Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Günün en dikkate değer haberi, YÖK'ün, yeni rektör adaylarına mülakat tekniği uygulaması bence. Bundan önceki uygulamaya göre her üniversite bünyesinde öğretim üyeleri, adaylıklarını koyan arkadaşlarına oy veriyorlar, çoktan aza doğru ilk altı sıradaki adayın ismi YÖK'e bildirildikten sonra YÖK, altı aday içinden üçünü seçerek Cumhurbaşkanlığı'na gönderiyordu.

Habere göre bundan böyle üniversitelerin seçtiği ilk altı aday, Ankara'da mülakata alınarak sayıları üçe indirilecekmiş.

Bu değişikliğin esasında hiçbir kıymet-i harbiyesi bulunmuyor, çünkü YÖK mensupları bundan sonra dosya üzerinden yürüttükleri "altıyı üçe indirme" işlemini, bundan ba'de mülakat uygulayarak tamamlayacaklar; buradan hareketle şöyle bir sonuca varmak mümkün olabilir; demek ki rektör adaylarının YÖK'te mevcut dosya bilgileri yetersiz görülmektedir ve YÖK'ün seçkin seçicileri, dosyadaki iki boyutlu bilgileri mülakatla "holistik" (çok boyutlu) bir bütünlüğe kavuşturmayı düşünmektedirler.

Elbette büyüklerimiz bu gibi şeyleri herkesten iyi bilir ve düşünürler; bu mülakat işinin de hiç şüphesiz bilmediğimiz çok önemli bir esbâb-ı mucibesi vardır. Vâkıa yazarınız daha önce bu hususta kaleme aldığı birkaç yazıda rektörlerin seçim usulü ile atanmasının beyhude yere gerginlik ve küskünlük yaratmaktan başka bir işe yaramadığı, bizim idari sistemimizde memurların kendilerine müdür seçmesi gibi bir usûlün yürümeyeceğini, en iyi yolun YÖK'ün "harbiden" her üniversiteye birer müdür, pardon rektör tayin etmesi olacağını ve dilediği zaman sair daire müdürleri gibi görev süresi şartına bakılmaksızın değiştirebilmesi gerektiğini belirtmiş idi. Bu teklifin bugüne kadar ciddiye alınmamasını kendi nâmıma esefle karşılıyor ve yükseköğretim sistemimize son bir katkı olmak üzere mâhut mülakat imtihanında işe yarayabileceği mülahazasıyla birtakım hazır sorular takdim ediyor, sorulara geçmeden evvel bizim sınav sistemimizde mülakatın hangi anlamlara geldiğine dair bir açıklama yapmayı ise fevkalâdeden zaid addediyorum!

Mülakat sorularını arz ediyorum; şöyle ki:

  • Bilim ve siyaset ilişkileri hakkında en son hangi eseri okudunuz?

  • Girdiğiniz sınav, sistemik bütünlük itibariyle akademik özerkliğin neresinde durmaktadır?

  • Bilimsel verilerle devletin resmi ve âlî verileri çatıştığında, Ankara'da görüş alabileceğiniz makamların telefon numaraları ezberinizde mi?

  • Türkiye'de kamu alanı kapsamına girmeyen bir yer tasavvur edebiliyor musunuz; meselâ?

  • Niçin rektör olmak istiyorsunuz; bilimsel çalışmalarınızın size yeterince zevk ve heyecan vermediğini mi düşünüyorsunuz?

  • Nasıl bir üniversite hayal ediyorsunuz; hayal ettiğiniz üniversite için iyi bir rektör olabileceğiniz fikrine sizi kim ikna etti?

  • "Bilim olanı inceler; olması gereken ise değerler alanına girdiği için bilimin ilgisi dışında kalmalıdır" safsatasını şöyle güzeeelce bir irdeleyiniz.

  • Hayalinizdeki üniversitede sabah içtiması ve akşam taadatı için uygun kapalı veya açık alanınız bulunuyor mu?

  • Sonuçta bizi tercih etmezsek, sağda-solda dedikodu yapar mısınız?

  • Tıp biliminin diğer sair bilimlere üstünlüğünü, bilmeyenlere nasıl izah edersiniz?

  • Baharatlı yiyecekler yenildiğinde gidilmemesi gereken mekânlar nereleridir?

  • Farz ediyoruz: Makam odanızda monitörü YÖK'e bağlı kameraların çalışması sizi rahatsız eder mi?

  • Milli Eğitim Bakanlığı ve Başbakanlık'ın YÖK'e bağlanması fikrini anayasamızın ruhuna uygun bulur musunuz; irdeleyiniz.