Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Bizim de sindiremediğimiz, bir türlü içimize sinmeyen şeyler var; meselâ astım hastalarını bilgilendirmek maksadıyla yapılan toplantıya başörtülü hastaların alınmaması gibi. Üstelik bunlar, kendilerinden başka herkesi saf zanneden bir kısım hikmet"i hükümet ehlinin tabiriyle, "tarlada bahçede çalışırken annelerimizin, ninelerimizin örttüğü biçimde", yani "geleneksel" tarzda, yani "siyasal İslam"ı savunmayan, yani, "ülkenin vatanıyla ve milletiyle bölünmez birlik ve bütünlüğünü tehdit ederek çağdışı teokratik düzen özlemleri" içinde bulunmayan sıradan hanımlar; belki hanım teyzeciğim DSP'ye oy vermiştir geçen seçimde; üstelik astım hastası. Hani astım hastası olmasa, caanım 'astım' konferansının dibine dinamit koymak için içeriye sızmaya çalışan bir ajan provokatör olduğundan şüphe edilebilirdi ama değil. Teyzeciğim niçin hastalığının arazlarını öğrenmek için konferansa, tedavi olmak için doktora gidiyorsunuz ki? Sizin konferans dinlemenizde bile kamu düzeni nâmına büyük tehlikeler gören zihniyet erbâbının sarsılmaz önyargılarına itaat ederek üfürükçüye, nefesi kuvvetli zatlara gitmek, yatırlara mum dikip kocakarı ilâçlarından şifâ ummak dururken öyle konferanslara filan gitmek gibi şaşırtıcı davranışlar içine girmeniz doğrusu çok tahdiş"i ezhân bir vaziyet.

Olmuyor ama!

Nitekim sindiremedik işte!

Sindiremediğimiz bir başka şey ise ülkemizin yetiştirdiği en büyük bilim adamlarından, üstâd"ı yegâne, hâlık"ı yektâ, müstesnâ şahsiyet ve mütebahhir tarihçi Kemal Alemdaroğlu'nun Trabzon'da irad buyurduğu konferans esnasında meçhûller ummânının yedi kat derinliklerinden çıkardığı dürr ü güherlerin, bir kısım kendini bilmez çoluk"çocuk tarafından aşırı derecede alkışlanarak protestoya uğramış olmasıdır. Kat'iyyen sindiremedik, ayıptır! Alkış dediğiniz avuçlara mutedil bir şiddet uygulamak suretiyle çıkarılan seslere verilen isimdir ve behemehal usûlüne uygun tarzda tatbik olunmalıdır. Bu feci hadisede yüreğimizi ferahlatan yegâne husus, kendini bilmez takımından iki delikanlının usûl"i münasiple salon dışına alındıktan sonra kapı ile sokak arasında "daraben şedîdâ" vezninden birtakım tecziye edici ve intibah verici muameleye tabi tutulmuş olmalarıdır. Bu kendini bilmezlere vuran eller ne mübarek ellerdir ve kat'iyyen eminiz ki vurdukları yerden taze güller yeşerecektir.

Arkadaşlar!

Bu kafayla gidecek olursanız biz çağın aydınlık yüzünü hiçbir vakit göremeyiz; sayıyla kendinize geliniz ve memleket büyüklerini huşû ile dinlemeyi öğreniniz; siz hanımlar, sizler de başörtülerinizi çıkarınız. Öyle, "ben folklorik tarzda başımı örtüyorum; rahmetli haminnem de mi siyasal İslamcıydı?" filan gibi bahânelere sığınmayınız ve şimdilik devletin bankalarına giderek emekli maaşınızı almak veya torununuza harçlık yollamak için kasa önünde kuyruğa girebildiğinize dua ediniz. Konferans salonu "kamusal alan"dır da devletin koca bankası Kiziroğlu'nun çiftliği midir? "Evet bir bakıma öyle sayılabilir" diyen arkadaşları, güvenlik görevlilerinden rica ediyorum lütfen ş'aapsınlar, kendilerinden bilahara kanunun suç saydığı fiili övmek ve gizli devlet sırlarını ifşâya yeltenmek fiilini icra ettiklerinden ötürü davacı olacağım, evet, şu beyaz gömlekli arkadaşı da alalım lütfen!.. Teşekkür ederim, şimdi kaldığım yerden devam ediyorum; nerede kalmıştık? Evet...

Sindiremiyoruz efendim; RTÜK Kanunu çıkmamalı imiş! Efendiler biz keyfimizden mi çıkarıyoruz acaba bunca şeyi; Meclis'teki halimizi görmüyor musunuz? Türkçe konuşuyoruz arkadaşlar, anlayın lütfen, ne diyoruz, "hele bu kanunu böyle bir çıkaralım, ileride düzelteceğiz." "Ne kadar ilerde?" diyen bazı arkadaşlar var, güvenlik görevlisi arkadaşlarımdan rica ediyorum, evet şu ikinci sırada bej kravatlı olan şahısla yanındaki bıyıklı... Kendilerinden 359. maddenin ilgili bentlerini ihlâlden davacıyım. Teşekkür ederim.

Başta söylediklerimle sonrakiler birbirini tutmuyor mu? Tutmaz tabii; biz ne yaptığımızı biliyor muyuz ki arkadaşlar ama yine de ihtiyaten güvenlikçi arkadaşlardan rica ediyorum, bu soruyu soran çene sakallı beyi de alsınlar lütfen, nasıl olsa itham edecek bir şey buluruz ilerde...

Hoppalaaa!...

Niçin hep birlikte dışarı çıkıyorsunuz arkadaşlar, bu tavrınızı sindirmekte güçlük çekiyorum; üstelik sevgili eşim de aynı sindirim problemlerini yaşıyor. Güvenlikçi arkadaşlar, rica ediyorum, dışarı çıkan herkesi çembere alınız ve kaldırım kenarında hazırlanmış olan sehpalarda topunu sallandırınız. Sindirmek kolay olmayacak ama n'aapalım lâftan anlamıyor ki bu toplum...