar ne gördüm ne de duydum; devlet, bu cemiyete vatandaştan fahiş kar elde etmesi için imtiyaz vermişse, karşısında verilmesi gereken hizmeti de denetlemeli değil midir? Siz bilemediniz bir milyon maliyetli kağıt ve alüminyum tabakaları için vatandaşı 18 milyon resmi haraç ödemeye maruz bırakmanın adını ben bulamadım; ilgili bakan bulsun!

Tamam, otomobil kullanmak lüks tüketim kalemine giriyor; onun için bedeli de ödenmeli; zaten ödeniyor, ona itiraz eden yok; ama bu süreç esnasında kaybettiğiniz zaman ve illa da tamamlanması gereken formaliteler, asap bozacak kadar gereksiz. Nasreddin Hoca'nın, "Bana bir damdan düşen getirin, halimi ancak o anlar." diye yakınması boşuna değilmiş; sizleri, sinir bozucu şahsi meşakkatimle meşgul ettiğim için müteessirim, ne var ki devlet kapısında "suça meyilli vatandaş" muamelesi gördüğü için öfkeye kapılan tek kişi ben olmasam gerektir. Mevzuat hazretleri, maalesef hepimizi anadan doğma mücrim derecesinde kötü niyetli telakki ettiği için en rutin işlemler için bile bize pösteki saydırmaktan zevk duyuyor.

Bu noktada gayet haklı olarak şu soruyu gündeme getirebilirsiniz: "Devlet, tebasını siyasi ehliyetini kullanmakta güvenilir bulmazken sıradan bürokratik işlemlerde niçin güven izhar etsin ki?" Sual doğru, cevabını bilen beri gelsin.

Eskiden "mevzuat hazretleri" derlerdi diye başlamıştık; eksikmiş! "Hazreti Mevzuat" demek daha isabetli olacak galiba!