Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

İki güzîde gazetemizin dünkü nüshasında (Vatan ve Hürriyet; Namık Kemâl merhumu hatırladım nedense şimdi!), aynı haberi görünce dikkatimi çekti; aynı haber ajansı tarafından (Anka) servise koyulan bu haber, her iki gazetede "elifi elifi" denilecek şekilde aynen yayınlanmıştı; üşenmeyip bilgisayarda harf karakterlerini saydırdım, 5 bin sekizyüz küsür harflik mücessem bir metin.

Her iki gazetenin editörleri de, bu mühim ve vazgeçilmez haberin ihtiva ettiği hayâti derecede yüksek bilginin zerresinden fedâ edemedikleri için olsa gerek, ajanstan gelen metin üzerinde hiç editör makası şakırdatmadan haberi "aynen" görmeyi tercih etmişler. Dahası var; her iki güzîde gazetemiz de web sitelerinde bu haberi, aynı kurgulama fotoğraf ile okuyucularına sunuyorlar. Fotoğrafta, sol elini açabildiği kadar açmış bir adamın avucunda bir sürü altın sikke görülüyor (el fotoğrafı, başparmaktaki anatomik tuhaflıkla da dikkat çekiyor ayrıca).

Peki haber ne; nedir bu kadar önemli olan? Şöyle: "İşte vekillerin 88 yıllık maliyeti". Hemen özetini verelim: Her dönemde tartışmalara yol açan milletvekili maaşlarının, TC Hazinesine bugüne kadar kaça patladığını merak eden CNBC-e Business dergisi, erinmeyip uzmanlara hesaplatmış ve 1920'den bu yana milletvekillerine hazinenin cem'an 54,5 ton altın verdiğini bulmuş; bu ağırlık tam tamına 17 milyon 578 bin 825 adet Reşat altınına tekabül ediyormuş. (Burada okuyucunun, "vay canına; ne kadar çok para vermişiz heriflere; yazık be!" şeklinde hayıflanması gerekmekte midir?)

Haber hayli uzun ve yine hayli ilginç ayrıntılar ihtiva ediyor; meselâ 23 Nisan 1920'de açılan ilk Meclis'e iştirak eden vekillere, "iltihak" karşılığında 100'er kâat tazminat (gel vatandaş geel) verildiği şeklindeki tafsilat bunlardan biri. 88 yıl boyunca para değerindeki değişikliği sâbitlemek için Reşat altını birimini tercih etmek kaçınılmaz gibi görünüyorsa da, piyasada Reşat altının külçe değeri ile sikke değeri arasındaki farkın nasıl hesaplandığı meşkûk görünüyor. Farz-ı muhâl, elinizde 1 kilo tutarında Reşat altını olsa, bunun değerini 1 kg külçe altın olarak mı düşünürsünüz, yoksa "durûb-ı nâdide" kapsamına girdiği için sikke değerinden mi elden çıkarmak istersiniz; karışık işler, erbâbı bilir, anlamam.

Ne anlamam gerektiğini haberin son paragrafında bulabiliyorum: Geçen sene itibariyle bir milletvekili yılda 467 Reşat altını tutarında gelir elde ederken, kişi başına gelir ortalaması 57 altından ibaretmiş. Zaten paragraf başlığı da böyle diyor: "Millet, vekilini hiçbir dönemde yakalayamadı"

Güzel! Bu durumda nasıl düşünmemiz gerekiyor öyleyse?

Galiba şöyle tepki vermemiz gerekiyor: "Yuh! Bu ne kadar para; resmen israf! Milletvekili sade vatandaştan 9 kat fazla kazanırken ne yapıyor; hiç? Sadece uyuyor, grup başkan vekilleri işaret edince el kaldırıyorlar. Yazık onca paraya! Ne yapalım; Meclis'i kapatalım mı? Kapatalım; zaten bir tane parti bize yeter de artar bile. Meclis'i kapatırsak ne güzel tasarruf eder, o parayla yeni KİT'ler kurar, işsiz vatandaşa iş imkânı sağlarız! E, peki, Meclis olmazsa yasama hizmetini kim yerine getirir? Yasama dediğin nedir ki; 1960 yılının 1 Haziran'ında Milli Birlik Komitesi, anlı-şanlı Anayasa Hukuku profesörlerinin fetevâyı şerîfeleri ile oturup şakır şakır yasama kararı (hatta yeni anayasa hükmünde) almamış mıydı? Almıştı. Sahi, o kadar hukukçu profesörümüz varken, yasama işini niçin seçimle Mecliste bir araya gelmiş milletvekillerine bırakıyoruz ki? Ne lüzum var meclise filân? Zaten doğru dürüst hizmet verebildikleri yok; ülkeyi batıranlar hep bunlar. Bir de üste 467 Reşat altını veriyoruz ha (Yahu bu Reşat altını nereden çıktı; oldu olacak şunu Cumhuriyet altınına convert etseydiniz de, mesajı daha net algılasaydık!)"

Neyse, her iki güzîde gazetemizi, haber ajansımızı ve bu ilginç dosyayı hazırlayan dergimizin iktisat tarihi uzmanlarını kutluyor, mesajın vatandaş tarafından en güzel bir şekilde alındığını resmen teyid ediyorum.

...

Zaten bu Ergenekon'dan filan bir şey çıkmaz canım!...