Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Her yilin tam da bu gunlerinde artik milyon dolarlarla konusulan futbol piyasasini dile dolayarak "ahir zamana kaldik, 20 metreden kaleyi tutturamayan bacak kadar cocuklar dunyanin parasini kazaniyor" diye sizlanmak adet oldu. Bu tenkidlerin elbette cok hakli bir tarafi var; futbolcunun emegine karsilik odenen ucret, bir futbolcuyla benzer fizik ve zihin eforu harcayan sair iscilerin emegine odenen ucrete kiyasla cok fahis meblaglara ulasiyor. Futbolu meslek olarak secmis her futbolcunun astronomik ucret almadigi, buyuk futbolcu cogunlugunun Turkiye standartlari civarinda bir ucretle yetinmek zorunda kaldigi malum. Isini cok iyi yapabilenlerin emsallerinden daha cok kazanmaya hakki oldugu da makul karsilanmalidir; ama 20-30 kisilik bir futbolcu toplulugu icin telaffuz edilen meblaglar yine de "insaf" sinirinin ustunde. Serbest piyasa sartlarinda arzla talebin kesistigi yerde fiyatin belirlenmesinden farkli bir durumla karsi karsiyayiz; hesap cok berrak: Turkiye'nin gelmis gecmis en iyi futbolcularindan Can Bartu ve rahmetli Metin Oktay'in futboldan kazandigi para, bugun onlarla asla kiyaslanamayacak kadar siradan kabiliyetlere sahip bir futbolcunun kazandigindan tam yuz misli daha az. Hukuk dilinde bu fark, "fahis" kavramiyla anlatilir.

"Zenginin mali zugurdun cenesini yorar" lafina istirak ederim; ama yeni takimina tam 1200 kilo kulce altin degerinde bir paraya mal olan futbolcunun, benim olculerime gore Can Bartu ve Metin Oktay'dan tam yuz kere daha iyi top oynamasi gerekir; yani her macta ortalama 90 civarinda gol atmasi, sicradigi zaman uc-dort dakika havada kalmasi, vaktiyle Lefter Kucukandonyanis'in yaptigi gibi rakip takimin butun futbolcularini calimlarken sahaya -yeni illeri de gostermek kaydiyla- Turkiye'nin idari taksimat haritasini cizebilmesi, istedigi anda kale direklerini aglariyla birlikte sokerek stadyum disina ucuracak derecede sert ve isabetli sut cekebilmekten bahsediyorum. Buna ilaveten ve bundan daha onemli olmak uzere ayni futbolcunun takribi 1,5 tonluk kulce altini helal ettirebilmesi icin Lefter'den de, Can'dan da, Metin'den de yuz kere daha fazla is disiplin ve ahlakina riayetkar olmasi lazim. Mumkun mu; degilse bunun adi "fuhs"tur iste (Fuhs'un lugatta iki karsiligi var; ilki "haddini asma" manasina eliyor, ikincisi "namusa aykirilik, kotuluk" demek. Bu yazida atifta bulunulan mana, kavramin ahlaki degil, hukuki karsiligi, yani "haddi asmak"tir).

Sazina "Virtuoz" sifatini hak edecek derecede hakim bir saz sanatkarinin, omrunu meslegine vakfetmis bir teknokratin, dunya capinda hakli bir sohrete kavusmus bir ilim adaminin, ana dilini asirlarin otesine tasiyacak evsafta bir sairin "bonservis bedeli" nedir peki? Sadece sanatkar, sporcu, ilim adami, sair, burokrat, teknokrat degil, eminim ki isini sorumluluk duygusuyla, yuksek ahlaki kriterlere sadik kalarak, tam bir durustluk ve ehliyetle yerine getiren herkes icin en makul "bonservis bedeli", helalinden kazanip su dar-i dunyada, degil namerde, merde bile muhtac olmadan basini dik tutmaktan ibarettir; bizim toplumumuzun "bonservis bedeli" kriteri iste boyle basit, anlasilir ve makul olculer tasiyor ve bu olcu -birileri farkinda olsun veya olmasin, bu toplulugu hala "dik tutan" ortak degerlerin basinda geliyor.

Kulaklari cinlasin bir Yildiray agabeyimiz vardi, saka yollu derdi ki, "Kimsenin malinda-mulkunde gozumuz yok; lakin nicin olsun ki?". Bunca kulfetli bir revaktan sonra sozu getirip, "bu ulkede 25 milyon aylikla tam otuz gun boyunca kira veren, evine ekmek goturen, cocuk okutan emekli aileleri varken..." edebiyatina baglayacak degilim. Siradisi insanlarin cok kazanmasina imrenmek, sefalette esitlik sacmaliklarina iltifat etmek niyetim de yok. Malum ki Turkiye, gelir dagiliminda akla ziyan dengesizlikler peydahlamis, dusuk uretim seviyesinde tutulan, issizi-mesleksizi bol bir garabetler ulkesi; buna ragmen sarsici sosyal patlamalara sahit olmayisimiz, durust ve isine sadik insanlarin zihnindeki "bonservis bedeli" kavrayisinin saglamliginda yatiyor.

Onurlu insanlari "onursuzluk"a tesvik etmemek gerek; agirliginin 15 kati kulce altinla tartilan futbolcularin bonservisini olcu kabul etmiyoruz; ama onurlu insanlarin razi oldugu "bonservis bedeli"yle oynamaya kalkisanlar, hesaplarini bir kere daha gozden gecirmelidir.