Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Araştırmacı gazeteci olsam kaç para? YGS'de 1 milyon 700 bin öğrenci için tek tek hazırlanan soru kitaplarına, aynı miktarda şifre yerleştirildiği haberinin eğrilik-doğruluk sağlamasını yapacak durumda olmadığımı kabul ediyorum; buna rağmen "Şifre var" iddiasıyla ortalığı birbirine katan gazetelerin ve bu işlerden anladığını ileri süren yazarların iddialarını hayretler içinde okuyorum. Çağın bu kadar gerisinde kaldığım için bana ne kadar esef etseniz azdır.

İstatistik dersinden hep nefret etmişimdir ve bu dersten nasıl olup da geçtiğimi hâlâ hatırlamam; o zaman şifre uygulaması filan da yoktu. Binaenaleyh dededen kalma usûlle yanımdakinin kâğıdına bakıp kopye çekmiş olabilirim. İşbu cehâlet seviyesinde gördüğüm şudur: Diyelim ki ÖSYM bazı öğrencilere iltimas yapmak için soru kitaplarına şifre koymaya karar verdi; bunun için 1,5 milyondan fazla "zâta mahsus" soru kitabının tek tek düzenlenmesi, diyelim ki içlerinden 300 veya 500 tanesi için geçerli olacak şifre işleminin, geriye kalan yüz binlerce soru kitabı için anlamsız kılınması gerekecektir. Yahu bu ne zahmet, şu işlemin karmaşıklığına bakar mısınız; muazzam bir zahmet, insanda hayranlık uyandıracak bir organizasyon kabiliyeti, akıl almaz istatistik ve entrika taklaları... Bu, aslında gurur duyulması gereken enigmatik bir dehâdır ve hakikaten bu zırvalıkla uğraşan biri veya birileri varsa önce yaptığını fitil fitil burnundan getirip, ardından üstün başarı ödülüyle taltif edilmelidir. 50 metreden ipliği fırlatıp iğneye geçiren mârifetli adama padişahın yaptığı gibi; evvela 100 deynek, ardından 100 altın...

Bitmedi, plâğın öteki yüzü var daha: Diyelim ki ben torpilli bir öğrenciyim ve yüz binlerce öğrenci adına tek tek düzenlenmiş soru kitaplarından bana ait olanı sınav başlarken önüme konuldu. Birader, bırakınız şifre çözmeyi, uygulamak için bile çok sıkı istatistik bilmek gerekiyor; nitekim dünkü Vatan gazetesinin haberindeki şifre uygulama tarifini buraya aynen alıyorum; bakınız ne yapmak gerekiyormuş:

"Çembersel modlamada, şıkların altına rakamlar küçükten büyüğe doğru sıralanıyor. Eğer bir tane cevap çakışıyorsa bu eski sistemdeki gibi doğru oluyor. Ama bu çok nadir olarak ortaya çıkıyor. Eğer eşleşme olmazsa, en büyük rakam en başa getiriliyor. En küçük rakam böylece ikinci sıraya geçmiş oluyor. Çakışan olup olmadığı kontrol ediliyor. Çakışan oluncaya kadar kaydırma işlemi devam ediyor. Çakışmayan olmadığı sürece ya da birden fazla şık çakıştığında tekrar sayılarda kaydırma yapılıyor. Sonunda tek çakışan kalana kadar bu işlem yapılıyor."

Bu istatistik becerisini üstelik sınav esnasında gösterebilen öğrenciyi zaten buralarda zaptetmemiz mümkün olmayıp, doğrudan NASA'ya mühendis versek sezâdır. Kaldı ki bu işlemi, sonradan uygulayan öğrenciler 40 sorudan ancak 5'ini cevaplayabilmişler. E kardeşim, o kadar zahmete ne gerek var; her sorunun A şıkkını işaretlesiniz zaten 100 üzerinden 20 puan cepte keklik demektir ve bu kadarını en tembel talebeler bile bilir (Başta ben!).

Ne oluyor? Bir kaşık suda müthiş bir fırtına koparılıyor. CHP'li medya, seçim sath-ı mâiline girdiğimiz şu günlerde hükümetin böğrüne esaslı bir dirsek çakma denemesinde bulunuyor; kaç kişinin aklı karışsa kâr sayılıyor. Ne de olsa, "Bir ok attım kebab oldu" saçmalıklarını bile süsleyip püsleyip mantık eseri gibi servise sunan güçlü bir medya desteği var CHP'nin.

Benim câhilâne fikrim şudur: Eğer varsa böyle biri, 1,5 milyon farklı soru-cevap varyasyonuna tek tek şifre koyan dehâya sıradan mücrim muamelesi yapmamalıyız. Bu zekâ, CHP'nin aday listelerinde Ergenekon sanıklarından boş kalan bir yere mutlaka yerleştirilmelidir; hem de şifresiz.