Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Arzu-yı umûmi üzerine Rektörler Komitesi duyurusunun, hukuka başlangıç, anayasaya giriş ve kompozisyon derslerinin kazandırdığı ön bilgiler çerçevesinde değerlendirilmesine ilişkin ehl-i vukuf raporu aşağıda sunulmuştur:

Duyurunun ilk paragrafta belirgin bir bilgi hatasına rastlanmamıştır.

İkinci paragrafta cumhurbaşkanının tarafsızlığı ile ilgili ifâdeler, mâlumu ilân kabilinden görülmekle birlikte isabetlidir.

Üçüncü paragraf, Meclis'in cumhurbaşkanı seçme görev ve yetkisine, anayasada yer almayan şartlar eklemeye kalkışılması bakımından genişletici bir yorum niteliğini taşımaktadır; ancak cumhurbaşkanı tarafsızlığının, "geçmişe ve geleceğe dönük temenni ve ölçütler" içerdiği mütalaası, yorum genişliği ilkesinin dışına taştığı için "yersen yoğurt, içersen ayran" mesâbesinde muğlak bir temenniden ibaret olmağıla bilimsel yeterlikten mahrum görünmektedir.

Dördüncü paragrafta bir cumhurbaşkanı adayının nitelikleri sıralanırken sarfedilen, "çağdaş bilimi benimsemiş ve sindirmiş olmaları da anayasal bir zorunluluktur" ibâresi, kompozisyon sahibinin lisans seviyesinde yeterliği hakkında ciddi şüpheler uyandırmaktadır. Cumhurbaşkanının niteliklerini vasfeden 101. maddede böyle bir hüküm bulunmadığı gibi, 1982 anayasasında "çağdaş bilim" kavramı, konuyla tamamen ilgisiz iki yerde; Eğitim ve öğretim hakkı ve ödevini tarif eden 42. madde ile, Yükseköğretim Kurumlarının görev ve yetkilerini çerçeveleyen 130. maddede zikredilmiş olduğundan kompozisyon sahibinin bu ifade ile yorumdan ziyade yeni bir yasama faaliyetinde bulunmak arzusu olarak dikkat çekmektedir.

Beşinci paragrafta 3 Kasım 2002 seçimlerinin, "en adaletsiz sonuçlar doğuran seçim" olduğu ve % 45 civarındaki geçerli oyun meclise aksetmediği için "temsil zaafiyeti" yarattığı yolundaki cümleler butlan ile mâluldür çünkü seçimlerin akabinde Yüksek Seçim Kurulu başkanlığı, Anayasanın 79. maddesi uyarınca sonuçları onaylamıştır. Kompozisyon sahibi, beş seneden beri anayasa ve mer'i kanunlar çerçevesinde görev yapan meclisi temsil zaafiyeti itham ederken normatif değil, keyfi mütalaalar dillendirmektedir. Farzımuhal kompozisyon sahibi, "bu meclis temsil zaafiyetinden ötürü cumhurbaşkanı seçemez" arzusunu dillendirseydi daha çelişkisiz bir temennide bulunacaktı.

Altıncı paragrafta vahim bilgi noksanlıkları görülmektedir. Kompozisyondaki iddiaya göre anayasanın 102. maddesi "nitelikli toplantı ve karar yeter sayılarını" içermektedir; halbuki başlangıç seviyesinde metin okuma bilgisine sahip herkes, 102. maddede toplantı değil, karar yeterlik sayısının zikredildiğini anlayabilmektedir. Nitekim kompozisyon sahibi bu yorumun ne kadar zorlama olduğunu kabullenircesine birkaç cümle sonra, 102. maddenin "hukuki yorum yöntemleri ihmal edilmeden" değerlendirilmesini temenni etmektedir.

Son paragrafta Cumhurbaşkanının "çağdaş bilime inanmış" biri olması gerektiği yeniden vurgulanmıştır. Bu ısrarlı tekrarın anayasal açıdan bir temeli olmadığı yukarda izah edilmekle beraber, kompozisyon sahibinin bu özel vurgu ile somut bir gerçekliğe atıfta bulunabilme imkân ve ihtimâli bulunmadığı anlaşıldığından...

(Yaz kızım); Bildirinin Türkçe kompozisyon itibariyle (eh) derecede kifâyetine ve fakat hukuka giriş ve anayasaya giriş konularında lisans seviyesinde maalesef tatminkâr bir seviye gösteremediğine, bu sebeple çoğunluğu hukuk eğitimi görmemiş imza sahiplerinin niyet ve temennilerini aksettirmesi bakımından hoş görülmesine ve lâkin böyle su götürür bir mevzuda yüzü mütecaviz -ve çağdaş bilimi benimsemiş ve sindirmiş oldukları karîne ile tahmin edilen- mümzînin hiç ihtilâf gösterilmeksizin ittifakıyla serdedilen şol yüksek disiplin şuuruna hayran kalınmasına karar verdim (İmza, logonun üstündedir.)