Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Tamam bir kenara çekilip dalgamızı geçelim de bir noktada CHP'ye fena halde haksızlık etmiyor muyuz? Türkiye'de parti içi demokrasi kavramını CHP kadar işlek ve zinde tutabilen bir başka parti var mı? Sağ gelenek çizgisindeki partilerin genel kurulları, nadiren içe dönük tenkidlere sahne olur; hele parti iktidardaysa genel kurul bir onaylama şölenine dönüştürülür ama CHP'de her zaman parti içi muhalefet varlığını daima hissettirebilmiştir.

Meseleye bir de böyle bakalım.


Anlaşıldı; bu cuma yine minberlerden "kumar zılgıtı" yiyeceğiz. Cemaat, o esnada kim bilir aklından neler geçirip "hoca az bile söylüyor" makamından başını sallayarak "bari fazla uzatmasa da farza geçsek" diye düşünüp edebini bozmayacak.

Yeşilay haftası olur; cemaat "içki içmeyin zinhar haramdır" zılgıtı yer, Çevre haftası olur, "yaş kesen baş keser" zılgıtı gelir. İntihar olayları artınca, "canına kasdeden imansız gider" azarı işitiriz. Birileri de çıkıp, "yahu bu memleketin en iflâhsız kesimi biz miyiz, her hafta potansiyel mücrim imişiz gibi bizi boyayıp duruyorsunuz?" demez.

Mustafa Denizli "Hak ettiğim değeri İran'da buldum" demiş; insanın bunca zaman içinde "benim kadr ü kıymetimi bilmiyorlar" hissiyle yaşaması fena bir şey olmalı.

Ey para, ben sana ne diyeyim bilmem ki!


Milli Piyango idaresi, internet üzerinden oynanan sanal kumara savaş açmış. Vaktiyle Ankara'da çok anlatılan bir "işler kesatlaştı, siftah yapamaz olduk; ya siz kapayın ya biz bu işi bırakalım" fıkrası vardı lakin burada zikri hoş kaçmaz.

Bilenler bilmeyenlere anlatsın en iyisi.


Fena halde asparagas kokan bir küçük gazete haberi: Fareler anadillerini tanıyor ve en az bebekler kadar farklı dilleri birbirinden ayırdedebiliyormuş.

Çok etkilendim; darısı bize!


Karamürsel'de bir berber, "bana 5 milyar ver, sana üç ay sonra 15 milyar lira vereyim" vaadiyle neredeyse bütün ilçeyi ikna etmiş. Hatta ilk zamanlar sözünde de durmuş ama gerisi mâlum; Kaymakam'ın intiharından sonra "saadet zinciri"nin hiç de sağlam olmadığı anlaşıldı.

12 Eylül sonrasındaki Banker furyasından beri defalarca aynı tipte dolandırıcılık yapıldı, foyaları meydana çıktı. Demek ki kimse ders almamış; demek ki bu ülkede beş milyarın üç ay içinde on milyarlık ektra değer üretebileceğine inanan ekonomistler var!

Neticede birileri çıkıp, "devlet ziyanımızı karşılasın" derse hiç şaşırmam; vaktiyle yol olmuştu çünkü.


KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Rauf Denktaş'ın, "gerekirse Kıbrıs'ta Filistin benzeri bir intifada direnişi örgütlerim" mealindeki sözleri yankı bile uyandırmadı.

Bazen zaman ne kadar zalim bir ayrıştırıcı görevi görüyor!


Deniz Baykal dün grup kürsüsünde ilginç iddialar seslendirdi. Daha önce TCDD tarafından işletilen İzmir liman işletmesi, bir gün arayla kurulan iki şirkete, kuruluşlarının üçüncü günü ihalesiz devredilmiş. Her iki şirketin kurucu ortağı görünen bir AKP yöneticisi ise daha sonra yüksek profil vermemek için ortaklıktan çekilmiş. Yapılan sözleşmeye göre bu iki şirketli ortaklık, limana her yeni vinç ilâvesinde, sözleşme süresi kendiliğinden 15 sene uzayacakmış.

İddialara hükümetin ne cevap verdiğini henüz bilmiyoruz ama özelleştirmeden anlaşılması gereken bu üslup değildir.