Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Keşke belediye otobüslerinde her gün umur görmemiş magandalar şortlu kızları tâciz edip gazetelerin diline düşseler de 2002'den beri gündüz gözüyle kâbus gören gazeteci-yazar takımı, "Hah, biz bunu söylüyorduk işte; bunlar bizim hayat tarzımızı tehdit ediyorlar" diye sızlanıp dursa; Avrupa ve bütün dünya bizi kınasa, yoğun aşağılık duygusundan ölecek gibi olsak... Haşemayla site havuzuna girmeye kalkışan karafatmalar tek tek yakalanıp gözlerine DDT sıkılsa, ortalık birbirine girse, hükûmet rezil olsa, utanç içinde defolup gitseler; giderken partili kadrolarını, ampül kafalıları, kısa bacaklı, uzun kollu, bol kıllı yandaşlarını da götürseler!

Keşke hükûmet Suriye'ye askerî müdahalede bulunmaya kalkışıp başımızı belaya soksa da, general yokluğundan rezil-rüsvay olsak, birliklerimiz kışlasından çıkamasa... Bunun üzerine 2002'den beri gündüz gözüyle kâbus gören gazeteci-yazar takımı, "Biz söylemiştik, neyine ulan senin Osmanlılık, anan turp baban şalgam; haddini bil bidon kafalı" diye dalgasını geçebilse. Hükümet rezil olsa, Yaş kararları kurusa, müstafiler görevlerine dönse, Vesâyet teyzenin gözleri aydın olsa, bizi AB'ye almadan bir kere daha atsalar; Arap Birliği ağzımıza biber sürse, İMF kulağımızı çekse, İran vanaları kapatsa; şöyle bir haddimizi bilsek!..

Keşke ekonomik kriz çıksa yahu, paramız pul olsa; halkımız iki günde aniden yoksullaşmanın verdiği hınçla sokaklara dökülüp, "Teğet bile geçmeyecek" diye terbiyesizleşen iktidar sözcülerini, uzayda iki paralel doğrunun kesiştiği muhayyel noktaya kadar kovalasa. Dükkânlar kapansa, AVM'ler baykuş yuvası olsa; yemeye ekmek içmeye su bulamasak. Yurtsever devrimci daaniş ve ââkıl adamlar toplanıp, "Seçime gerek yok; CHP ne güne duruyor, bomba gibi ekibi var çocukların zaten" deyip CHP önderliğinde teknokratlardan oluşan bir kriz kabinesi atasa... Bütün yurtta, yavru vatanda ve yurtdışı temsilciliklerinde sıkıyönetim, Ooohal ilân etsek; ekmek, benzin, doğalgaz karneyle olsa... Alçak hükûmet rezil olsa, ardından halkımız teneke çalsa...

Keşke bütün yurt sathında iç savaş çıksa, kardeş kavgası başlasa, intifadalar, direnişler yükselse; güvenlik güçleri âciz kalsa, mahalleler semtler barikatlarla bölünüp yasak bölgeler ilan edilse; ahali birbirini pompalı tüfekle kovalasa, her gece yangınlar çıksa, siyasi cinayetler çoğalsa, bölünüp ufalansak. Polisle asker birbirine düşse. 2002'den beri gündüz gözüyle kâbus gören gazeteci-yazar takımı, "Vaktiyle adam gibi bölelim şu ülkeyi dedik aldırmadınız; görün ne haliniz varsa" diye ooh çekse. Hükümet, aynen İttihatçılar gibi bir gemiye binip Türkiye'yi terk etse... Ardından cadı avı başlasa; bütün yandaşlar fişlenip Arabistan'a sürülse...

Şike soruşturması fos çıksa meselâ; tutuklular hemen salıverilse ve eskisi gibi görevlerine gururla, onurla devam etseler; bugünlerde hep denildiği gibi ne kurumlara ne de şahıslara ceza verilmese; bunun yerine soruşturmayı yürüten polisler ve bir kısım adliye personeli gözaltına alınıp Futbol Federasyonu bodrumuna indirilerek mafioso abiler tarafından çapraz sorguya alınsa... Futbolumuzun marka değeri düşmese, üç korner bir penaltı sayılsa. Hükümet çekip gitse, 2002'den beri gündüz gözüyle kâbus gören gazeteci-yazar takımı, koro halinde Elhamdülillah çekip kerahat vaktinde şükran secdelerine kapansalar...

...

Biraz abarttık, "Ağzımdan yel alsın" denilmeden konuşulmayacak şeyler bunlar lakin ilginçtir, bir kısım gazeteci-yazar ve muhalefet erbâbının, 2002'den beri her sabah uyanıp haberlere göz attıklarında bekledikleri mucize üç aşağı beş yukarı böyle bir şeydir; bir şekilde bir felaket olmasını ve işlerin "düzelmesi"ni bekliyorlar; her genel seçim, genel tabloyu daha ağırlaştırıyor.

Üzgünüz dostlar, durum maalesef iyiye gidiyor!