Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Televizyon, bilgisayar gibi cihazları servisini çağırmak yerine kulağının tözüne iki esaslı şaplak çekerek tamir etmeyi yeğ tutan tabiatımız, referanduma hemen bir final maçı boyutu katmayı da becerdi.

Bu biraz durup dururken havayi fişeği ne kadar sevdiğimizi keşfetmek veya uydu alıcısının üstüne dantel örtü geçirmek gibi. İyi oluyor, "olay" bir anlam kazanıyor, şahsîleşiyor, evcilleşiyor, tabiatımızın rengine bürünüyor. Pakistanlıların kamyon süslemeleri de öyle (Lâf açılmışken, az çok demeyelim; Pakistan'a yardım için pamuk elleri cebe atalım lütfen!); o kamyonlar, süslenmedikleri zaman da aynı işi yapabiliyorlar aslında fakat süslenince moda tabirle "sinerji olmuş oluyor". İşte size bu sinerjilerden bir örnek: Posta adresime gelen ve Engelliler Konfederasyonu Başkanı tarafından yayınlanan "Hayır" bildirisi.

Başkan Av. Turhan İçli diyor ki bildiride: "Anayasalar, toplumsal sözleşme niteliğindeki belgeler olduğu için nitelikli çoğunluğun uzlaşmasına dayanmalıdırlar!"

Anaa! Nitelikli çoğunluk da nedir birader? 367 Meselesi'nin tozu dumanı daha yatışmamışken bu lâflar nasıl bir lâflardır böyle?

Araştırmacı yazar olarak erinip-üşenmedim, araştırdım; kısaca "Çobanın oyu birse, profesörünki on sayılmalı" gibi bir şeymiş. Belki de eksik bakmışımdır; daha açık dille yapılmış tarifler de buldum ama biz bir aile gazetesiyiz, olmaz mübarek günde böyle târifler...

Av. İçli devam ediyor (Bayılırım telefona cevap verirken, "Ben Avukat Necati, Ben Eczacı Şükriye, Ben Doçent Necmeddin" diye meslek anonsu yapanlara!) ve diyor ki, "Anayasa değişiklik paketinin hazırlanış yöntemi Engelli Hakları Sözleşmesi'ne açıkça aykırıdır!" Kısaca "Paketi hazırlarken TOBB'a, TİSK'e danıştınız da niçin bizim kahvemizi içmeye gelmediniz; biz de kızdık, hayır diyoruz" durumları; e, haklı valla...

En transparan hayır gerekçesi ise özetle şöyle: 10. maddeyle engellilere pozitif ayrımcılık veriliyor ama halbuki biz herhangi bir ad altında ayrımcılık istemiyoruz!

-Peki ne istiyorsunuz sayın başkan?

-Biz, bin yıllardan beri süregelen ihmalin, horlamanın, gasp edilen hakların telafi edilmesi, engellilerin toplumun diğer kesimleriyle eşitlenmesini istiyor, bu yüzden kayırmacılık ve ayrıcalık gibi algılanan pozitif ayrımcılık kavramını ret ediyoruz!..

-İyi de başkanım, farkındasınız, referandum'da evet çıkacağı şimdiden görülüyor; evet çıkınca ne yapacaksınız; size zorla pozitif ayrımcılık dayatılırsa?..

-Hah, işte o yüzden engelli haklarının ihlali karşısında tek güvencemiz bağımsız yargıdır. Yargıyı hükümetlerin emrine sokup bağımlı hale getiren anlayış, engellileri devlet karşısında savunmasız bırakacaktır, o yüzden hayır demeliyiz...

Yahu internette birisi beni işletiyor olmasın diye aklıma bir şüphe girdi. Araştırdım, evet yukarıdaki alıntılar hayal mahsulü değil. Engelliler Konfederasyonu adına böyle bir bildiri yayınlanmış hakikaten; genel başkanı Turhan Bey'le de hemşehri imişiz. Pozitif Özürlüler gazetesine verdiği röportajı okudum; kariyeri boyunca hiç pozitif ayrıcalığa uğramadan verdiği mücadele gerçekten takdire değer. Engellileri "hayır" demeye çağıran bildirisinin gerekçeleri bana göre biraz tuhaf ama ne yapalım, görüş görüştür efendim. Bu da bir sinerji olmuş olsun böylece.

Demokrasi ne güzel şey, çok seslilik ne kadar erdemli bir enstrüman, söz ve düşünce hürriyeti ne mübârek bir mevhîbe, akşam sefası ne güzel çiçek, ayran çorbası ne güzel bir iftâriye...