Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Saygıdeğer Eminönü-Kadıköy yolcuları; birkaç dakikanızı, şimdi sizlere takdim edeceğim ürünleri tanıtmama ayırmanızı istirham ediyor, hepinize peşinen teşekkür ediyorum.

Efendim elimde gördüğünüz şu servis tabağının haşmetli görünüşüne bakarak ‘Aman da ne pahalıdır, ben dünyada alamam' diye düşünmeyiniz. Nice devlet başkanlarına, krallara, başbakanlara ve diplomatik temsilcilere hizmet etmiş olan bu servis tabağı, içinizden herhangi birinin satın alabileceği kadar alçakgönüllü bir fiyat profiline sahiptir. Rahmetli Demirel'in eyyam-ı saltanatında köşk demirbaşına kaydedilmiş olan bu tabak, çorba ve hoşaf kâsesi, dondurma kaşığı ve balık bıçağı kıvırı-zıvırı da dahil olmak üzere devlete sadece 115 liraya mal olmuş bulunuyor. 12'li sette yüzde 40'lık indirimle sizlerin takdirine sunulmuş bu takımdan ücreti mukabilinde herkes edinebilir. Nitekim müzevir bir takım çevrelerce golf sahasına veya Kırkpınar yağlıgüreş meydanına benzetilen şu gördüğünüz devâsâ masa ise, yerli sanayimizin yüz akı siteler mobilyacı esnafı tarafından sadece ve sadece ikibin küsur liraya yaptırılmış olup tabla kısmı medefe, ayaklıkları ise ikilik demir profille bir araya getirilmişken, bu şekliyle pazarlanması mümkün olmadığı için isteyen halkımıza üçgen dilimler şeklinde takdim olunacaktır. Sembolik ifadesi güçlü olsun diye 16 eşit fakat bağımsız parçalar halinde takdirinize sunulan bu masa, sınırlı sayıda üretildiği için acele ediniz ki nitekim Haydarpaşa mendireğine de yaklaşmış bulunuyoruz. Masadaki çiçekler, tamamen külliyemizin bahçesinden koparılmıştır ve Hollanda'dan getirtildiği tamamen iftira olup 12'li servis alanlara birer buket solmuş beyaz gül eşantiyon olarak dağıtılacaktır. Gelelim iftar davetinde sunulan yemeklere: Saygıdeğer vatandaşlarım, bu yemeklerin tamamı külliye mutfaklarının kadrolu aşçıları tarafından sevgi, şefkat ve hamâsetle pişirildi. Ordövr tabağındaki zeytin, peynir, sigara böreği, hurma, tereyağı ve çökelek, Ulus halinden mübayaa edildi ve porsiyon başına maliyeti sadece üç liradır. İlk yemek olarak ikram edilen mantarlı domates çorbasının kamu maliyesine mâliyeti ise –afedersiniz- sadece 75 kuruştan ibarettir. Peçeteler halis-muhlis yerli ketendir ve külliyemiz bünyesindeki terzi, ütücü ve kolacı personel tarafından servise hazırlanmıştır. Geriye kalıyor ana yemek. Beyler istirham ederim. Diyanet camiamızın ufkunda yıllarca birer yıldız gibi parlamış ve parlamakta olan muhterem hocalarımıza birer porsiyon hünkârbeğendi, ardından tatlı faslında vezirparmağı ikram edilmişse, bunların maliyetini liste halinde çıkarıp buracıkta ‘zaten üç-beş kuruşluk bir şeydi' diye izaha yeltenmem takdir edersiniz ki yakışık almaz. Kaldı ki muhterem hocalarımızın külliyemize ulaşım giderleri, işte yeminle söylüyorum kendilerince karşılandı. Kısacası bu iftar yemeği başta masa, sandalyeler, peçeteler, servis tabakları, kaşık çatal emsali avadanlıklar, çiçekler, vazolar, bardaklar, hoşaf kâseleri olmak üzere tüpüydü, tereyağıydı, aşçıların, garsonların yevmiyesi, stopajı, hatta aydınlatması, muhteşem avizelerin amortisman giderleri ve külliye lavabolarına sarf edilen su, sabun ve kağıt havlu mesarifi de içinde cem'an, dikkat buyrunuz tekrar ediyorum, cem'an sadece 3390 liradır ve rakama 16 Türk devleti temsilcilerinin kostüm gideri de dahildir. Daha ne istiyonuz ki?

Vapur iskeleye yaklaşıyor, toparlıyorum aziz Kadıköylüler; bir sorun bakayım, ben niçin onca arsa takibini, iç ve dış politikayı, merkez bankasının döviz rezervlerini, çözüm sürecini, inşaat sektörümüzün vaziyetini filan bir kenara bırakıp da sizlere bu kıytırık şeylerin hesabını veriyorum? Önce bir sorun hele; niçin buna tenezzül ediyorum? Eskiden olsa böyle şeylere tevessül eder miydim? Etmezdim! Bir dakika muhteremler nereye gidiyorsunuz yav? Hadi, kaybolan itibarın malları bunlar... tabak alanlara birer pilli radyo da benden; üstüne birer de gazlı çakmak!..