Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Telefon dinlemenin, özel hayatın mahremiyet sınırlarını ihlal etmenin, haberleşme hürriyetinin çiğnenmesinin anayasa tarafından teminat altına alınmış bir temel hak olduğunu epeydir unutmuştuk; birdenbire hatırlayıverdik; iyi oldu.

Telefon görüşmesini ihtiva eden kasetteki kişiler bir medya yöneticisi ile bir bakan yerine başka kişiler olsaydı bu derece hassasiyet yaratır mıydı? Türkiye aylardan beri kanun dışı yollarla kaydedilmiş kasetleri, bu kasetlerde ortaya çıkan illegal menfaat ilişkilerini konuşuyor; işin "haberleşme etiği" cihetine bu derece ehemmiyet verildiğine yeni şahit oluyoruz. Bu gelişmeyi hayra yorsak gerektir.

Hadisenin mağdurlarına geçmiş olsun demeliyiz; bugünlerde zeminine "yüzde elli" tram verilip kutu içine alınarak dikkat çekilmeye çalışılan bazı anayasa maddelerinin yeniden hatırlatılmasına ihtiyacımız vardı. Ne var ki anayasamızda çerçeve içine yüzde elli tram verilerek vurgulanması gereken başka maddeler de var; üstelik bu maddeler anayasa tekniği gereğince sadece elitlerin değil, bütün vatandaşların temel haklarını teminat altına almayı vaat eden maddeler; ve maalesef çiğnenmesi neredeyse artık "vak'a-i adiye"den sayılan maddeler... Biz, medya yöneticileri ile siyasiler arasındaki görüşmelerin kanuna aykırı şekilde kaydedilmesindeki yanlışlığın üstüne giderken, diğer anayasa ve kanun ihlallerinin de aynı tarzda hassasiyete konu olmasını beklerdik ve bekliyoruz. Anayasamız, kaşıkla verdiğini sapıyla çıkaran bir mantıkla kaleme alınmış olsa bile adil tarzda ve bir bütün halinde uygulandığında yine de kahrı çekilir bir anayasa. Ne var ki dünyanın en iyi anayasasını bile "kısmen" tatbike kalktığınızda, sadece elitlerin ve nüfuzluların kişilik hakları saldırıya uğradığında anayasaya işlerlik kazandırmaya kalkıştığınızda o anayasanın güvenilirliğini ve kapsayıcılığını riske sokuyorsunuz demektir. Uzun söze gerek yok; anayasanın "haklar" manzumesini şöylece bir okuyup daha sonra bu maddelerin temel hakları garanti altına almakta fiilen ne kadar işe yaradığını düşünmek kafi.

Bugüne kadar gaipten haber verircesine, ruhlar dünyasındaki yakın akrabalarından ilham alırcasına, ancak çok mahdut sayıda kişinin bilgisi altında cereyan eden şeyleri sanki oradaymış gibi ballandıra ballandıra anlatanların habercilik yaparken bırakalım anayasayı, basın ahlak kurallarını bile kaale almadan tek başına polislik, müfettişlik, savcılık ve hakimlik yapmasına neredeyse alışmıştık. Gizli kamera çekimi ile şahsi hakları vahşice çiğnenen onca mağdurun da vaktiyle bu haklardan istifade etmesi gerekmez miydi? En azından Türkiye'de kanca taktığı kişinin hayatını söndürecek tarzda "araştırmacı gazetecilik" yaparak kamerasını ve mikrofonunu tehdiş aracı olarak kullanan bazı gazetecilerin, Amerika'da alışkanlık eseriyle Türkiye'de yaptıklarının onda birini yapmaya kalkışınca polis tarafından tutuklanmasından ibret almalıydık.

"Haçan pu herkese pir ters olsun!"

Tebrik ve tespit: Ramazan, kendine mahsus iklimi ve bereketi ile birlikte geldi; yeniden bu mübarek aya vasıl olduğumuz için hamd ederiz. Bu öyle mübarek ve bereketli bir ay ki, yılın on bir ayında bildikleri gibi yaşayanlar bile Ramazan'ın bereketinden istifade edebiliyorlar. Ramazan'da itaat ettikleri temel değerlere on bir ay müddetince ilgisiz kalanların bile "Ramazan sektörü"nden istifade etmelerinden hoşnutluk duyuyorum. Gazoz firmalarından süpermarketlere, Ramazan sayfası editörlerinden Clinton'a kadar birbiriyle ilgisiz gibi görünen pek çok farklı unsurun Ramazan vakasının farkına varması hoşuma gidiyor.

Ey sarıbenizliler; Ramazan-ı şerifiniz mübarek olsun; ey pembe benizliler, sizin de Ramazan'ınız kutlu ve bereketli olsun. Bu ay rahmet ayı ve "rahmet"e hepimizin ihtiyacı var; benzimizin rengi oruçlu saatlerde ne olursa olsun, bu ay "vasi rahmet"e vesile olduğu için çok güzel.

Hayır, huzur, saadet ve barış dolu nice Ramazanlara erişmek temennisiyle!