Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

"Göğü yıldızdan yeri tezekten" tanıdığımız için bizim dünyadan haberimiz yok tabii; Kültür Bakanlığı'na bağlı Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğü ikiye ayrılmış.

Yeni Sinema Genel Müdürü Mesut Cem Erkul, ilk iş olarak film desteklerine yeni bir kıstas getireceklerini, gişe yapan filmlerin yanı sıra tüm aile üyelerinin birlikte izleyebileceği, herkese hitap eden yapımların teşvik edileceğini söyleyince ortalık karışmış.

Yayınladıkları bildiriden hareketle kendilerini, "Sanat sinemacıları" olarak isimlendirebileceğimiz, "Sakal tıraşları mavi/ Kırmızı bıyıkları biber" bir grup sinema insanı "Barut öksürür" bir edâ ile vermiş veriştirmişler (Bkz. Attila İlhan); "Sinema Genel Müdürlüğü'nün hâlâ Ticaret ya da Sanayi değil Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın bünyesinde olduğunu hatırlatmak isteriz". Hmm... demeye getiriliyor ki, "Müdür müdür! Mevzu ne traktör ne de patates; burada sanatla ilgili bir şey var!" ve ardından en güçlü silahlarını (Şişko Bertha!) cepheye sevketmişler: "Kültürel, sanatsal ürünler kâr zarar hesabı ile değerlendirilemez!" Bu derece tahripkâr bir bombanın öldürücü şarapnel etkisine rağmen ayakta kalması muhtemel kılıç artıklarına hitaben şu mealde güzel bir ders verilmiş: Son on yılda Türk Sineması istikrarlı bir yükseliş içindedir, yerli yapımlar büyük festivallerde yer bulmakta ve ödüller kazanmaktadır. Bu başarılar milyonlarca lira sarfıyla yapılacak tanıtımlardan daha güçlüdür ve bu zaferler ancak sanatçıların özgürlüğü ve yapımların özgünlüğü ile ortaya çıkabilmektedir!

Öğrendiniz herhalde: Kısaca, sanatçı özgür, yapımlar özgün olacak, parayı ise devlet verecek!

İyi de özgür ve özgün abilerim, ablalarım; bu tür eserlerden biz Karabudunun düz ahalisi, biz göbeğini kaşıyan takımı, biz "her an itibariyle irticâa meyl-i mahsûs" vaziyetindeki echel kalabalık bir şey anlamıyoruz ki; ilk onbeş dakikasında narkozlanmış gibi kazâya bıraktığımız uyku borçlarını tediyeye başlıyoruz mîrim! Evet, hem ayıp hem günâh ama n'aapalım, Evropalı festival cemaatlerinin bilumum ödüllere garkettiği bu caanım özgün yapıtlar ne zaman sinemalara düşse, bomba ihbarı yapılmış gibi salon o'ssaat boşalıveriyor. Halkımız eşiyle, dostuyla, mâaile seyredebileceği, anlaşılır, sade, eğlendirici, insanda hayat sevgisi uyandıran basit filmler seviyor. Anlamıyoruz diye bizi de dövecek misiniz yani, dövecek misiniz? (Hâtiften, "Nerde o günler" homurtuları)

Onların bizimle işi yok ama; diyorlar ki, "Eğer bu bakış açısıyla yaklaşılsaydı son yıllarda uluslararası başarılar kazanan filmlerin birçoğu desteklenemezdi. Kurgulanmaya çalışılan bu teorik zeminin hem sanatın tümünde ve doğal olarak sinemada tek bir karşılığı vardır; sansür ve adam kayırma. Sanatın doğasına, maddi koşullarla ve çerçevesi müphem Türk aile değerleriyle sınır çizmek kabul edilemez."

Entel sinemadan anlamadığınız ve fıtraten câhil olduğunuz için tercüme ediyorum: Bir- Ey ahali, size kalsa bizim özgün yapıtların âkıbeti mâlum; biz bu dünya şâheserleri yapamazdık! İki- Bizim paramızı kesmeye kalkışırsanız adam kayırmış ve sansür koymuş olursunuz! Üç- Zaten bu "Aile değerleri" dediğiniz şey pek matah bir nâne değildir, "Çerçevesi müphem" bir takım üstyapısal şeysiler...

Sinema Genel Müdürü'nün tezi şu hâlbuki: "Eskiden kahramanlık filmlerine, tarihi Türk filmlerine gidilir, çıkıldığı zaman onun etkisinde kalınırdı. Bir Malkoçoğlu vesaire etkilerdi... Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da engellilerin ya da Türk ailesinin yapısını güçlendirici eserlerin ortaya çıkmasında çok istekli..."

Vallahi doğru karar; destekliyor ve tebrik ediyorum. Nihayet, halkın vergileriyle oluşan fonların âkıbetini soruşturan ve sinemaya destek için doğru adresi araştıran bir bürokratik hamle gördük, alkışlıyoruz.

Özgün ve özgür sinema insanlarını ise, projelerini desteklemek için hür teşebbüs erbâbından başkaca sponsor bulmaya dâvet ederiz. Kameraya "Motor" komutu verdikten sonra tripodun mengenelerini sıkıştırıp aynı kadrajda onbeş dakikalık plan çekmeye benzemez bu iş. Yapın o beğenmediğiniz "Çerçevesi müphem aile değerleri"ne hitab eden eğlenceli, basit filmler, onları da seyredelim.

Kategorik bir alerji mevzubahis değil yani çocuklar!