Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Brezilya Hükümeti, kendi vatandaşlarına ABD'nin uyguladığı vize uygulamasının aynısını Brezilya'yı ziyaret etmek isteyen ABD vatandaşlarına da "çektireceğini" açıkladı.

"Helâl olsun; keşke bizimkiler de aynı şeyi yapsalar" diye geçti içimden.

ABD Hükümeti'nin son yıllarda kolektif bir paranoya haline getirdiği güvenlik endişelerini bir noktaya kadar anlayabiliriz. Hükümranlık hakkı denilen kavram, bu gibi olağanüstü düzenlemeleri de kapsar; aynı mantıktan hareketle bütün egemen ülkelerin "mukabele-i bilmisil"de bulunma hakları vardır.

Geçenlerde bir yakınım ABD vizesi almaya niyet etmişti. Kendisinden istenen belgeler -yanlış hatırlamıyorsam- şunlar: Devamlı işi olduğuna dair güvenilir bir belge, çalıştığı işyerinden alacağı aylık bordro sureti, yeterince vesikalık resim ve ardından bu belgeler refakatinde konsoloslukta yapılacak mülakata giriş. Bu mülakatta daha başka nelerin sorulduğunu bilmiyorum ama vize isteyenlerden digital parmak izi alınmasının artık usûl haline getirildiğini de hatırlayalım. Bunca işlemi tamamlayabilmek için kaç gün ve kaç saat konsolosluk kapısında sıraya girip beklemek gerektiğini bilmiyorum. Neticede yakınım, "ne geçim derdi, ne sağlık meselesi, gitmesem de olur" diyerek vize talebinden vazgeçti.

O vazgeçti ama ABD'ye gitmek isteyen birçok Türk vatandaşı, niyetinden bu derece kolaylıkla vazgeçmek lüksüne sahip olmayabilir. O zaman bizim hükümetin de karşı tedbirler alması gerekiyor. Bir Türk vatandaşı ABD Konsolosluğu kapısında ne türlü ezâya muhatap kalıyorsa, ABD'li "turistler"in de aynı muameleye tabi kaldığını bilmek isteriz.

Sıkça yurtdışına gidip gelen biri değilim ama birkaç ziyaretimde gördüm ki AB Ülkeleri'ne giriş esnasında Türk vatandaşı olmak hiç de kolay değil. Hangi ülke olursa olsun AB gümrüklerinde iki tip kapı var; ilki AB vatandaşları için, ikincisi "others" yani ötekiler, yani biz ve bizim gibiler. AB'lilerin kapısı "selâm ver geç" kapısı, öteki kapı, Türklerin dünya gezegeni içindeki politik, iktisadi ve kültürel itibarını aksettiriyor; uzun kuyruklarda bekleşen, kapıdaki gümrük polisinin aşağılayıcı ve buz gibi nazarları önünde ezilip büzülen, "niçin geldin, ne kadar paran var" gibi sorulara muhatap olanların kapısı bu kapı.

Bizim kapımız!

Dünyayı global bir köye benzetenler şarlatanlık ediyorlar; ABD ve AB vatandaşları için dünya, irice bir köy olabilir; "ötekiler" için dünya, devâsâ ve kalın duvarlı bir kompartımanlar mıntıkasıdır; hele 11 Eylül'den sonra ülkeler arasında seyahat etmek iyice zorlaştırıldı. Geçtiğimiz hafta içinde ABD'nin, terör riskine karşı bir hayli uçak seferi iptal ettirdiğini hatırlayınız. Şimdilik anlayışla karşıladığımız bu güvenlik endişeleri, yakın gelecekte ABD ve AB dışında kalan ülkelerin, kendi kompartımanları içinde gezinmeye mahkum birer "köy enstitüsü" şeklini almalarına bile sebep olabilir pekâlâ. Bir an kendinizi Bush yönetiminin yerine koyarak düşününüz; ABD'nin güvenliği için potansiyel tehlike teşkil eden ülkeleri sayarken parmaklarınız yetmeyebilir; dahası var: Müslüman ismi taşıyanlar, Araplar, Asyalılar, Afrikalılar...

Hayır, bu Amerikan aleyhtarlığı filan değil; ABD vatandaşlarına bezdirici vize uygulaması koyma kararı alan Brezilya hükümeti ne kadar Amerikan aleyhtarı ise, herkesin de o kadar ABD'ye tavır alma hakkı var en azından. Elalemin gümrük kapılarında TC Devleti'nin verdiği resmi yeşil pasaportu bile, gören gümrük polisinin tüylerini diken diken ediyorsa, bizimkilerin de artık bir şeyler yapmasının zamanı geldi, geçiyor demektir.