Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Birdenbire gündeme düşen cinayetler, bombalar, suikastlar, pusular, sert demeçlere bir mânâ vermek zordu. Birbirinden ölesiye nefret eden iki terör örgütünün aynı anda Türkiye'ye saldırıya kalkışması da garipti. Derken önemli bir gelişme yaşandı ve en azından ben bunca fitne eylemini anlamlandırabilecek bir cevaba ulaştığımı zannediyorum.

Gelişme şu: Şimdiye kadar İncirlik üssünü kullanmak için Türkiye'yi sıkıştırıp duran ABD yönetimi, önceki gün sürpriz bir şekilde muradına erdi. Türkiye ‘kerim' devlettir! Bununla yetinmedi, koalisyon hava gücüne kendi uçaklarıyla destek vermeyi de kabul etti. İlginç bir ayrıntı daha var, Türkiye, bütün bu ‘güzellik'lere ‘şartsız' izin veriyor.

Türkiye'de hükûmetin anayasal pozisyonuna kimsenin, hele hele hükûmetin hiç aldırış ettiği yok; ‘Biraz bekleyelim, bu önemli kararı yeni ve güvenoyu almış bir hükümete bırakalım' diyen çıkmadı. Müstafi de olsa hükûmet hükûmettir diye düşünüyor olmalılar ki, karar hemen bakanların imzasına açıldı.

Başkanlık tartışmalarına artık bir son verelim; birilerinin gönlündeki başkanlık işte böyle bir şeydir: Hükümet kurulmamış, bu kritik karar Meclis'in bilgi ve onayına sunulmamış ama ‘bir kişi'nin tasvibi ile hemen uygulamaya konuluyor. Yeni sistem, meraklılarına, bu arada sandığı görmeden paçaları sıvayarak kendi kendine erken seçim startları veren siyasi akıllara hayırlı olsun. Bakalım önlerindeki boş havuzu ne zaman fark edecekler?

Böylece ABD yönetimi, bizimkileri futbol tabiriyle “tek ayak üstünde” yakaladı, kontrpiyede bıraktı. Bizimkilerin şimdiye kadar İncirlik'i kullandırtmamak ve Suriye'ye girmemek noktasında gösterdiği dirayete şaşıyor ve hayret ediyordum. Ee, iktidar olarak ne kadar afif ve aile terbiyesi almış olsalar da câzip tekliflere karşı dayanmanın da bir hududu var.

O hududu geçtik şimdi; gözler şen, gönüller rûşen olsun. Trafik kazası var diye trafik polisine pusu kurmanın, hudutta karakola ateş açmanın, şenliğe giden çocukların ortasına canlı bomba salmanın, Alevilerle Kürtleri birbirine kırdırmanın ardındaki siyasi kafa, ‘ikinci bir emre kadar' kına tedarikinde bulunmak veya makyajlarını tazelemek üzere istirahate çekilebilir.

Türkiye'deki Kürt meselesinin görüşüldüğü masayı tekmeleyen iktidar, Suriye'deki Kürt meselesine ‘Gönülsüz dâmat' pozlarında müdahil oldu. Bundan sonra Türk askeri, Kuzey Suriye'deki Kürt kantonlarının güvenliği için ABD güçleriyle birlikte devriye atacak, hattâ -eli mecbur!- sert kara çatışmalarına dahi girecektir.

Büyük fotoğraf netleşti. Başta Dışişleri Bakanlığı'nın dinlenmesi olmak üzere Başçalan vs. türünden hesapların sızdırdığı kayıtların orta vadede hangi maksada hizmet ettiği de belirginleşiyor. Ortadoğu ve Balkanlarda Osmanlı modeli bir büyük bölge devleti kurmak için yola çıkanların bugün tutunabildikleri yer, Irak, Suriye ve elbette Türkiye'deki Kürtlerin güvenliğini garanti etmek için risk üstlenen ABD politikalarına istemeye istemeye katkıda bulunmaktır.

Modern Enver Paşa'mızın romantik hayalciliği, bölgedeki ABD çıkarlarının kunt duvarlarında ufalandı. Ne ‘derinlik'miş ama...

Bundan sonra ufak fotoğraflara bakmaya gerek var mı bilmiyorum; meselâ Şanlıurfa dahilindeki herkesin şahsi güvenliğinden sorumlu kişinin, şehit cenazesi başında ‘Abiler' edebiyatı yaparak alenen ve resmen aczini itiraf etmesini eleştirmek bile lüzumsuzdur. Bu şahsın güvenlik hizmetlerinde istihdamı, bu parlak açıklamasından sonra vahim israf olur; iktidar, tez elden bu değerli şahsı muhtemelen Sayın Ala'nın boşaltacağı koltukta değerlendirmelidir!

Son söz HDP ve dolayısıyla PKK'ya; Türkiye siyaseti izlemek anlaşılan bu arkadaşlarda doku alerjisine yol açıyor. Türk gibi davranmalarını beklenmek haksızlık olur fakat ‘Türkiyeci', nihai tahlilde Türkiye'den yana tutum takınmak, Kürt siyasetine Türkiye'de büyük ufuklar açabilirdi. Parlamentosunda gümbür gümbür temsil edildikleri ülkenin yanında durmak yerine Amerikan mandaterliğini tercih ettiler.