Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

-Oğlum Çekirge, yerleri diş fırçasıyla temizlemeyi bırak da yanıma gel biraz; soracaklarım var.

-Ama hocam, şuracıkta 400 metrekarecik yer kalmıştı, onu bitirip de gelsem?

-Olmaz; senin yüzünden huzurum bozuldu. Kendi halinde bir Kung-fu üstadı iken siyasetle ilgilenmeye başladım ama doğrusu olup bitenlerden hiçbir şey anlamıyorum; kafam karışıyor.

-Ne gibi hocam; siz sorunuz ben arzedeyim.

-Meselâ şu Kıbrıs'taki üst geçit dâvâsı; gazetede resmini gördüm, iki karışlık yer. Niçin bu kadar tartışma konusu oluyor ki?

-Ah hocam, bu hemen cevaplanacak bir soru değil. Londra ve Zürich anlaşmalarıyla başlayan uzun bir süreç ama şu kadarını bilmeniz kâfi. Bizimkileri bugüne kadar Kıbrıs'ı eyalet gibi idare ettiler. Rum kesimi AB'ye girince Kıbrıs Türkleri'nde Türkiye'ye karşı daha fazla otonomi arzusu uyandı. Onun tezahürleri bunlar.

-Hiçbir şey anlamadım yahu; nasıl cevap bu böyle?

-Böyledir hocam; bir şeyi lüzumundan fazla kısaltırsanız parodi haline gelir; hızlı oynatılan filmlere benzer...

-O zaman şunu sorayım; Terörizmle Mücadele Koordinatörü Başer Paşa'yı dinledim geçenlerde; resmen hükümete küsmüş, gücenmiş bir hali vardı. Bu durumda hükümet, göreve getirdiği kişiyi hiçe saymış olmuyor mu?

-Olmuyor hocam; çünkü Başbakan'ın, "Koordinatörlük işlemiyor, sonuç alınamıyor" yolundaki sözleri, Edip Paşa'ya değil, bilakis koordinasyonun ABD tarafına gönderilmiş bir mesajdı ama Edip Paşa üzerine alındı. Meselenin aslı bu.

-Alınganlık diyorsun yani?

-Başka ne olacak üstadım; aksi takdirde Başbakan niçin yüzyüze konuşabileceği bir kamu görevlisini bile bile atlayıp dışarıya yönelik mesaj versin ki?

-Öyledir zâhir! Bir de şeyi soracaktım: MİT Müsteşarı'nın o çok tartışılan basın açıklamasını... Nedir, n'ooluyor be Çekirge?

-Hocam ben bu konuya girmesem daha iyi olur.

-Niçin evlâdım; benden gizli-saklın mı var?

-Öyle değil hocam, estağfurullah. Tereddüdümün sebebi şu: Galiba devletin an'anevi dış siyasetinde "sivil cenahtan" radikal bir değişiklik talebi söz konusu...

-O kadarını ben bile anladım oğlum, sonrası?..

-Bu talep, yine devlet içinde yer alan, hatta çoğumuzun derin devlet sandığı bir merciden geliyor; üstelik bu talep, Başbakan'ın bir hafta kadar önce "Ortadoğu ve Irak bizim için öncelik kazandı" açıklamasını teyid eder mahiyette.

-Sahi, müsteşar bu bilgiyi ve ikazı MGK'da yapamaz mıydı; nasıl olsa MGK'nın tabii üyesi, değil mi?

-Değil hocam, 118. maddeyi dikkatle okursanız, MİT Müsteşarının gereklilik halinde toplantıya davet edilebilen üyeler sınıfına girdiğini göreceksiniz.

-Olsun, yine de bu bilgiyi iletecek başka mekanizmalar vardır.

-Var ama bu tip mesajların sadece içeriye değil, dışarıya, hatta daha ziyade dış kamuoyuna göre tertiplendiğini unutmamak lazım.

-Yani?

-Yani bu mesaj doğrudan ABD'ye hitab eden bir mesaj. Ne gariptir ki basında bazı yazarlar, aynen sizin algıladığınız gibi değerlendirdiler meseleyi!..

-Ne yani, sen şimdi benim görüşümü beğenmiyor musun?

-Ne haddime üstadım, bilakis sizin şu sorularınızdaki sâfiyet, daha şimdiden bir kısım yazarların idrak seviyesini geçmiş bulunuyor!

-Höst kerata! Bir de benimle maytap geçiyor. Ceza olarak okulumuzun bütün duvarlarını badana edeceksin.

-Kızmayın hocam, hay hay, emriniz baş üstüne!

-Ama küçük bir ayrıntıyı da hatırlatmam gerek. Badana için sana sadece bir suluboya fırçası veriyorum. Hemen başlasan iyi olur!