Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Bundan evvelki "aydın ve ilerici din adamı" kontenjanından milletvekili seçtirilen kişinin bilahire, "hazır siyasete girmişken kendi partimi kurayım; hazır elim değmişken bari memleketi de kurtarayım" diyerek gül gibi partiden ayrılması üzerine "aydın ve ilerici din adamı" koltuğu boş kalan CHP'de veliahd belli oldu.

Prof. Saylan'ın cenaze namazında yaptığı güzel konuşmayla takdir gören emekli Beyoğlu Müftüsü İhsan Özkes, geçenlerde CHP İl Başkanı Gürsel Tekin'in "safları sıklaştıralım arkadaşlar" esprisi ile altı oklu rozetini takarak, partinin iktidar yolundaki en mühim eksiğini doldurmuş bulunuyor.

Geriye kaldı üç nalla bir at!

İhsan Özkes'in törende yaptığı konuşmayı dikkatle okurken benliğimi baştan ayağa bir "deja vu" hissi kapladı, "Ben bu cümleleri, bu diskuru nerden hatırlıyorum?" diye düşünmeye başladım ve çok geçmeden buldum. Sayın Özkes, "CHP üyesi ve Müslüman" tamlamasını duyan herkesin zihninde husûle gelen ilk istifham bulutlarını dağıtmak için mecburen o çok iyi bildiğimiz, hatta ezberlediğimiz dili kullanıyor ve bakınız neler diyor: "Tüm laikler dinsizlik suçlaması altındadır; halbuki laiklik dinin güvencesidir. Bu insanlar Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'te yaşamıyor olsaydı belki Müslüman bile olamayacaktı."

İşte beni, "vecettü, vecettü!" diye haykıraraktan "déjà vu" bunaltısından çekip sıyıran bu cümle oldu; öteden beri bu cümlenin mantık metanetine ve belâgat derinliğine hep hayran olmuşumdur, öyleyse buyrunuz aşk ile bir dahi tekrar edelim:

Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet olmasaydı, belki Müslüman bile olamayacaktık!

Hocam çok haklı; nitekim sözlerinin devamında Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyette yaşayan aydın biri olarak CHP'de bulunmaktan mutluluk duyduğunu, Kur'an ve Sünnet'e dayalı olarak yaşadığını ancak çok partili döneme geçildikten sonra din istismarının arttığını savunuyor ve bakınız diyor ki: "Bir din adamının CHP'ye girişi yadırganır bir hale geldi. Bu da gösteriyor ki Türkiye Cumhuriyeti'nin kazanımları kaybedildi."

Hocam galiba yanılıyor; ben şahsen hocamın CHP'ye girişini takdir ve tebcil ediyor, hatta kendimi alamayarak, "keşke her CHP'li hocam gibi aydın ve dindar olabilseydi" diye göğüs geçirdikten sonra hocamızın, Türkiye'de din-devlet ilişkisinin niçin uyduruk bir dikişle teyellendiğini izah eden cümlelerine dönüyorum. Özkes hoca, bazı partilerin dinsizmiş gibi gösterildiğinin altını çiziyor ve diyor ki: "Ahirette parti-pırtı olmayacak ama bu din ebediyyen mevcut olacak. Biz Müslümanlığı Saadet'ten veya AK Parti'den öğrenmedik. Hiçbir parti eşittir din olamaz. Hiçbir parti eşittir dinsizlik olamaz. Saadetli veya AK Partili olanlar cennetlik, CHP'liler ise cehennemliktir' şeklinde saçma bir düşünce olamaz."

Tam da bu esnada aklıma gelen o muzır ve tehlikeli fikri, yani, "Tamam iyi hoş da siyasete atılmasaydın, bu memleket ne kaybederdi be hocam; şunu da açıklasan?" sualini daha havada iken hissetmiş cevabı yetiştiriyor: CHP'ye katılarak önemli bir görevde bulunduğunu kaydeden Özkes hoca, "Dinin partiler üstü olduğunu ve hiçbir partinin dini tekelinde tutamayacağını göstermiş oluyorum" diyor. Böyle tumturaklı bir "Burhan-ı kaatı" karşısında lâl ü ebkem kalıyor ve hayret makamında karar kılarak derin ürperişlere gark oluyoruz.

Ve aha da şuraya yazıyorum; bu CHP'yi bundan böyle kimseler tutamaz; Baykal Hocam da şimdiden tedbirini alsın, ilk seçimde CHP'nin iktidarı muhakkaktır vesselam.