Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Değerli meslektaşım Sayın Bush, Devletin ve hükümetimizin görüşlerini dile getiren bu mektuba başlamadan önce samimi teessürlerimizi ve başsağlığı dileklerimizi iletmek istiyorum. İnanmalısınız ki bu mektupta Türk halkının duygularını tam anlamıyla yansıtan tek cümle belki de budur. "Gerisi nedir?" diye sual ederseniz ayrıntıları aşağıda sunulmuş bulunmaktadır.

Alelacele almış olduğunuz tek yanlı intikam saldırısı kararı aslında hiç hoşumuza gitmedi. Bizde bir borsa var; bırakınız Wall Street çalkantılarını, Çankaya kavşağında iki otomobil tampon tampona çarpışsa etkileniveriyor. Biliyorsunuz, biz hayli vakittir ipin ucunu elden kaçırdık. Ekonomi yönetimini beceremiyoruz; neler neler yaptık kâr etmedi. Geçenlerde hazineden sorumlu arkadaşlar "Tellibaba'ya gidelim, kurşun döktürüp mevlüt okutalım" teklifinde bile bulundular; gerisini siz anlayınız!

Üzülerek belirtmeliyim ki, bizim kamuoyu sizi ve dış politikanızı beğenmiyor; hani nasıl derler, biz biraz "tutucu" bir toplum yapısına sahibiz. Kore Savaşı'ndan bu yana köprülerin altından çok sular aktı. Amerikan dış siyasetinin güçlü ama kaba ve incitici tavrı, Balkanlar'dan itibaren doğuya doğru giderseniz, sizin San Fransisco sahillerine kadar hiçbir yerde tasvib görmüyor. Kaldı ki Ortadoğu ve özellikle İsrail politikanız bütün İslâm dünyasında, bırakınız antipatiyi nefretle karşılanıyor. Bu durumda biz hükümet olarak hayli ikircikli bir mevkide kalmış bulunmaktayız. Gayet yakından bilirsiniz ki tek parti devrinden beri bizde yönetici elit, daima Amerikan yanlısı siyaset tarzına fıtraten eğilim duyan bir zümreden oluşmuştur. Bunun anlamı kısaca şu; size bakan resmi yüzümüz gülümsüyor ama yönettiğimiz toplum bizimle aynı hisleri paylaşmıyor. Aslına bakarsanız sadece ABD ile ilişkilerimizde değil, bütün temel problemlerimizde toplumla devlet arasında derin bir fay kırığının varlığı bir gerçektir.

Herhalde anlıyorsunuz; bu mektupla sizi ve yönetiminizi, aldığınız son kararlardan ötürü resmen destekliyoruz. Esasen yarım asrı aşkın bir süreden beri sizlerle dost ve müttefikiz. NATO antlaşması çerçevesinde faaliyette bulunan üslerdeki askeri faaliyetleriniz dün olduğu gibi bugün de devam edecektir elbette. Bu faaliyetlere bir kısıtlama veya denetim getirmek, dün olduğu gibi bugün de asla aklımızdan geçmeyecek bir fikirdir. Bu bakımdan müsterih olabilirsiniz. Ancak bir noktada dikkatlerinizi yoğunlaştırmanızı rica ediyoruz: Yapmayı düşündüğünüz intikam operasyonu (ki siz ona çok isabetli ve harikulade bir ilhamla "sonsuz adalet" adını vermiş bulunuyorsunuz) özellikle sınır komşularımızı kapsayacak şekilde derinleşirse, bu kararın, şimdiden kestirilemeyecek bir vadede Türkiye'yi etkileyeceğini ve destablize edeceğini hatırlatmak isteriz. Bilhassa yurtiçinde politik bir baskı aracı olarak son dönemde sıkça başvurduğumuz ve oldukça iyi randıman aldığımız "İslami terörizm" diskurunda israr etmeniz halinde, her ne kadar her türlü radikalizme karşı isek de neticede fiilen halkının çoğunluğu Müslüman olan bir ülke olduğumuzdan dolayı büyük toplumsal ve politik sarsıntılara uğramamız muhtemeldir.

Gayet iyi bilirsiniz ki Körfez Savaşı sırasında almış olduğumuz aktif destek durumu, sonraki on yılda gerek iktisadi, gerekse diplomatik açıdan hiç de samimiyetimizle bağdaşır sonuçlar doğurmadı. Aynı dramın bir kere daha yaşanmasıyla, ülkemizde toplumla devlet arasındaki iletişim hatlarının tamamen işe yaramaz hale geleceğinden endişeliyiz. Bu kritik mevkimizi anlayacağınızı ümid ediyoruz.

Sayın meslektaşım,

Basında yer alan resmi mektuba ek olarak özel kurye aracılığı ile hükümetinize takdim edilmiş bulunan işbu mektup, Türkiye'deki devlet aklı'nın (ki bazı çevreler böyle bir şeyin olmadığını ileri sürmektedirler) samimi kanaatlerini taşımaktadır. Son derece bozuk ekonomik durumumuz göz önüne alındığında, Türkiye'nin yakın bölgesinde yeni bir siyasi istikrarsızlık yaşamaya tahammül edemeyeceği kolayca anlaşılır. Hal böyleyken, sayın hükümetinize karşı bundan daha farklı yeni bir tutum geliştirecek enstrümanlardan mahrum olduğumuz açıktır. Bu zafiyet esnasında Türkiye'yi daha fazla zaafa düşürebilecek beyan ve politikalar üzerinde mümkünse bir kere daha düşünmenizi özellikle rica ediyoruz.

Saygı ve sevgilerimizle...