Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

-Eveet, çocuklar hepinize günaydın, parti okulumuzun ilk günlerinde sizlere hitab edebilmekten çok mutluyum. Daha önce de belirttiğim gibi bu bizim rüyâmızdı, bir parti okulumuz olsun; orada gençlere, çocuklara yoğun bir eğitim verelim...

-Hocam bir saniyenizi alabilir miyim?

-Elbette, buyur çocuğum!

-Hocam çocuğum çocuğum deyip duruyorsunuz ama bizler kocaman adamlarız. İçimizde torun torba sahibi olanlar bile var. Bizlere çocuğum yerine arkadaşlar deseniz daha uygun olmaz mı?

-Haklısınız çocuklar, pardon arkadaşlar; ama daha işin başında birtakım şekli ayrıntılara takılıp kalmanızı doğru bulmuyorum. Ben de geçenlerde manava uğradım, tezgâhtar, "Buyur dayı, ne istiyorsan verek" dedi. Bu gibi seslenme biçimlerinin doğru olmadığını kabul ediyorum ama üzerinde durmayalım isterseniz. Bakınız burada sizler için büyük fedakârlık yaptık; partimize geleceğin vekillerini, yöneticilerini, yol göstericilerini yetiştirmek için onca masrafa girdik, değil mi ama... Arka sıradan parmak kaldıran arkadaşım, evet, sizi dinliyoruz,

-Öğretmenim, Hasan arkadaş silgimi aldı, vermiyor!

-Hasan arkadaş? Siz misiniz? Yakışıyor mu Hasan arkadaş? Veriniz arkadaşınızın silgisini ve lütfen uslu durunuz, sizler belirli bir toplumsal erginliğe erişmiş kişilersiniz.

-Öğretmenim, Hasan arkadaş silgimi verdi ama bana, ilk kongrede sana gününü gösteririm diyor.

-Çok ayıp doğrusu, kınıyoruz bu davranışı değil mi arkadaşlar? Gerçi, Hasan arkadaşımızın konuyu çok demokratik bir şekilde kongreye taşıması alkışlanacak bir erdemliliktir fakat dershane düzenini korumak zorundayız. Evet dersimiz anayasa hukuku çocuklar, neyse işte arkadaşlar. Size şimdi anayasa hukukunun temel kavramlarını anlatacağım...

-Öğretmenim, bu böyle olmayacak, arkamda oturan arkadaş kalemiyle dürtüp duruyor beni. Yerimi değiştirseniz...

-Anlaşıldı, size önce bir sınıf başkanı seçmek lazım. Kimler sınıf başkanı olmak istiyor? Nee, hepiniz mi? Neyse, kalsın şimdilik, başka bir derste seçersiniz başkanınızı. Derse geçiyorum, evet, anayasa güzel ve lâzımlı bir şeydir ve her devletin bir anayasası olmalıdır. Bizim anayasamız da 1982 Anayasası'dır.

-Öğretmenim, 82 Anayasası, 12 Eylül darbecilerinin yaptığı anayasa değil mi?

-Evet öyle fakat bu gibi önemsiz ayrıntılar üzerinde durmamalıyız.

-Önemsiz ayrıntı olur mu öğretmenim, antidemokratik bir anayasa değil mi bu; generaller yapmıştı hani, neyini öğreteceksiniz bunun bize?

-Sizler bu gibi ince detayları anlamazsınız arkadaşlar; anlayacak olsanız bu sınıfta öğrenci olmazdınız değil mi? Nitekim biz geçen sene yapılan referandumda anayasa değişikliğine hayır oyu vermiştik. Peki niçin hayır oyu verdiğimizi bana kim anlatacak?

-Öğretmenim, Çetin arkadaş bana bakıp bakıp gülüyor!

-Çok ayıp Çetin arkadaş, birbirimizi sevip desteklemeliyiz. Tabii kongre ve kurultay dönemleri başka. Şimdi herkes bana baksın ve soruma cevap vermek için düşünmeye başlasın. Biz geçen sene referandumda niçin hayır oyu kullanmıştık?

-Öğretmenim, Çetin arkadaş, alçak sesle kulağıma "enayiliğimizden" diyor.

-Aa, ne kadar yanlış, ne kadar ayıp, Çetin arkadaş, kalk bakalım ayağa; sen parti disiplini diye bir şey duymadın mı çocuğum? Yanlış değil ama diyelim ki yanlış; 'enayiliğimizden' diye cevap olur mu?

-Ben demedim öğretmenim, der miyim hiç, arkadaş kafadan uyduruyor.

-Kalkın bakalım ikiniz de ayağa, kapının kenarına duvarın köşesine gidip tek ayak üstünde duracaksınız, sizi gidi keratalar sizi. Hani basına sızmayacağını bilsem kulaklarınızı da çekeceğim ama neyse...

-Öğretmenim ben bir şey yapmadım, Çetin arkadaşın iftirası. Ben güzel güzel dersi dinliyordum ki...

-Sus, bir de konuşuyor, densiz, kıpırdamadan duracaksınız orada, ayağınızı indirmek de yok. Ben söyleyinceye kadar! Evet, devam ediyoruz; soruma cevap gelmediği için cevabı ben veriyorum. Çünkü arkadaşlar iktidar anayasayı çaktırmadan değiştirip kendi diktatörlüğünü kurmak istiyordu da ondan, anladınız mı?

-Öğretmenim, diktatörlük kötü bir şey mi?

-Elbette kötü bir şey Tankut, diktatörlük iyi bir şey olur mu?

-Ama bazı çevreler bizim partiyi tek parti döneminde dikta yönetimi kurmakla suçluyorlar. Bizim parti dikta yönetimi kurdu mu ki öğretmenim?

-Hay Allah, hangi terbiyesiz, kötü aile çocuğundan duyuyorsunuz böyle zararlı fikirleri? Bizimkisi tek parti yönetimi değildi ki çocuğum; parti kurmak serbestti bilakis ama ne zaman bir parti kurulsa üç aya kalmadan kendini intihar ediyordu; onun için uzaktan bakılınca tek parti gibi görünüyordu; olay budur!

-Anladım öğretmenim, teşekkür ederim.

-Aferin Tankut, bundan sonra kötü arkadaşlarla samimi olma; yoksa annen ağzına biber sürer ağlarsın, tamam mı çocuğum? Eveet, anayasanın temel kavramları diyorduk.

-Öğretmenim, yoruldum, ayak değiştirsem olur mu? Ayrıca Suzan arkadaş bize el işareti yapıyor...

-Oturun artık yerinize, yetişir bu kadar ceza size, ne diyorduk, anayasa...

-Zrnnn!

-Öğretmenim, zil çaldı!

-Duydum Tankut duydum; gelecek dersimiz, kurultay delegeliğinin püf noktaları. Parti iç tüzüğünü güzel okuyun, tamam mı çocuklar!