Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Eurovision şarkı yarışması, Avrupalı yayın kuruluşları tarafından düzenleniyor; bu yüzden, geçen yıl İngilizce sözlü bir göbek havası ile birinci seçildiğimiz yarışma, kural gereği Türkiye'de, ev sahibi yayıncı kuruluş sıfatıyla TRT tarafından tertiplenecek.

Bu sene Türkiye'yi Athena isimli topluluk temsil edecekmiş. TRT'nin inisiyatifiyle gerçekleştirilen elemede yine bir İngilizce sözlü şarkı (For Real) temsile lâyık görülmüş.

Tebrikler, yani Congratulations! Çok happy olduk; Turkey'in tek official broadcasting kuruluşu mevkiindeki Ti-Ar-Tii'ye bu zorlu temsil mission'unda very very başarılar dileriz. TRT'nin yeni general manager'i Şenol Demiröz'ü bu konuda enkaz devralmış saymak gerektiği için sitemimiz doğrudan onu istihdaf etmiyor ama bu tercihten hoşnudsa ne diyelim; bilemeyiz ki?

Nasıl olsa bu memlekette devlet büyüklerine tahsis edilen uçağın gövdesinde koccaman "Republic of Turkey" yazıyor; üstelik yeni de değil; benim bildiğim on seneden beri o yazı, o uçağın üstünde durur. Zahir ecnebî havaalanlarında çalışan pist görevlileri, bizim uçağı kolayca tanısınlar, başkasıyla karıştırmasınlar diye düşünülmüş olsa gerektir. İnce fikir, müthiş zekâvet, hezar tebrik!

Türk Hava Yolları'nın yolcularına hediye ettiği derginin adı da öyle zaten: "Sky Life". İçindeki her yazı ve resimaltına bir de İngilizce özet ilâve edilmesi mâkul de, adı niye İngilizce? Hikmetinden sual olunmaz; büyüklerimizden iyi bilecek değiliz a!

Anlı-şanlı TCDD bile trenlerde okunsun diye çıkarılan derginin adını, İngilizce "tefeül" ederek "Rail Life" koydu zaten; dergiyi "sponse" eden özel şirket öyle istediği için öyle olmuş. Bu gerekçe akan suları bile durdurur!

Gazete dergi isimlerine hiç ilişmeyelim: "Business" ekimiz bile mevcut, gerisini siz hesaplarsınız; "Aksiyon"la, "Turkuaz" ise böğrümüzdeki çuvaldız. Bizde torpil yok.

Dağıttık gitti; bu mevzuu açılınca ben hep dağıtıyorum zaten. İtidalim kalmıyor, dinozorlaşıyorum. Her genç kuşağın mızıldanmasına gülüp geçerek aldırış etmedikleri bir geveze yaşlılar topluluğu vardır; her söze, "ahir zamana kaldık, nedir bu rezillik" diye sızlanmaya başlarlar ya hani...

Efendim, galiba sizler şu bizim gariban Türkçe'mizden fena halde utanıyor olsanız gerektir; nedir o "ü"ler, yumuşak ge'ler, "ı"lar, "ö"ler felân? İnternette başımıza belâ kardeşim! Öyle olsa gerektir çünkü bazen "trendy" gençlerin sohbetlerine şahit oluyorum da Amerikalıların konuşurken gayriihtiyari çıkardıkları tereddüd seslerinden "aaa"yı tercih ediyor (halbuki biz genellikle "ııı" deriz) ve her cümlede, "Türkçe'de bu nasıl söylenir?" cinsinden bir aktif zihin jimnastiği gayreti içinde olduklarını bizlere hissettirmekten zevk alıyorlar sanki.

TRT'ye gelelim: TRT'cilerin mantığı sağlam: "Sittin sene nal topladık; geçen sene İngilizce sözlerle malı götürüp birinci olduk; galip takım değiştirilmez" fehvâsıyla düşünüyorlar. "Bu bir pop müzik yarışması, dünya gençleri pop müziği İngilizce sözlerle dinliyor; önemli olan Türkiye'yi tanıtmaksa böyle yapmalıyız" bahânesi de yedekte.

Ama ben öyle tanınmak istemiyorum meselâ; bu şahsi arzumun bir kıymet-i harbiyesi var mı indinizde?

Fikrimin metanetini isbat için Atatürk'ten hüccet getirenlerden değilim ama bakın ne diyor 1931'de el yazısıyla: "Türk dili Türk milleti için mukaddes bir hazinedir. Çünkü Türk milleti geçirdiği nihayetsiz bâdireler içinde ahlâkının, an'anelerinin, hatıralarının, menfaatlerinin, elhâsıl bugün kendi milliyetini yapan her şeyin dili sayesinde muhafaza olunduğunu görüyor. Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir."

E, aklın yolu bir tabii. TRT'deki Atatürkçüler'in de haberi olsun istedim sadece.