Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

TRT'de isyan varmış; Milliyet öyle diyor. TRT'de çalışan 1500 kişiyi temsil eden Haber-Sen adlı sendika kuruluşu, sansüre, kadrolaşmaya, baskıya ve giderek artan dinî yayınlara son vermek için bir basın açıklaması yapacaklarmış (siz bu yazıyı okurken çoktan yapmış olacaklar).

Epeydir gazetelerde eğlendirici haber bulabilmek için arkeologlar gibi sabırla çalışmak gerekiyordu; Milliyet'in manşeti "eğlendirici haber" ihtiyacımı karşılamış oluyor böylece; kendilerine mahsusen teşekkür ediyorum.

Habere devam edelim; eylemci arkadaşlar, "baskılara son" diye bir slogan bulmuşlar. "Kim kime baskı yapıyormuş bakalım" diye okumaya devam ettiğimizde görüyoruz ki, bu bir kısım TRT'ci arkadaşlar, yayın muhtevasını değiştirmek (aferin be!) arzusundalar imiş. Yapımcılar, programlarını "özgürce" yönetmek istiyorlarmış. TRT muhabirleri AKP propagandasına alet olmak istemiyorlarmış ve demişler ki: "TRT izleyicisi her kesimin sesini, din, dil, mezhep, cinsiyet, sınıf ve siyaset farkı gözetmeksizin duymak ve işitmek istiyor."

Ayrıca hükümetin, tarikatlerin, cemaatlerin TRT'deki ağırlığı giderek artıyormuş (hani her kesimin sesini işitmek istiyorduk, ne oldu hemen; tarikatçiler adam değil mi?) TRT'yi yönetenler Köy enstitüleri ile ilgili bir programı keyfi biçimde engellemeye kalkışmışlar (inanamıyorum; bunu gerçekten yapmış olabilirler mi; Köy enstitüleri gibi mübarek, kutsal, eğitim devrimimizin yüz akı, dünya çapında yüzde yüz yerli, Türk mâmulü bir eğitim uygulamasına kim yan gözle bakabilirmiş ki; bakınız, halen sinirden titremeler geçiriyorum); bununla da yetinmemiş Uğur Mumcu'nun sözlerini sansürlemişler (yalnız haklarını yemeyelim, mesela TRT'ciler bugüne kadar benim hiçbir sözümü sansürlemediler, niçin acaba?). Haberlerde herkes AKP'liymiş gibi davranıyor, muhalefeti görmezden geliyorlarmış (Vay canına, şu anda TRT ekranında konuşan kişi Deniz Baykal değil demek ki; grup toplantısından naklen yayın yapan kuruluş kim öyleyse?).

Vee, konunun özüne geliyoruz, herkes dikkat kesilsin lütfen!

TRT ekranı hızla artan dinî yayınlarla tekke televizyonuna dönüşmekteymiş. Vatandaşımız TRT'ye baktığı zaman dinî bir kanal olduğunu düşünüyormuş. Bütün konular din penceresinden ele alınıyormuş.

Meselenin iç yüzünü bilmiyorum ama bu kadar cüretkar ve vahim ithamların yükseldiği yerde bazı şeylerin aksaması tabiidir. Vaktiyle TRT'den sağ görüşlüler şikayet ederdi, şimdi de solcu ve "devrimci" arkadaşlar yakınıyorlar. Öyleyse ne yapalım da her iki ciheti de memnun edelim?

TRT'yi kapatsak nasıl olur, ne dersiniz? Kapatalım gitsin, Haber-Sen'ciler, tekkeciler, ötekiler, berikiler kendilerine başka iş bulsunlar; kıyamet gibi özel televizyon var; kapanın elinde kalırlar zaten. Hazine rahatlar, şikayetçiler memnun olur, hükümetin kulağı rahat eder. Kamu adına yayın yapan bir TRT'miz de olmayıversin canım! Çıkarırız iki satırlık kanun, şaak diye kapatırız, binalarını, demirbaşlarını satarız; belki bu sayede enflasyon bile düşme eğilimine girer.

Yoo, mızıkçılık etmeyeceksiniz, "Avrupa'da bile devlet televizyonları var; bizde olmazsa demokrasinin gözü şehlâ kalır" demeyeceksiniz. Milletin kesesinden topluma ayar vermek kasıntılarından ebediyyen vazgeçeceksiniz; o ince ayarları, sizi kapışacak özel televizyonlarda yeni seyircilerinize çekeceksiniz. Orada da televizyonun yayın politikasına karışacak, "vaay niçin caanım köy enstitüsü belgesellerini yayınlamıyorsun, hain patron" diye protesto eylemi yapacak ve belki de yarım saat geçmeden kendinizi kaldırımda bulunca şaşırmayacak, "aah TRT" demeyeceksiniz.

Ben bu fikri tuttum arkadaş, kapatalım gitsin; yeter artık bu komedi!