Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Bir gun rahmetli dedemle sohbet ederken kendini ve variyetini haddinden fazla abartan ve buyuk gosterme egiliminde olan birisi icin,

  • Bakma ona, iki tane keci guduyor; ama isligindan gecilmiyor! demisti. Gecen ay dort gunlugune Almanya'da bulunduktan sonra evirip-cevirip sozu, "Ben Almanya'da iken.." faslina getirmemi gorebilseydi eminim ki dedem, ayni mustehzi benzetmeyi benim icin de yapardi.

Sabah kahvaltisinda idik. O dort gun boyunca mihmandarligimi yapmaktan yuksunmeyen Savas Genc, kahvalti icin firina ugrayarak yumruk buyuklugunde, iri bir bugday tanesini andiran leziz ekmeklerden getirmisti. Kahvalti esnasinda gozum, Savas'in icinde ekmek getirdigi kesekagidina ilisti. Ustunde meshur Amerikali western aktoru John Wayne'nin beylik fotograflarindan biri vardi. Genis kenarli beyaz sapkasi, deri yelegi ve boynundan hic eksik etmedigi beyaz fulari ile John Wayne, western meraklilarinin iyi bildigi o "yan tebessumu" ile objektife gulumsuyordu. "Yahu bu kesekagidinda John Wayne'nin resmi ne ariyor?" diye soracak oldum. Savas da garabeti yeni fark etmis olmali ki ilgiyle kesekagidini eline alip incelemeye koyuldu. Kesekagidi Rutz isimli firmaya aitti ve arkasindaki malumata gore haftanin her gununde farkli tipte ekmek pisiren bir muessese idi. Gri zeminli kesekagidinin ustunde buyuk harflerle "back to the roots", yani "koklere donus" ibaresi okunuyordu. John Wayne'nin fotografinin ustunde ise beni hala etkisi altinda tutan o guzel vecize, daha kucuk hurufatla yer almisti ve vecize meshur Alman edibi Goethe'ye aitti; aynen:

"Alles was uns imponieren soll, muss Charakter haben."

Tercumesi isabetli midir bilmem; ama uc asagi bes yukari su manaya geliyor: "Bizi etkileyecek her sey, karakter sahibi olmalidir!" Resmin altinda Rutz firmasinin bugday basakli logosu ve hemen altinda bir baska logo cumlesi: "Tohumun butun gucuyle!" En altta bir baska cumle daha: "Dun ne kadar iyi ise, bugun de oyle!"

Mubarek kesekagidi degil felsefe manifestosu! Seyretmeli mi, okumali mi, dusunmeli mi yoksa kesekagidina basilacak grafik malzemesini tasarlayan mechul grafik sanatkarinin ince zevkine hayran mi olmali; sasirdim kaldim. O kesekagidi simdi calisma masamin arkasindaki ucuz Kayseri kilimine bir poster mehabetiyle ignelenmis bulunuyor.

Gelelim Goethe'nin sozune; benim aklim nicedir oraya takildi kaldi: Sinema kulturuyle yetismis kusaklara "karakter sahibi insan" tipini kisa yoldan hatirlatmak icin Almanlarin John Wayne'nin gevrek tebessumuyle poz verdigi bir portresini vesile etmelerini anlayabiliyorum. Her filminde John Wayne, asla kalleslik etmeyen, sofu, muhafazakar, sozunden donmeyen, ananevi degerlere bagli, idealleri ugruna sahsi fedakarliga hazir, yigit ve mert erkek tipini canlandirmisti. Almanlarin "karakter sahibi olmak"tan ne anladiklari, netice itibariyle onlari ilgilendirir; ama Goethe'nin sozu hala tas gibi sapasaglam duruyor ve butun zamanlara hitap ediyor: "Bizi etkileyecek her sey, karakter sahibi olmalidir!"

Bu soz, tesadufen ogrencilerime sikca tekrarlamaya, kulaklarina kupe etmeye calistigim bir nukteyi hatirlatti: "Bir fikir, bir ictihat, bir gorus, bir siyasi kimlik, bir ideoloji ve hatta bir din tasimak icin insan evvela sahsiyet sahibi olmalidir. Fikir, gorus, kimlik, ideoloji veya din; altinda sahsiyet durmadikca askiliktan yere duserek burusup kalmis gomlege veya elbiseye benzer. Insanlar ictihatlari veya goruslerinden oturu kinanamaz veya ovulemezler; ama saglam bir sahsiyet refakatinde temsil edilen her fikir, muhatabinda saygi uyandirir. Neye, nicin, nasil inanacaginizi elbette siz sececeksiniz; ama bu tek basina sizi kurtarmaz. Fikir sahibi olmak hakkinizdir; ama sahsiyet sahibi olmak vazifenizdir."

Kesekagidi deyip gecmemeli; bu memlekette fikir erbabi gecinenlerin kacta kaci bir kesekagidi dolduracak kadar sahsiyet tasiyor ki?