Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Haldun Simavi Günaydın'ı çıkarmaya karar verirken gazeteye hangi istikameti vereceğini kararlaştırmak için Orhan Gencebay'ın bütün plaklarını alıp sabaha kadar dinlemiş.

Gazeteciler yıllar sonra ortaya çıkan bu durumu "Baba"ya sual etmişler; cevap: "1970'li yılların başında toplumun yüzde 61'i tarım kesimi ve işçilerden, yüzde 18'i memur, geri kalanı ise kapital sahiplerinden oluşuyordu. Benim hedef kitlem toplumun yüzde 90'ıydı. Her yıl toplam 3 milyon tiraja ulaşıyordum."

Bu analizi 60'lı yılların sonlarında TİP'liler bile yapamıyordu. Kolay efsâne olunmuyor; büyüksün baba!


Fenerbahçe'nin Manchester United karşısında aldığı galibiyeti gölgelemeye kimsenin hakkı yok; "yedek takımı getirdiler; kolay rakiplerle eşleşmek için yenilip grupta ikinci olmayı baştan planlamışlardı" gibi münâfık yorumlara kulak asmamak lâzım. Biz Galatasaraylılar centilmenlikte daima örnek olmuşuzdur. Fenerbahçe'yi tebrik ediyor UEFA Kupası'nda başarılar diliyorum.

Rahmetli Prof. Dr. Yıldıray Arsan vaktiyle hem hocam ve ağabeyim, hem mesai arkadaşımdı. Böyle hallerde derdi ki, "Kimsenin malında mülkünde gözümüz yok; ama başkaları niçin mal mülk sahibi olsunlar ki!"

Ne tatlı insandı Yıldıray Hoca; Allah rahmet etsin.


Elazığ'da yayınlanan "Bizim Külliye" dergisi, 7. yaşını 22. sayısı ile tamamlıyor. Bu sayı ağırlıklı olarak asrî zamanların destan şairi rahmetli Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu'nun sanatına, şiire ve hatıralarına tahsis edilmiş. Kadirşinaslığın böylesi zihinde farklı ve çok aziz bir lezzet bırakıyor. Sağolsun Külliyeciler.

Dergiden bir güzel haber daha nakledeyim; Külliye'yi yayınlayan İzzetpaşa Vakfı, Harput'un namdar şairi Harputlu Hacı Hayri Bey için Dr. Naci Onur'un kaleme aldığı bir inceleme yayınlamış ki Hayri Bey'in şiirdeki kudretini erbâbı bilir; meraklısı için tadımlık bir kıt'a:

"İstekle midin içtiğimiz bâde velâkin / Hicr âteşini zehr ile söndürmek içindir / Mey neş'eye de keyfe de mahsus değildir / Erbâb-ı gaamı belki tez öldürmek içindir"

Milli Kütüphane'yi toplumun yazılı hafızası olarak görmek lazım. Çağ internet çağı ama Milli Kütüphane'nin "mkutup.gov.tr" adresli web sitesi, kendisinden medet umanlara âdeta, işini sevmeyen ve bir an evvel emekli olmayı dileyen bir kütüphane görevlisi gibi davranıyor. Site ağır işliyor ve tasarımı berbat. Sair arama motorlarının saat gibi çalıştığı bir ortamda Milli Kütüphane'nin resmi web sitesinin posta treni gibi işlemesi hiç yakışmıyor. Bu sitenin şimşek gibi hizmet vermesi ve makyajının düzeltilmesi için harcanacak para, ikinci el bir yerli arabanın fiyatının yarısından daha azdır.

İlgili bakanlığın dikkatine saygıyla arz ederim!


Atatürk'ün Cumhurreisliği esnasında özel kalem müdürlüğünü yapan Hasan Rıza Soyak'ın hatıraları YKY tarafından yeniden basıldı. Otuzlu yıllardan bir günü anlatıyor (mealen naklediyorum): Atatürk bahçede Ülkü ile oynamaktadır. Kâtibinin yaklaştığını görünce der ki, "Herkesin işi gücü, çoluğu-çocuğu var, bir şeylerle meşguller. Ben ise burada işsiz gibiyim."

Bu insâni portre beni çok etkiledi; Atatürk'ün aslında kalabalıklar içinde çok yalnız bir adam olduğunu hiç düşünmemiştim.

"Atatürk'den Hâtıralar"ın satırları arasında bu kabilden çok ayrıntı gizli. Hemen bitmemesi için ağırdan alıyorum.


İstanbul'un kahrı çok lâkin lütfu da az değil; işte onlardan biri: Bu akşam saat 20'de Altunizade Kültür Merkezi'nde "İstanbul Fasıl Topluluğu"nun "Hüzzam Faslı" var. Ekip kuvvetli; Serhanende Nurettin Çelik, diğer hanendeler Mehmet Güntekin, Emel Güntekin ve Eda Karaytuğ. Sazendeler de sazlarını aşmış sanatkârlar: Selim Güler, Göksel Baktagir, Baki Kemancı, Yurdal Tokcan, Emrullah Şengüller. Giriş ücretsiz. Erken davranmakta fayda var.

Bugün İstanbul'da olmak vardı!