Aynı hareketi Rüştü maç içinde bir kere daha yaptı; kendisine yollanan geri pası sert, düzgün ama yerden bir vuruşla Brezilya'ya bir hücum pası olarak ikram etti. Ne var ki maçın son üç dakikasına kadar Rüştü maçın yıldızıydı; yine inanılmaz bir kurtarış yaptığı pozisyonun hemen sonrasında içimden, "Keşke Rüştü'nün IQ'su 25"30 puan daha fazla olsaydı" diye geçirdim.

Temennimde ne kadar haklı olduğumu Rüştü, 87. dakikada kendisine uzatılan geri pası yine rakibe nişanlayarak gösterdi. Bâ'de harab'ül Basra!". Alpay yapılabilecek olanı yaptı ama çaresizdi. Penaltı haklı, Brezilya ballıydı!

Maçı böyle verdik! Rüştü, maçın kader adamıydı; bilmem kaç yıllık kalecilik kariyerinde geri pasları kestirmeden taca atmak veya topa yükseklik kazandırırak uzaklara göndermek tekniğini öğrenememiş olması bize pahalıya mal oldu.

İyi oynamadık ama arslanlar gibi mücadele ettik; didiştik, adamların taban kaldırdığı toplara kafamızı uzattık. Brezilya'ya yenilmek onursuz bir sonuç değil; kaybedilen puana değil ama çocukların emeğine yanarım.

Şenol Güneş yine günündeydi; bizim takımdaki sahada topa basabilen ve ayağında top tutup iyi yerlere gönderebilen yegâne adamı, Yıldıray'ı kenara alırken saçmalığın zirvelerinde gezindi. Takımı sahaya yaymakta beceriksizdi. Tam doksan dakika boyunca defans kanatlarımız koridor gibiydi. Arka arkaya üç pası, ancak kendi defansımızın derinliğine doğru yapabildik ve topu kaptığımızda topsuz oyunun gereklerini yerine getiremedik. Kezâ Şenol Güneş'in, serbest vuruşları paslaşarak kullanma taktiği bizlere ekran başında saç baş yoldurdu. Maç boyunca istediği gibi tek top alamayan ve istemeden de olsa takımı on kişi bırakan Hakan Şükür'ü, son yirmi dakikada kenara almak ise aklına bile gelmedi.

Şenol Güneş'e güven duymam için artık hiçbir gerekçe yok; Bence takımdaki oyuncular, soyunma odasında kendilerine göre taktik yapsalar Şenol Güneş'i aratmazlar.

Kim bilir belki de öyle oluyordur zaten!

Maçın Koreli hakemi Brezilya'ya hayrandı ve maç boyunca Brezilya'yı aynı hayranlıkla seyredip durdu; böyle üçüncü sınıf bir hakemin finallerde düdük öttürmesi çok garip. Sarı ve kırmızı kart kullanmakta adeta istekliydi ama sadece Türkiye'ye karşı. Maçtan sonra Rivaldo ile forma değiştirdiğini duysam şaşırmam.

Brezilya'ya gelince, bu futbolla final oynamaları için daha kaç Koreli hakem gerekecek acaba?