Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Yazıma evvela Manisa'da okullarına polis baskını verilen 7 öğretmen kardeşimin ‘Öğretmenler Günü'nü kutlayarak başlamak istiyorum.

Böyle mübârek bir günde gözaltına alınmalarını, hükümetimiz tarafından bilumum öğretmen camiasına yapılmış fevkalâde nazik bir kompliman olarak değerlendiriyorum; eksik olmasınlar! Hatay sınırında düşürdüğümüz Rus uçağı ile ilgili yorum yapmak istemiyorum. Niçin; çünkü bu diplomatik ve askerî bir konudur ve böyle nâzik konular hakkında fikir yürütmek, ‘devlet geleneğimiz'de yoktur. Büyüklerimiz ne derse odur; zira dış politika ayrıcalıklı bir konu olup, nitekim her iki seçimde de gündeme getirilmemesi isabetli olmuştur. Ha, bazı çevreler diyecektir ki, “Sen dış politikayla ilgilenmez, hele hele bir belâ girdâbına dönüşen Suriye politikasıyla ilgilenmezsen, dış politika da gelir seninle ilgilenir ve bir sabah kendini Rus uçaklarını Hatay hududunda kovalıyorken bulursun!” Bunlar bednam ve talihsiz yorumlardır; hatta terbiyemi bozacak olsam bu gibi homurdanmaları, ‘Ülkenin bölünmez bütünlüğü'ne yapılmış saygısızlık bile sayabilirdim…

Bu arada yeni hükümetimiz açıklandı. Hayırlısı olsun. Türkiye'nin demokratik standartlarını yükseltmeye kararlı başbakanımızın, pek de ne mânâya geldiğini anlayamadığım bir yüz ifadesiyle açıkladığı vekiller listesinden hareketle, üzerime vazife olmadığı halde yeni hükümetin programını, kulağıdelik Ankara gazeteci takımından daha önce davranarak ifşa etmeyi, araştırmacı gazeteciliğimin bir gereği sayıyorum, şudur:

1-Yeni hükümet, kalpler sürûru Cumhurbaşkanı'mıza tam bir sadakatle bağlıdır. Bu kabinede, onun canını sıkacak, alnını kırıştıracak tek bir kişi bile yoktur, olamaz. Bu âhenk o kadar güçlüdür ki başbakan dahil 26 vekil, onun şahsı mânevisinde tecessüm etmiş gibidir. Kısaca o ne derse öyle olacaktır ve bu noktadan sonra ‘Şunu yapacağız, bunu yapacağız' diye program maddesi sıralamaya gerek bile yoktur. Lakin yine de onun hoşgörüsüne mağruren birkaç madde zikredeceğim, zaten çok uzun bir şey de değil…

2-Eski düzen -ki ondan ne anlıyorsanız işte o!- aynen eskisinin tıpkısı olarak devam edecektir. Uygulanan politikalar zaten çok başarılı olduğu için öyle reformdur, meformdur gibi enerji ve kaynak tüketici çabalara girmeyi düşünmemekteyiz.

3-Paralel yapıyla mücadele Türkiye'nin en büyük önceliğidir; 4 yıl boyunca kabinemizin amacı, bu gerçeği bütün dış dünyaya da kabul ettirmek olacaktır ve bu uğurda kırılmadık kapı, karartılmadık ekran, kodese atılmayan muhalif gazeteci, gasb edilmedik terörist şirket bırakmayacağımız tabiidir. Sayın başbakanımız bu süre zarfında yine, yanlış anlamalara yol açtığı görülen “demokrasi bizim gözümüzün bebeğidir, basın hürriyetlerini pek severiz, hukuk devletine can fedâ gibi” meâlindeki sözleri haftalık periyodlarda tekrarlamaya tabiatiyle devam edecek fakat ‘söz' ile ‘anlam' arasındaki semantik ilişki, çoktan beri kayış koparmış olduğundan kesinlikle eyleme dönüşmeyecektir!

4- Dış siyasette, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da hükümet başarılı adımlarına devam edecek ve özellikle bu süreçte aramızda problem çıkarmadığımız komşu ülke kalmamasına itina gösterecektir. Suriye sınırında nasıl Rusya ile iyi komşuluk ilişkileri geliştirmeyi başardıksa, aynı şekilde İran sınırında Çin Halk Cumhuriyeti, Ege sularında AB veya Suudi Arabistan Krallığı, Kıbrıs'ta Şanghay beşlisi ile yeni ve sıcak komşuluk ilişkileri geliştirilmesi öncelikli hedef olacaktır.

5- Denilecek ki, hayat pahalılığı, enflasyon, işsizlik, bütçe açığı vs. gibi ufak tefek ayrıntılardan bahsedilmemiş; mevzu ülkenin ‘bölünmez bütünlüğü' olunca bu gibi fasarya maddeler teferruat olduğu için ayrıca bahsine lüzum görmedik.

Haydi iyisin yine ey halkım, buldun çakı gibi hükümeti; işin iş!