Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Geliniz çehrelerimize -içimizden gelmese de, kahır eseri de olsa- iğreti bir tebessüm maskesi takınıp öyle görünelim; ahvalimiz diz döğe döğe ağlamayı gerektirebilir; biz kahkahalarla katılmak değilse bile tebessümü deneyelim. Mantıkla, sağduyu ile, akl-ı selim yoluyla müdahale edemediğimiz gündelik işlere bir kere olsun gülüp geçelim. Öfkelenmemizi, sınırden kördüğüm olmamızı, infiale kapılmamızı bekleyenleri şaşırtalım; agah olalım; hadiselere bir kere de mizahın tatlısert yamaçlarından bakalım.

Türkiye'nin gündemi, yine aslında var olmayan, bizimle nisbet ve alakası bulunmayan mevhum problemlerle tıkanmış durumda bulunuyor. Sahici olmayan meseleler etrafında kamplara ayrılıp öfkeli ifadelerle birbirimizi hırpalamaya devam etmek bir noktadan sonra size de gülünç görünmüyor mu? Hastalık hastalarının farazi sancılarıyla kıvranıp durmanın bir yerden sonra ancak istihza ile karşılanması gerekmez mi? Sahih olmayan problemleri aşmak için onca güç ve gayret sarf ettikten sonra günün birinde meselenin ne kadar sudan, ne kadar sun'i ve ne kadar illüzyon eseri olduğunu fark ettiğimizde sahici meselelere ayıracak enerjimizin kalmadığını anlarsak, bizatihi biz dahi gülünecek bir derekeye düşmüş olmaz mıyız?

Bugün sağduyu sahibi olmak, endişe, korku, öfke ve infial yerine kendinden ve fikri koordinatlarından emin insanların tebessümünü takınmayı gerektiriyor. Aslında Türkiye'ye ait olmayan meseleleri can havliyle tartışıp durmanın bir karı yok. Akl-ı selimimizi ve basiretimizi Türkiye'nin daha sahici ve can yakıcı meseleleri için muhafaza etmeye mecburuz. Mizah, basiretin ve akl-ı selimin tesirsiz kaldığı yerde akıl ve zihin selametini muhafaza etmenin biricik ilacıdır. Sadece kendimiz için değil, Türkiye için, bizden daha sahih bir gündeme sahip olmasını umduğumuz gelecek nesiller için şimdi tebessüm etmeyi denemeliyiz; istihza dolu bir tebessüm, oyunu anladığımızı ama oynamaya yanaşmadığımızı ifade eden bir tebessüm; oyunun galibini şimdiden ilan eden ve muhtemel zaferini peşinen tebcil eden bir tebessüm; istığna makamında bulunduğu için gönlü tok insanların haletini aksettiren bir gülümseyiş; dudak kıvrımlarında, "Teşekkür ederim karnım tok, siz buyurun." manalarını gezdiren bir gülücük.

Bir oyunu kazanmanın lezzeti, biraz da kaybeden tarafın burukluğuna yaslanır. Oyuna katılmayan bir rakibi asla yenemezsiniz; "Çay parasını peşinen ödeyeyim, sen beni tavlada yenmiş ol." diyebilen bir adamla tavla oynamak kadar asap bozucu ne olabilir? Olmayan bir krizi akl-ı selim ile geçmek için -bugün veya yarın- meclubu olduğumuz irrasyonalite atmosferini solunmaz hale getirenlerin gündemine katılmamak mecburiyetindeyiz. Bazen -tebessüm bir yana- sadece sükut bile, muhteviyatına iştirak etmediğimiz bir gündemi hükümsüz kılmak için kafi gelebilir. Muhteşem bir sükut veya manidar bir tebessüm; bu kadarını olsun yapabiliriz miyiz dersiniz?

Yapamayız; adım gibi biliyorum, çünkü Türkiye'yi olmayan problemlerin "avara kasnak"ına düşürüp, içinde debelendiğimiz irrasyonalite krizini ayyuka çıkarmakta kar umanlar hesabında yalnız değil; sistemin bütün aktörleri, şu mevhum krizden kendi payına düşen nemayı almakta tereddüt göstermiyor. Yalnız olan biziz: Şu olup bitene karşı "küşe-i üzlet"ımizden ne kadar istığna makamında istihzalar gönderse de yekün çizgisinde asla kaale alınmayan muzdarip kitlelerden bahsediyorum. Oyunun seyredilir, çekilir tarafı yok; ve biz dudaklarımıza iliştirdiğimiz hazin ve neredeyse ağlamaklı tebessümlerle sahnenin dışında kendi hüznümüzü ve çaresizliğimizi mayalayıp durmaktayız.

"Güleriz ağlanacak halimize" deminden çoktan geçtik, şimdi "ağlarız gülünüçek halimize" mevkiinde berkararız; ama bir kere gülümseyebilsek, bir kere istihza edebilsek birileri fena halde şaşıracak.

Onları ne zaman şaşırtacağız?

Not: Bundan iki ay önce yazdığım "Bir Tren Yolculuğunun Tedaileri" başlıklı yazı için TCDD Genel Müdürü Sayın Tekin Çınar, pek zarif ve hatta edebi üslupla müzeyyen diye vasfedebileceğim bir mektup gönderdi. TCDD kurumuna küçük serzenişlerde bulunduğum bu yazının en yetkili makam tarafından ciddiye alınmasından çok hoşnutluk duydum ve tenkit ettiğim hususlarda bilgi sahibi oldum. Eminim ki "baba ocağım" TCDD, görevini seven ve ciddiye alan yönetimiyle her gün iyiye doğru gelişen ve özlediğimiz hizmeti sunan bir kuruluş olacaktır. Sayın genel müdüre ilgisi ve nezaketi için çok teşekkür ederim. (A.T.A)