Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Geçen cumartesi günü, Sivas Havaalanı'nda yapılan pist genişletme çalışmalarının kutlama töreni yapıldı. Törene, projenin sahibi ve yürütücüsü sıfatıyla Ulaştırma Bakanı ve müsteşarına ilaveten Tarım Bakanı Mehdi Eker ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener de katıldı.

Sivas'ta kamuoyu, bu yenilenme çalışması vesilesiyle Sivas hava meydanına "Nuri Demirağ Hava Meydanı" isminin verilmesinden yanaydı. Aylar öncesinden bu konuda yayına başlayan Bizim Sivas gazetesi yanında Yeni Ülke, Memleket, Hakikat gazeteleri de haberleriyle bu temenniyi seslendirdiler; mahalli televizyonlar teklifi destekledi.

Teklif, desteklenmeyecek gibi değildi, çünkü Nuri Demirağ Türkiye'de uçak sanayii kurulması denilince akla gelen ilk isimdi. 1936 yılında başladığı Hava Sanayii yatırımlarını 1946'ya kadar ısrarla devam ettirmiş, kendi ismiyle markalaştırdığı "Nu D" uçaklarından düzinelerce üreterek uçurmuş, son derece ciddi fabrika ve tesisler kurup pilot ve teknik uzman yetiştirmiş, hatta doğduğu ilçe Divriği'ye bile kısa bir pist yaptırarak bundan tam 70 sene önce, havacılıkta nasıl ileriyi görebildiğini isbat etmişti. Yaşadığı bazı talihsizlikler yanında siyasi irade tarafından yeterince destek görmeyişi neticede Demirağ'ı pes ettirmiş ve siyasete atılmaya zorlamıştı. Demirağ'ın Milli Kalkınma Partisi ile başlayan siyasi serüveni, havacılık arzularıyla aynı akibeti paylaştı; başarılı olamadı.

Sivas Havaalanı'nın açılma töreninde herkes Nuri Demirağ isminin resmen ilanını bekliyordu; Ulaştırma Bakanlığı daha önce bilgilendirilmişti, Vilayet durumdan haberdardı; hatta bu arzuyu seslendiren mahalli gazeteler küçük bir deste halinde tören esnasında Ulaştırma Bakanı'nın ve Devlet Bakanı Abdüllatif Şener'in görüşlerine sunulmuştu.

Olmadı! Törende konuşma yapan bakanlar, merkezi bütçeden tek kuruş kaynak tahsisi gerektirmeyen bu küçük cemileyi Sivaslılardan, ama daha önemlisi Nuri Demirağ'ın hâtırasından esirgemeyi tercih ettiler; bu mevzuudan hiç bahsedilmedi.

Törene katılanlardan edindiğim izlenime göre Ulaştırma Bakanlığı yetkilileri, havaalanına Nuri Demirağ isminin verilmesi kararını, siyasi nezaket gereğince Bakan Abdüllatif Şener'e bırakmışlardı. Bakan Şener'in Nuri Demirağ ismi meselesini duymazdan gelircesine başka konulardan bahsetmesi, meseleye sıcak bakmadığı yolunda yorumlara sebep olmuş ister istemez.

Bu izlenimlerin ne derece doğru ve sahih olduğunu bilmiyorum fakat bir vilayette yaşayanların dileğini gerçekleştirmek konusunda nihai sözün yöreden seçilmiş vekillere bırakılmasını "siyasi nezaket" dairesinde kabul ediyorsak, bu arzunun kabulünü de siyasi nezaket kapsamında saymamız gerektiğini düşünüyorum.

Devlet Bakanı Abdüllatif Şener, "Nuri Demirağ Havaalanı" ismini sakıncalı görüyorsa bu bilgisini en azından seçmenleri ile paylaşmak zorundadır; böylece bu satırların yazarı da dahil, teklifi destekleyenler, Nuri Demirağ hakkında bilmediklerini öğrenme fırsatı bulacaklardır.

Hemen belirtmeliyiz ki, Nuri Demirağ isminin bugüne kadar bir hava meydanına veya havacılık tesisine verilmemiş olması, ulaştırma politikamızı yürütenlerin unutkanlığı, hatta ihmâlidir. Nuri Demirağ hiç şüphesiz en az, ilk kadın pilotumuz Sabiha Gökçen kadar hatırlanmayı ve hatırlatılmayı hakkıyla iktisab eden bir havacılık önderiydi. Bu teklifi destekleyenlerin Nuri Demirağ ile bir akrabalık veya menfaat ilişkisi bulunmuyor. Yüzde yüz hasbî ve yüzde yüz sivil bir tekliftir bu.

Sözün geride kalan kısmını, vakti gelince tamamlarız artık!

Not: Kamuoyunun pek iyi tanımadığı Nuri Demirağ hakkında Dr. Fatih Dervişoğlu tarafından kaleme alınan ayrıntılı bir çalışma, Ötüken Yayınları tarafından yakın zamanda okurlarıyla buluşacaktır.