Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Bizim bacanak benim gibi değil, tam bir sporsever ve fanatik Fenerli olduğu için ekranda spor namına bile ne bulursa (Yakantop, yüzme, golf, buz pateni dahil!) seyreder. Geçen akşam baktım, İstanbul’daki bayanlar tenis maçına takılmış. “Bir Türk erkeği nasıl tenis seyreder, genetiğimiz bozuluyor ayol” diye lâf sokuşturup kitap okumaya devam ettim.

Maç bitti, galip gelen Serena Williams birşeyler söylüyor mikrofona, kulak asmadım tabii ama bir ara “Bazı vuruşlarda teknik eksiklerim var, iyi çalışıp kendimi geliştireceğim” yollu birşeyler söyleyince şaşkınlıktan gözlerim faltaşı gibi açıldı. Bu hanım tenisçi bildiğim kadarıyla dünyada en iyi ilk 5’e girer; buna rağmen hâlâ kendini geliştirmekten bahsediyor!

Bazen takdir makamında “Yuf” deriz ya, öyle oldu; inşallah bizim “profesyonel” futbolcularımız duymamıştır diye dedim içimden; mâlum içlerinden haylicesinin temel tekniği yarım yamalaktır da!

...

Başbakan’ın Kur’an tilâvet ederken alınmış ses kayıtları varmış internette. Engin Ardıç’ın iki gün önce, “Kur’an okuyan Başbakan her seçimi kazanır” başlıklı yazısını okuyunca merak edip dinledim. Kıraat uzmanı değilim, tecvid ilminden de anlamam fakat dinlediğim kadarıyla iyi, hayli iyi! Mâşâallah, tebârekallah dedim içimden, kalbim ısındı, dedim ki “Yahu bu ne güzel bir adamdır”. Videoların altına yazılan yorumlara baktım; Ardıç’a hak verdirir cinsten iftihar belirten güzel cümleler yazmışlar. Hemen ardından içime şüphe düştü, “Acaba bu kayıtlar, tam da bu hükmü güçlendirmek için mi servise konulmuştur” diye bir başka açıdan bakmaya çalıştım hâdiseye. Hayır, annesinin vefat yıldönümünde, câminin dışından muhtemelen cep telefonuyla yapılmış bir kayıt söz konusu. Görüntü yok ama ses Başbakan’a ait; kasd-ı mahsus ile yapılmışa benzemiyor ama Başbakan’a, siyâsi rakiplerine nazaran büyük avantaj sağladığı da kesin. İyi de, Recep Tayyip Bey’i destekleyenler kıraati için değil, siyâsi mahâreti için oy verdiler vaktiyle; bu durumda yeni bir seçimde yarışa bütün müsâbıkların aynı yerden eşit şartlarda başlamaları için bugünden tezi yok diğer siyasi liderlerin kıraat ve tecvid kurslarına yazılmaları mı gerekiyor? Olabilir, mümkündür; vakit henüz müsait!

Manzarayı tahayyül edebiliyor musunuz; seçim kampanyası esnasında liderler gürül gürül aşır okuyorlar kürsülerden!..

Bu işin latifesi; hoşuma gitmiştir başka. Başbakan elbette birilerine emir verip bu ses kayıtlarını paylaşım sitelerine koydurmaya tenezzül etmez fakat toplumun nabzını ve ortak değerlerini diğer rakiplerine göre temsilde bâriz üstünlüğe sahip Başbakan’ın bu hususta gerekli inceliği göstermesini beklerim şahsen; yani, “Bu ses kayıtları irâdem dışında yayınlanmıştır ve bu tilavet kayıtlarının siyasi düzlemde bir faikiyyet unsuru olarak tesir icra etmesini siyasi ahlâk bakımından doğru bulmuyorum” yollu bir açıklama, gerçekten çok zarif olur.

...

Resmi bayram günleri ve özellikle 29 Ekim, darbe meraklılarının bir süredir etkisiz hale gelmelerinden sonra Ulusalcı takımının meşruiyet arayışına medâr oluyor. Doğru-yanlış değerlendirmesine girmeden resmi bayram günlerini siyasi varoluş gösterisi haline getirmek isteyenlerin anlayışla karşılanması gerektiğini düşünüyorum. CHP’nin bir yetkilisi, “Bizi engelleyen bir genelge olursa yırtar atarız” diye yiğitlenerek, yapmayı düşündükleri miting veya yürüyüşe katılacakları diri tutmaya çalışıyor. Hoş görülmeli, hatta teşvik edilmeli... Bal gibi siyasi mahiyet taşıyor olsa da muhalif gösterilere ve yürüyüşlere engel çıkarılmamasından yanayım. Bürokrat takımı bir şeyi engellemek için gösterdikleri gerekçenin bir o kadarını, aynı şeyin meşrûluğu için pekâlâ bir araya getirebilirler. Siyasi gösteri haktır; kırk dereden su getirip köşe başına istisnai yasak getirilip engellenmemeli; ucuz mağduriyetlere yol açılmamalı.

27 Nisan sürecinde de Cumhuriyet mitingleri oldu, “Biz kaç kişiyiz?” yollu istatistik çalışmalarına gidildi; öğrendik ama sayı hesabına aldırış etmeyelim. Türk siyasetinde (milliyetçi değil) Ulusalcı damar, önemsenecek miktarda bir kemiyete vâsıl oldu ve bu görüşü savunanların kendini ifade etmesi zorlaştırmak yerine bilakis kolaylaştırılmalı.