Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Tunceli'de görülen, hatta bir kısım vatandaşlar tarafından cep telefonu ile videosu da çekilen kanatlı kedi meselesi nedir?

Olayı çeşitli açılardan, muhtelif boyutlarıyla ele almadan sağlıklı bir sonuca ulaşamayız. Şöyle ki; Zooloji, yanii hayvan anatomisi ile uğraşan bilim dalı açısından kanatlı kedinin, genetik bozulmaya uğramış, eski dille "tereddî" etmiş bir vaka olduğu söylenebilir. Olaya konu olan kedinin, fotoğraflarından anlaşıldığı kadarıyla bir sokak kedisi olduğu göz önüne alınırsa sınaî ve özellikle tıbbî atıkların, ilgili yönetmeliklere uygun tarzda (bkz. hijyen bilimi) imha edilmeyip sağa sola atılmasının vahim sonuçlarından biriyle karşı karşıya olduğumuz da ihtimâller arasındadır; nitekim meselenin Zooarkeolojik (soyu tükenmiş hayvanlarla ilgili bilim dalıdır) açıdan sağlıklı bir irdelenmesi yapılmadan peşin yargıya varmanın sakıncasına dikkat çekmek isterim.

Öte taraftan "Kedinin kanadı olsaydı gökte kuş bırakmazdı" deyişinin folklorik arkaplanı üzerinde durmak da yararlı olacaktır. Tam olarak bilinmesine imkân olmayacak kadar eski zamanlardan beri anlamı üzerinde düşünülmeden tekrarlanan bu deyiş, kedilerin, özellikle sokak kedilerinin zihinsel dünyasında bir baskı oluşturarak onlarda bir metamorfoz eğilimi oluşturmuş olabilir; bu ihtimâli göz ardı etmeden konunun mitolojik vechesine de dikkat edilmesi gerekiyor; mâlum olduğu üzere Yunan Mitolojisi'nde kanatlı kedi yoktur fakat kanatlı at vardır ve bu yaratığa "Pegasus" denilmektedir. Mantık bilimi açısından durumu şöyle nitelemek pekâlâ mümkün: Eğer kanatlı at varsa, kanatlı kedi de olabilir fakat bugüne kadar kanatlı at görülmediği halde Tunceli'de kanatlı kedi görülmüştür. Bu durumda Yunan Mitolojisi veya lineer mantık kurallarından biri doğru değil diye düşünmek yanıltıcı olabilir çünkü Asur Krallığı'ndan beri arkeolojik buluntularda örneğine çok rastlanan kanatlı arslan olgusunu göz ardı edemeyiz. Zoologlar, kedi ile arslanı aynı familya içinde mütalaa ettiklerine göre belki de bir bildikleri vardır.

Teolojik nokta-i nazardan kanatlı kedi olayı, kozmik bir mesaj anlamı ihtiva edebilir, yani, "siz bu kadar azgınlık ederseniz, işte böyle olur!" cinsinden bir anlam türetmek pekâlâ mümkündür ve insanlar, uzun uzadıya izahına çalıştığımız bilimsel yaklaşımlardan ziyade "bir ok attım, netekim kebab oldu!" türünden teolojik çıkarımlarda bulunmaya eğilim göstermektedirler. Burada multidisipliner bir yaklaşıma ihtiyaç duyuluyor; şöyle ki, teoloji ile emmiuşağı mesâbesinde hısım olmaları itibariyle çağdaş ideolojiler (dikkat edilirse burada siyaset bilimine geçmiş bulunuyoruz) ve sözcülerinin, olayı şöyle yorumlamaları -özellikle Türkiyedeki zihni iklim itibariyle- hiç şaşırtıcı olmayacaktır, meselâ: Kedilerin kanadı çıkıyor çünkü, Türkiye'de laiklik ağır bir baskı ve tehdit altındadır..., çünkü kutsal arz-talep altın orantısına kamu eliyle müdahale edilmektedir..., çünkü Proleterya iktidarının şafağı sökmek üzeredir..., çünkü Türkiye-AB Karma parlamento eşbaşkanı Joost Lagendijk bednâmdır, müfteridir... çünkü AK Parti kapatılamaz..., çünkü AK Parti kapatılmalıdır..., çünkü Köy Enstitüleri kapatılmasaydı Türkiye şimdi tüm ezilmiş ulusların imrendiği antiemperyalist bir kurtuluş modeli olacaktı... vb, vb, vb...

Teolojik alanda sebep-sonuç ilişkileri genellikle kaotik bir karakter taşıdığından daha bilimsel bir alana yöneliyoruz ama ne görüyoruz; Kuantum fiziği de dahil olmak üzere üfürükçülüğe kadar uzanan o geniş yelpaze içinde bütün muteber ana bilim dallarını kapsayan ve hatta ötesine varıp tüketen, hayli geniş soluklu bir analiz yapmış bulunmaktayız. Bu durumda yazarınızın, kanatlı kedi meselesi hakkında son bir şahsi yorumda bulunmasını herhalde hoş görürsünüz:

Kanatlı kedi olayı, hükümetin dikkatleri başka yönlere saptırmak için tezgâhladığı bir oyundur!