Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Her sene tekrarlanan 20 günlük "yazı iznini" mutad hilafına bir hafta kadar uzatınca, beni şahsen hayli şaşırtan bir gelişme oldu ve okuyucu, "nerede bu yazar, niçin bir haber bile vermeden kayıplara karıştı?" mealinde sitem ve merak dolu mektuplar göndermeye başladı. İşin kabahat yanını zevkle üstleniyorum; iki satırlık bir notla izin kullanmaya başladığımı belirtebilirdim ama diğer taraftan niçin yalan söylemeli, yokluğu fark edilmek güzel şey. Sağolunuz efendim.

Tatilde Zaman haricinde günlük gazete okumamak da güzeldi; bir nevi tedavi terapisi denilebilir. İşleri gereği her gün birden fazla gazete okuyanlara tavsiye ederim. Bizim basınımız kendine dair bir dünya inşa ediyor ve her şeyi ondan ibaret zannediyor ki en vahim yanlışı da budur. Zaten az sayıdaki gazete okuyucusu, günün birinde gazete okumadığı zaman daha mutlu ve huzurlu olabileceğini fark ederse sektörün hâli yamandır. Yeri gelmişken futbol dünyasında yaşayıp oradan ekmek yiyenlerin de çok sığ bir suda idame-i hayat eylediklerini de ilâve etmeliyiz. Bütün zihni mesaisini, kariyerini, hatta ömrünü bir takımın içindeki gelişmelere adayan birinin futbol dışında ne kadar var olabildiğini düşününce şaşırıyor insan. Çocukken sokakta aşık oynardık ama akşam olunca evimize giderdik; abartılan her şey neticede hayatın ıskalanmasıyla bedeli ödenen bir ezâ haline geliyor.

Yazı tatilinin son demleri, Adana'nın Kozan ilçesinde geçti. Kozan Belediyesi'nin tertiplediği "Dünden Yarına Kozan Sempozyumu", katılanların zihninde birbirinden leziz intibalar bırakarak sona erdi. 70 bini aşkın nüfusuyla vilayet büyüklüğüne yaklaşan Kozan, bana erkenden gelişip serpilen ve bu yüzden büyüklerinin giyecekleriyle yetinmek zorunda kalan bir delikanlının halini hatırlattı; bu yüzden belediyecilik sahasında yapılması gereken çok şey olduğu âşikâr. Bir yerin idari taksimata göre vilayet veya kaza olarak adlandırılması başka bir şey, o yer ahalisinin kendisini nereye ait hissettiği daha farklı bir hadise. Kozan da, Türkiye gibi gömleğine dar gelen bir büyüme sürecinde serpiliyor ama Kozanlılar daha fazlasını istiyorlar. Şehri, fiziki görünümü ve beledî hizmetler itibariyle arzuladığı seviyeye ulaştıracak son derece genç, dinamik, hırslı ve çalışkan bir belediye başkanına (Mimar Kâzım Özgan) sahip olmaları büyük avantaj ve isabetli bir tercih bence. Merkezi idarenin taşraya eskiye nisbetle daha az kaynak aktarabildiği bir ortamda Kozanlıların, arzuladıkları seviyeye gelmek için kendi dinamiklerini ve enerjilerini de seferber etmenin lüzumunu fark etmiş olmaları gerçekten sevindirici idi ve düzenlenen sempozyum da esasen bu vadide neler yapılabileceğini tespit gayesine yönelmişti. Niyet hayr, âkıbet hayr!

Kozanlılar yol istiyorlar. Hâl-i hazırda Kozan'ı iç pazarlara bağlayan güney istikametinde Adana, kuzeyde ise Feke üzerinden Kayseri'ye uzanıyor. Feke istikameti kısa olmasına rağmen Torosları kıvranarak geçen 100 kilometrelik çok virajlı ve dar yol yüzünden kullanışlı değil; güney yolu ise uzun. Bu durumda Kozanlılar, Adana ovasının ürünlerini en kısa yoldan iç ve Kuzey Anadolu'ya sevk edecek ve esasen inşasına başlanmış Kozan-Mansurlu-Yahyalı hattının bir an önce bitirilmesine ümit bağlamış durumdalar. İnşallah fazla gecikmez.

Kozan'da Zaman aboneleri ve okuyucularıyla da sohbet etmek imkânı oldu; çok uzaklarda olduklarını zannettiğimiz okuyucu kitlesinin, gazete işlerinin en teknik ayrıntılarıyla dahi ilgili olduğunu görmek en azından benim için öğretici oldu. Özellikle hanım okuyucuların gazeteye ilgisi çok sevindiriciydi. Hele hele Kozan-Kadirli arasındaki tatlı-sert rekabetin yine aynı derecede tatlı-sert bir tiraj rekabetine dönüştüğünü görmek çok hoşuma gitti.

Hâsılı orada büyük bir şehrin çekirdeği çıtlamak üzere; insanlıkları ile gönül yapan Kozanlı dostlarıma bu vesileyle selam ederim!