Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

"Elbette diyebilirsiniz, hatta memnun olurum" cevabınıza duyduğum güvençle evvela peşinen, Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle size karşı içimde beliren sempatiyi ve krediyi askıya aldığımı bilmelisiniz; sizi sevenlerin ve sevmeyenlerin kolayca farkettikleri üzre o sözleriniz elbette bir retorikten ibaretti. Retorik, yani doğruluğuna kalıp basmadığımız halde, o esnada söylenmesi gerektiği için sarfedilen söz; yani lâf! Hepimiz biliyorduk ama inanmak hoşumuza gitmişti.

Deniz Abi, anayasa değişikliğine destek veren milletvekillerine karşı faullü obstrüksiyon hamlesinde bulunarak, "Türkiye'yi bu gidişten, ancak sorumlu vatansever AK Partili bir avuç milletvekili kurtarabilecektir. Sorumluluk büyük ölçüde onların da omuzundadır. Onların en iyi şekilde görevini yapacağı umudumu koruyorum.." diyorsunuz. Literal mânâda centilmence, hatta dostça sözler fakat içinde müthiş bir şiddet ve öfke barındırıyor, "Yoksa akıbetiniz kötü olacak" demeye getiriyor. Bu sözleri bana GS'lı Barış'ın FB maçında rakibine salladığı ama neyse ki tutturamadığı o sert tekmeyi hatırlatıyor. Ceza kurulu o tekmeye, -yerini bulmadığı halde- 4 maç ceza kesti ve bu karar doğruydu.

"Bundan daha elîm ve vahîm olmak üzere" Deniz Abi, faul kasdını referandumda oy kullanacak vatandaşlara kadar götürüyorsunuz, "Konu referanduma sunulacak olursa, sorumluluk vatandaşın eline geçecektir" diyorsunuz. Bizler de sade birer vatandaş olarak bu sözlere yüklenen şiddet mesajını -anlamayıp- öpüp başımıza koyuyoruz ve diyoruz ki,

-Abi, senin Meclis iradesine saygın yok; senin halkoyuna da saygın yok. E peki, sizin CHP'li delegelerden ve yüksek bürokrasideki tabii yandaşlarından başka kime saygınız var?

Abi istirham ederim; sizin beğenmediğiniz o meclis iradesi, vaktiye saltanatı kaldırıp Osmanlı Hanedanı'nın dibine darı ekti, ardından Cumhuriyeti ilân etti, ardından Hilâfeti kaldırdı, ardından Takrir-i Sükûn kanunu çıkarıp siyasi muhalefeti İstiklâl Mahkemeleri ile sindirdi. Şimdi yüksek yargı içindeki oligarşik yapılanmaya, daha demokratik bir şekil vermesi ihtimâli karşısında niçin Meclis'e, olmadı vatandaşın ağzına "Büber" sürmeye kalkışıyorsunuz ki?

Bakınız, kılına bile dokunmayın diye göğsünüzü siper ettiğiniz Anayasa'nın 83'üncü maddesi, vekilleri Meclis'te ileri sürdükleri oy ve sözlerinden, düşüncelerden ve o düşünceleri açığa vurmaktan dolayı koruma altına alıyor. Kaldı ki beşûş bir çehreyle işaret parmağınızı tehdid makamında salladığınız o vatandaşlar, yine aynı edâ ile tehdid ettiğiniz o Meclis'e sizi bugüne kadar tam 6 kere seçmek basiretini gösterdiler; bu basirete karşı göstereceğiniz vefa, onların ağzına "Büber" sürmek mi olmalıydı Deniz Abi? Haydi bizleri boşveriniz; bu nâzikâne tehdidden CHP'li vekil ve vatandaşların rencîde olabileceklerini düşünmeliydiniz bence.

2007'de de aynı şeyi yapmış ve feci halde yurdumun acı Anadolu gerçeklerine çarpmıştınız. Uğruna Anayasa Mahkemesi üyelerini tehdidden bile çekinmediğiniz 367 dâvâsını -ne gariptir- mahkemede kazanmanıza rağmen sandıkta kaybettiniz; o alenî tehdidinize "Haydiniz oradan" diyemediği için o pek tutkunu olduğunuz âli mahkemenin itibarı, o günden bu yana bir daha belini doğrultamadı; iyi mi oldu yani?

Bunlar çok bir iyi akıllar sayılabilir mi Abi; gevşek pehlivan güreşe doymaz denildiği üzre yenilip duruyor ama ortalığı germeye doyamıyorsunuz. Bu halleriniz bana nedense hep, Refik Halit Bey'in o unutulmaz, "Tam bir muhalif" hikâyesini hatırlatıyor.

Sahi, o hikayeyi okumuş muydunuz abi? Yararı dokunacağından değil ama yine de tavsiye ederim haddim olmayaraktan...