Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Yazıma başlamadan önce dünyanın en büyük yolcu uçağı Airbus A-380'in kaptan pilotu Jean Michael Roy'un, Yeşilköy'e inişi esnasında kokpit camından Türk bayrağı dalgalandırmasının derin anlamını vurgulamak istiyorum.

Kaptan, karşılama merasimi esnasında, "Türkiye bizim için önemli ülke" diyebilmek zarafetini de göstermiştir. Budur!

Şimdi meseleye gelelim fakat ondan önce, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, ilk kez ev sahipliği yaptığı Cumhuriyet Bayramı resepsiyonunda, bir ilke imza atarak devlet protokolüne dâhil zevat arasına ünlü Hollywood oyuncusu Kevin Costner'i kabul etmesinin derin anlamını da vurgulamak istiyorum. Devletin başkanı ve başbakanı ile sol eli cebinde tokalaşmak alçakgönüllülüğünü gösteren Costner, Anıtkabir ziyaretinde eline aldığı Türk bayrağını sallayınca etrafındaki kalabalıktan büyük alkış almıştır; netekim Costner, "Anıtkabir'de bulunmaktan onur ve gurur duydum. Burada bunları hissetmemek imkânsızdı" demiştir.

Budur! Artık ölsek de gam yemememiz gerekir.

Hazır konser için gelmişken Costner, kendisine ısrarla teklif edilen Atatürk filminde başrol oynamayı kabul etmeli, bu esnada henüz hazır olmadığı için filmin senaryosu vesaire gibi önemsiz ayrıntılar için geçecek fuzuli zaman zarfında banka reklâmlarında oynamalı ve arada sırada basına, "Türkiye'nin birlik ve beraberliğe her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğu şu günlerde, ne dediği anlaşılmayan birtakım hükümet yalakacısı, Sorosçu, AB'ci ve Barzanici yazarları kınıyorum" şeklinde demeçler vermelidir.

Çok etkili olur, harika fikirdir.

Bu arada yazarlar, sülalesinde şehit olan ve olmayanlar kimlerdir diye bir güzel araştırılmalı, topluma sağduyu ve temkin çağrısında bulunanlar, milli hisleri alenen aşağılamak ve soğutmak suçundan mahkemeye verilip, "Ulan alçaklar, ulan şerefsizler, bir Kevin Costner kadar olamadınız be!" şeklinde hakarete uğradıktan sonra sürüm sürüm süründürülmelidir.

Bakınız düşündükçe insanın aklına ne güzel ilhamlar geliyor: Kevin Costner, alelacele bir bakanlar kurulu kararıyla Türk vatandaşlığı ile onurlandırılmalı, adı da Kerim Tanker yapılmalıdır. Kerim bu şerefi hak etmiştir çünkü etrafındaki ahali "I love you Costner" diye tezahüratta bulunmuştur; bu tezahürat milli bir kararlılığın ifadesidir.

Dünyanın en büyük yolcu uçağının kaptan pilotu Jean Michael Roy'u unutmamalıyız; bu uçaktan derhal kâfi miktarda satın alarak THY filosuna katıldıktan sonra kaptanın adı Can Mikail Boy'a tahvil edilmeli, Can Bey eğer gönlü çekerse hafta sonu tatillerinde milli takımda stoper oynatılmalıdır.

Yazıma başlamadan önce bir hususu daha açıkça tebarüz ettirmek isterim; NATO'dan, CENTO'dan ve Bağdat Paktı'ndan bir an evvel ayrılarak İran, Rusya, Çin ve Suriye ile ortak bir ittifak kurmalıyız. "CENTO ve Bağdat Paktı'nın yerinde yeller esiyor be adam" diye ukalalık etmeye kalkışanlara inat bunu yapmalıyız. AB'den ayrılmamıza ise lüzum yoktur, çünkü AB ile ilişkilerimiz zaten "kuru kuruya kurbanların olayım" makamında devam ettiği için AB'yi muhatap almaya değmez.

Yazıma başlamadan önce aklıma çok iyi bir fikir daha geldi. Türk vatandaşlığına geçen Kerim Tanker Bey'in etinden, tüyünden, derisinden ve kemiklerinden daha iyi yararlanmak için bakanlıklar arası bir komite oluşturarak, kendisine Hürriyet Gazetesi başyazarlığı, Kültür Bakanlığı, Dışişleri Protokol Daire Başkanlığı veya Hazine müsteşarlığı gibi görevler teklif etmeliyiz; isterse hepsini birden bir arada yapabilir, neticede bu onun meselesidir.

Artık yazıma başlayabilirim; ne diyordum sahi...